Gündem

10 Ekim davasından: Sanıklar 'soykırım' ve 'insanlık suçu'ndan yargılansın

"Mahkemenizin Ağır Ceza Mahkemesi sıfatını ve kamu gücünü kullanması lazım"

01 Şubat 2018 12:11

10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasının 7’inci duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada 19 tutuklu sanıktan 18’i hazır edilirken sanık Hatice Akaltın sağlık raporu sunarak duruşmaya katılmadı. Avukatlar, sanıkların "soykırım" ve "insanlık suçu"ndan da yargılanmasını istedi.

"Suç duyurusunda bulunmazsanız müzekkerelere cevap gelmeyecek"

Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre, Duruşmanın ilk bir saatinde mahkemenin müzekkerelerine gelen yanıtlar okundu. Mahkeme heyetinin müzekkerelerinin çoğunluğuna cevap verilmediğini belirten ve tepki gösteren mağdur avukatı Murat Kemal Gündüz, “Bir saati aşkın gelen ve gelmeyen kayıtları okuyorsunuz ve tamamına yakını gelmemiş kayıtlar. Katılanlardan da ses seda çıktı ‘acaba gelen ne var’ diye. Bir yılı aşkın süredir Gaziantep savcılık ve emniyetine müzekkere yazıyorsunuz. Mahkemenizin artık Ağır Ceza Mahkemesi sıfatını ve kamu gücünü kullanması lazım. Bunlara suç duyurusunda bulunmazsanız müzekkerelere cevap gelmeyecek” dedi.

TTB gözaltılarından dolayı bazı avukatlar katılmadı

Avukat İlke Işık, Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyelerinin barış açıklaması yaptığı için gözaltına alındığını ve bazı avukatların bu yüzden duruşmaya katılamayacağını belirtti. TTB’nin 10 Ekim Barış Mitingi’nin düzenleme komitesinde ve davanın da müdahili olduğunu hatırlatan Işık, “10 Ekim’de de barış demek için bir araya gelmişlerdi bu doktorlar. Aradan 2 yıl geçti. Sadece barış dedikleri, hiç kimse zarar görmesin dedikleri için gözaltında tutuluyorlar. Bu yüzden 10 Ekim Davası ve barış demek önemli. Buradaki avukatların burada olmama sebeplerini bir kez daha hatırlatmış olalım. Bu davada da her aşamada barış demeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Soruşturmanın yürütülmesi aşamasında sanıklarla ilgili bilgilerin titizlikle incelenip toplanmadığını belirten Işık, “Hala ve ısrarla eksik belgeleri talep etmek durumundayız” dedi. Işık, “Gelinen noktada adaletin tecellisine engel olmaya çalışan, delil karartan ve görevi kötüye kullanan soruşturmanın savcıları hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep ediyoruz” dedi.

Gar katliamı davasının 7’inci tur duruşmasının ilk günü verilen aranın ardından devam ediyor. Dosyada bulunan sanıklara ilişkin görseller mahkeme salonundaki ekranlara yansıtıldı. Sanık Yakup Şahin’e ait olduğu belirtilen benzinlikteki fotoğraflar ekrana yansıtıldı. Alyaz sitesindeki güvenlik kamerası görüntülerinde tespit edilen sanıkların ekrana yansıtılması sırasında sanıklar arasında konuşmaya başladı. Fotoğraflara gülen sanıklara mahkeme sıralarından, ‘Neye gülüyorsunuz’ sözleriyle tepki gösterenler oldu.

"15 Temmuz’dan sonra herkesin taşıdığı bayrak”

Duruşma salonunda sanıklara ilişkin gösterilen görsellerin ardından sanıkların ifadelerine geçildi. Sanık Yakup Şahin kendisine gösterilen görsellere ilişkin önce cevap vermedi, sonrasında ise kabul etti. Otelde görüntüleri olan sanık Hakan Şahin, görüntülerin kendisine ait olduğunu kabul etti. Sanık Esin Altıntuğ ise Alyaz sitesindeki güvenlik kamerası görüntülerinin kendisine ait olmadığını, daha önce oraya hiç gitmediğini söyledi.

Dosya üzerinden basılı olarak görüntüleri tekrar inceleyen Altıntuğ görsellerdekilerin kendisine ait olmadığını bir kez daha tekrarladı. Sanık Erman Ekici ise kendisine gösterilen görseldeki bayraklı fotoğrafa ilişkin, “Bu IŞİD bayrağı değil, 15 Temmuz’dan sonra herkesin taşıdığı bayrak” cevabını verdi.

Mağdur avukatı Murat Kemal Gündüz, sanık Hüseyin Tunç’a, “Yakup Şahin ile beraber amonyum nitrat taşıdığı kamyon nereye gitti ve rengi neydi” diye sordu. Avukatın sorusunu yanıtlamak istemeyen sanığa salondan, “İşine gelmedi mi” sözleriyle tepki gösterenler oldu. Sanık Tunç arka sıraya dönerek, “İşime gelmedi” cevabını verdi.

İzleyiciden sanığa: Faşist

Mağdur avukatları, fotoğraflarla ilgili sanıklara sorular yöneltmeye başladı. Avukat Eylem Sarıoğlu, sanık Yakup Karaoğlu’na, Elazığ’da çekilen fotoğraflarını sordu. Fotoğrafların 2010 yılına ait olduğunu ve o dönem IŞİD’in olmadığını söyleyen Karaoğlu’na avukatlar, fotoğrafın 2014 tarihine ait olduğunu hatırlattı.

Soruların devam ettiği sırada sanık Mehmedin Baraç ile mağdur avukatları arasında küfür tartışması yaşandı. Avukatların küfür ettiğini iddia eden Baraç’a salondan tepki geldi. Tartışmanın sürdüğü sırada sanık Karaoğlu, avukatlara ve ailelere dönerek “terör örgütü üyeleri” gibi ifadeler kullanınca salonda gerginlik yaşandı. Karaoğlu’na “faşist” diye seslenen bir izleyici ile sanık Karaoğlu salondan çıkarıldı.

Sanık Erman Ekici’ye sorular yönelten avukat Eylem Sarıoğlu, “Cumhuriyet gazetesinin adresi evindeki aramalarda çıktı, saldırı mı planlıyordun” diye sordu. Avukatın sorusunun ardından sinirlenen Ekici, “Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin adresi olsa oraya mı düzenleyecektim yani” yanıtını verdi.

Mağdur avukatları daha önce reddedilen tanık dinlemelerini, bir kez daha mahkeme heyetinden talep etti. Irak ve Suriye’de IŞİD’in eylemlerine yönelik uluslararası kararlar çıktığını hatırlatan mağdur avukatı Senem Doğanoğlu, sanıkların yalnızca “terör örgütü üyeliği” suçlamasından değil, soykırım ve insanlık suçundan da yargılanması gerektiğini söyledi.

Doğanoğlu,”Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin kararına göre, IŞİD Ezidilere, Sünni Müslüman olmayan herkese soykırım suçu işlemiştir. Tecavüz gibi diğer savaş suçlarını da işlemiştir” diye konuştu.