Politika

13 kadın mahkûmdan ‘çıplak arama' şikâyeti yapıldı; Meclis yasaları referans gösterdi

Cezaevlerindeki hak ihlalleri milletvekillerinin de gündeminde

19 Eylül 2018 21:30

TBMM Dilekçe Komisyonu, hükümlü bulundukları Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde 13 kadın mahkûmun, çıplak arama ve bu uygulamayı protesto edenlerin hücrede tutulması, kötü muamele yapılması ile iletişim haklarının engellendiği gerekçesiyle yaptığı hak ihlali başvurusunda mevzuatı referans gösterdi.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nden konuyla ilgili alınan bilgiye, yapılan araştırma ve incelemelere dikkat çeken komisyon, haftalık telefon görüşlerinin durdurulduğu, tek kişilik hücre konusunda da mahkumları haklı bulmadı. Bir kısım tutuklu ve hükümlü tarafından yapılan eylem nedeniyle olay günü haftalık telefon görüşlerinin durdurulduğunu belirten komisyon, iletişimin engellendiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi.  Komisyon, söz konusu olay nedeniyle tedbir amaçlı tek kişilik odaya alınan mahkumların tekrar koğuşlarına gönderildiğini söyledi.

 Meclis Dilekçe Komisyonu, karara bağladığı Başkanlık Divanı cetvelinde Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi'nden 13 mahkûm adına yapılan kötü muamele iddiasını da yanıtladı. Cezaevi’nden 12 arkadaşı adına başvuran Y.Ş, dilekçe de yer aldığı bilgiye göre, kurumda çıplak arama yapıldığı, 13 hükümlü ve tutuklunun çıplak aramayı protesto ettikleri için hücrelerde tutuldukları ve kötü muamele gördükleri, iletişim haklarının engellendiğini iddia etti. Komisyon cetvelinde, konunun araştırılıp incelendiği  ve Adalet Bakanlığı’ndan  bilgi alındığı dikkat çekiyor.

Komisyonun, hak ihlaline ilişkin Başkanlık Divanı kararı şöyle:

Yapılan araştırma ve inceleme sonucunda;

Anılan Kurumda 03/03/2018 tarihinde "Silâhlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan tutuklu ve hükümlü olarak bulunanların haftalık telefon görüşlerinin yaptırılmak üzere koğuşlarından alındıkları, telefon görüşmelerinin sonrasında yeniden koğuşlarına götürülürken üstlerindeki kıyafetleri çıkararak slogan atmaya başladıkları, yaşanan olay üzerine, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan" Yönetim, disiplin soruşturması yapılan hükümlünün odasını, iş ve çalışma yerini değiştirebilir, hükümlüyü kurumun başka kesimine nakledebilir veya hükümlülerden ayırabilir" ve ikinci fıkrasında "Kurumun düzeninin ve kişilerin güvenliklerinin ciddi tehlikeyle karşı karşıya kalınası halinde, asayiş ve düzeni sağlamak için Kanunda açıkça belirtilmeyen diğer tedbirler de alınır.

Tedbirin uygulanması, disiplin cezasının verilmesine engel olmaz.” hüküm gereğince, H.B, D.T,  L.B.K, T.S, S.A, N.M, Ş.A, N.C.E, M.A, G.A, N.G, Ş.Ç ve S.U isimli hükümlü ve tutukluların tedbir amaçlı tek kişilik odalara alındıkları, aynı tarihte de darp raporu aldırmak isteyen M.A, D.T, H.B ve Ş.A'ın Tarsus Devlet Hastanesine sevk edildikleri, Ş.Ç isimli hükümlünün 05/03/2018 tarihinde darp raporu almak istediğini belirtmesi nedeniyle aynı tarihte Tarsus Devlet Hastanesine sevkinin sağlandığı, anılan hastanede yapılan muayeneleri sonucunda düzenlenen raporlarda "basit müdahale ile giderilebilir" ifadelerine yer verildiği, Ceza infaz kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların oda dışına çıkarılmaları gereken hallerde, görevli infaz ve koruma memurları tarafından el ile fiziki olarak üst aramasının yapıldığı, bunun dışında hükümlü ve tutukluların üzerlerinin el dedektörü ile de arandığı, üst aramalarının kurum güvenliği ve asayişi kapsamında mevzuat çerçevesinde yerine getirildiği, herhangi bir usulsüz ve keyfî davranışın söz konusu olmadığı, yapılan bu işlem esnasında insan onuruna saygının esas alındığı, Hükümlü veya tutukluların üzerlerinde ve vücut boşluklarında Kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve Kurumun en üst amirinin gerekli görmesi halinde, 5275 sayılı Kanunîm "Arama" başlıklı 36'ncı maddesi ile Tüzük'ün 46'ıncı maddesinin; bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, çıplak olarak veya beden çukurlarında aşağıda belirtilen usullere göre arama yapılabilir.

Çıplak arama, hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde ve kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak gerçekleştirilir ,

b) Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarttırılır, bedenin alt kısmındaki giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarttırılır. Bu giysiler de mutlaka aranır, c) Çıplak arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Aranan kişinin beden çukurlarında bir şeyin bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin bulunması hâlinde öncelikle, hükümlüden madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılması istenir, aksi hâlde bunun zor kullanılarak gerçekleştirileceği bildirilir. Beden çukurlarındaki arama, cezaevi tabibi tarafından yerine getirilir,

d) Çıplak olarak arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir.

(3) Beden ve üst aramaları aynı cinsiyetten güvenlik ve gözetim görevlileri tarafından yapılır.  "Hükümleri uyarınca arama yapılabildiği, uygulamanın bu yönde gerçekleştirildiği, Öte yandan, iletişim haklarının engellendiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, 03/03/2018 tarihinde bir kısım hükümlü ve tutuklu tarafından yapılan eylem nedeniyle Ceza İnfaz Kurumlan Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 89'uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi "

Telefonla görüşme hakkı: kurum asayiş ve güvenliğini bozucu her türlü bireysel veya toplu olaylar sırasında, kullandırılamaz" hükmü gereğince olay günü haftalık telefon görüşlerinin durdurulduğu, aralarında Y.Ş’in de bulunduğu hükümlü ve tutukluların durdurulan telefon görüşmelerinin 05/03/2018 tarihinde kullandırıldığı, Söz konusu olay nedeniyle tedbir amaçlı tek kişilik odalara alınan H.B, D.T, L.B.K, T.S, S.A, N.M, Ş.A, N.C.E, M.A, G.A, N.G, Ş.Ç ve S.U  isimli hükümlü ve tutukluların 05/03/2018 tarihinde saat 15.00 sıralarında tekrar daha önce kaldıkları koğuşlara yerleştirildikleri, bu itibarla, kurum uygulamalarının mevzuat çerçevesinde yerine getirildiği, herhangi bir keyfi uygulamanın veya usulsüzlüğün söz konusu olmadığı, anlaşılmıştır."

Gereği Düşünüldü: Dilekçe ve ilgili kurumun yazısı incelenmiş olup İdarece beyan olunan açıklamalar dışında bu aşamada, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ile TBMM İçtüzüğü’nün 116’ncı maddesi uyarınca dilekçe hakkında komisyonumuzca başka bir işlem yapılamayacağına karar verildi.