Gündem

"Atatürk'ün 'Tabiatta kuvvetler ayrılığı yoktur' sözü Milli Mücadele'yi kazandırdı"

"1921 Anayasası, Meşrutiyet anayasalarındaki kuvvetler ayrılığın da sonudur"

13 Ekim 2017 05:26

Hürriyet yazarı Taha Akyol, Milli Mücadele döneminde kuvvetler birliğine dayalı 1921 anayasasının kabul edilmesi için Mustafa Kemal Atatürk'ün 1 Aralık 1920 günü "Tabiatta kuvvetler ayrılığı yoktur" dediğini aktardı. Akyol, "Evet, Milli Mücadele ancak kuvvetler birliği ilkesiyle başarılabilirdi. Fakat bunun uzun yıllar sürdürülmesi kuvvetler ayrılığı kültürünün toplumda özümsenmesini çok geciktirdi" diye ifade etti.

Akyol, Milli Mücadele'de Bolşevikler'den yardım almak için Atatürk'ün 1921 anayasası tasarısının ilk metninde solcu kavramları eklediğine dikkat çekerek 'Giriş bölümünde vatanı ve hilafeti kurtarmanın yanında, iki defa “kapitalizm ve emperyalizmle mücadele' vurgusu vardı" dedi.

Taha Akyol'un "Türkiye devleti" başlığıyla yayımlanan (13 Ekim 2017) yazısı şöyle:

 

Osmanlı devleti yerine Türkiye devleti denilmesi Osmanlı’nın son döneminde yaygınlaşıyordu.

Ankara’daki Meclis “Büyük Millet Meclisi” adıyla açılmıştı fakat Meclis’teki konuşmalarda yoğunlukla “Türkiye” kavramı kullanılıyordu.

Yeni devlet anlamında ve anayasal metinlerde “Türkiye devleti” tabiri ilk defa 1921 Anayasası’nda yer aldı.

Sol kavramlar

1921 Anayasası’nın tasarısı Mustafa Kemal imzasıyla 13 Eylül 1920 günü Meclis’e sunuldu, uzun müzakerelerle önemli değişiklikler yapılarak 20 Ocak 1921’de kabul edildi.

Metnin ilk halinde solcu kavramlar dikkat çekicidir. Giriş bölümünde vatanı ve hilafeti kurtarmanın yanında, iki defa “kapitalizm ve emperyalizmle mücadele” vurgusu vardı. 3. maddesi de şöyleydi:

Madde 3: Türkiye halk hükümeti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve ‘Büyük Millet Meclisi hükümeti’ unvanını taşır.

Bu sol hava Bolşevik Rusya’dan yardım alma stratejisinin bir uygulamasıdır. Meclis’teki solcuların desteğini alma konusunda da çok yararlı oldu.

Yeni devlet

Fakat Meclis’te, Mustafa Kemal’in isteğiyle önemli değişiklikler yapıldı. Hilafeti kurtarma, emperyalizm ve kapitalizmle mücadele kavramları anayasa tasarısından çıkarıldı, ayrı bir “Meclis bildirisi” olarak yayınlandı.

Yukarıda verdiğim 3. maddedeki “halk hükümeti” kavramı da çıkarıldı, 1921 Anayasası’nın 3. maddesi şu şekilde kabul edildi:

Madde 3: Türkiye devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve ‘Büyük Millet Meclisi hükümeti’ unvanını taşır.

Böylece “Türkiye devleti”kavramı bütün tarihimizde ilk defa anayasal bir kavram olarak kabul edildi. Açıkça yeni devlet kuruluyordu.

Nasıl ikna etti?

Böylece 1921 Anayasası’nda saltanat ve hilafet kavramları yer almadı. Muhafazakârların güçlü olduğu Meclis, hanedan ve hilafete yer vermeyen bir anayasayı nasıl kabul etmişti?

Mustafa Kemal, “Bu konuları zaferden sonra Meclis istediği gibi düzenler, şimdi tartışma konusu yapmayın” diyerek ikna etmişti.

‘Türkiye devleti’ kavramı diplomasi bakımından da bir dönüm noktasıdır. 21 Şubat 1921’de toplanan Londra Konferansı’na İstanbul ve Ankara hükümetleri davet edilmişti. Mustafa Kemal Paşa, sadece “Türkiye devleti”nin bulunduğunu, İstanbul’da bir devlet ve hükümet olmadığını söyledi, cevabi yazısına 1921 Anayasası’nı ekledi.

Lozan Antlaşması’nın askeri ayağı Büyük Zafer’dir, anayasal hukuki ayağı 1921 Anayasası’dır.

Kuvvetler birliği

1921 Anayasası, Meşrutiyet anayasalarındaki kuvvetler ayrılığı ilkesinin de sonudur.

1921 Anayasası görüşülürken Mersin Mebusu Selahattin (Köseoğlu) ve Erzurum Mebusu Hüseyin Avni (Ulaş) gibi muhalefet sözcüleri kuvvetler ayrılığını savundu. Selahattin Bey’in “kuvvetler birliği istibdattır” sözü ünlüdür.

Meclis Başkanı Mustafa Kemal, 1 Aralık 1920 günü anayasa tarihimizin en önemli metinlerinden biri olan uzun konuşmasını yaptı. “Tabiatta kuvvetler ayrılığı yoktur” sözü çok yankılandı. Meclis’i ikna etti, 20 Ocak 1921’de kuvvetler birliğine dayalı anayasa kabul edildi.

Evet, Milli Mücadele ancak kuvvetler birliği ilkesiyle başarılabilirdi. Fakat bunun uzun yıllar sürdürülmesi kuvvetler ayrılığı kültürünün toplumda özümsenmesini çok geciktirdi.

1921 yılında Türkiye’de bu gelişmeler olurken Yunanistan hükümet krizleri içinde çalkalanıyordu. 1921 yılı baştan sona savaşlar yılı olacaktı.

Bu akşam CNN Türk’te saat 21.00’de “Türk’ün Ateşle İmtihanı” belgeselinde bu konuları izleyeceğiz.