Çevre

Dante’nin İlahi Komedya’sına nazire: tek bir ayın iklim, felaketler ve mücadeleler tarihçesi

Ömer Madra, yaptığı derlemeye durumun 'vehametini' vurgulamak amacıyla 'Dante’nin İlahi Komedya’sına nazire' üstbaşlığını uygun görmüş

09 Aralık 2013 02:41

Açık Radyo’nun kendi web sitesinde yayınlanan Kasım ayı bülteninde “Tek Bir Ayın İklim, Felaketler ve Mücadeleler Tarihçesi” başlıklı ilginç derlemede sadece 2013 Kasım ayında yeryüzünde yaşanan iklim ve çevre felaketleri üstüne ürkütücü bir bilanço yer alıyor.

Ömer Madra, yaptığı derlemeye “İşbu kronik yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı, sırayla ya da oradan oraya sıçrayarak, rastgele okunabilir” notunu da eklemiş ve durumun “vehametini” vurgulamak amacıyla “Dante’nin İlahi Komedya’sına nazire” üstbaşlığını uygun görmüş.

Açık Radyo Kasım bülteninde yer alan bu titiz çalışmayı biz de “Geceleri okumayınız” notu ekleyerek aynen yayımlıyoruz.

 

Ekonomik gelişme hayat karşıtlığına dönüştü

 

● İklim değişikliği dünya gıda arzına keskin riskler getirecek: Gıda üretiminde her 10 yılda yüzde 2 azalma olacak ... dolayısıyla, çok sayıda yeni ağaç kesme zorunluğu doğacak: İklim değişikliğini artırma paradoksu... (Justin Gillis, New York Times, 1 Kasım 2013)

● Başat ekonomik gelişme modeli, aslında ‘hayat karşıtı’ bir modele dönüştü. Şu andaki ekonomik model bizi petrol savaşlarına, su savaşlarına ve yiyecek savaşlarına götürüyor. (Vandana Shiva, Guardian, 1 Kasım 2013)

● Dünya ülkeleri “Son Okyanus”u endüstriyel yıkıma karşı koruma altına almayı başaramadı. Zirveden sonuç alınamayınca, Antarktika’nın bâkir suları korumasız kaldı. (Jacob Chamberlain, Common Dreams, 1 Kasım 2013)

● Karbon Kirlenmesi istikrarlı iklim çağının sonunu getiriyor: Yeryüzünde kayıtlardaki en sıcak Eylül, Pasifik’te son 10 bin yılın en hızlı sıcaklık artışı, Arktik’te son 120 bin yılın en büyük sıcaklıkları oldu. (Joe Romm, Climate Progress, 3 Kasım 2013)

● Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasına usulca sokuşturulan yeni kural ve mekanizmalar, birçok yerde insanları ve yaşayan gezegeni koruma amaçlı düzenleme ve kuralları yok etmekte kullanılıyor. (George Monbiot, Guardian, 4 Kasım 2013)

● Fosil yakıt endüstrisinin desteklediği iklim değişikliğini azaltma stratejisi, yani karbon tutma “planı” uygulamaları yerkürede büyük depremlere sebep oluyor. (Lauren McCauley, Common Dreams, 5 Kasım 2013)

● Bankwatch’un “Üzerimizde Kara Bulutlar” raporuna göre Türkiye’de birkaç yıl içinde 50-86 yeni kömürlü termik santral kurulması planlanıyor. Bunların iklim değişikliğine büyük negatif katkısı olacak, çevresel etkileri komşularda da duyulacak. (Bianet, 5 Kasım 2013)

● Bankwatch raporuna göre, Türkiye finans sektörü yerel kömür projelerine öncelik verirken, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası vb ... Türkiye’nin enerji planlarını destekliyor. (Pelin Cengiz, Taraf, 7 Kasım 2013)

 

8 Yaşında akciğer kanseri olmak

 

● Çin’de 8 yaşında bir kız çocuğu akciğer kanseri oldu. Nanjing Tümör Hastanesi uzmanları teşhisi koydu: Hastalık PM 2,5 denen parçacıkların etkisine, yani doğrudan hava kirliliğine bağlıydı. (Ari Phillips, Climate Progress, 5 Kasım 2013)

● Muazzam ekonomik eşitsizlikler çağında yaşıyoruz ve ekolojik felaketle yüz yüzeyiz. Bu, çoktan yokolup gitmiş toplumlarda daima işin sonuna gelindiğinin işareti olmuştur. Yönetici elitler ... paylaşmayı reddederek toplumlarını yıkmışlardır. (Russell Brand, Guardian, 6 Kasım 2013)

● BM Dünya Meteoroloji Örgütü’nün yeni raporuna göre, atmosferdeki karbondioksit ve küresel ısınmaya yol açan diğer gazların oranı 2012’de rekor düzeyde arttı ve böylece sera gazları tarihin en yüksek seviyesine çıktı. (Lisa Schlein, VOA, 7 Kasım 2013)

 

Tarihin en güçlü tayfunu

 

● Tarihte yere inen en güçlü tayfun: Haiyan/Yolanda; vurduğu yer: Filipinler; rüzgâr hızı: yer yer 375 km/s; sebep: iklim değişikliği; etkilenen insan sayısı: 10,8 milyon; ölen sayısı: 5,600; kaybolan sayısı:1,600; yersiz yurtsuz kalan sayısı: 3,5 milyon; yıkılan bina sayısı: 1,2 milyon; tahminî zarar 5,8 milyar $. (Ajanslar, USAID,  8 Kasım - 30 Kasım 2013)

● National Geographic dergisi, küresel ısınma nedeniyle yeryüzünde tüm buzullar eridiğinde Danimarka, Hollanda ve Belçika’nın tümüyle, Tekirdağ, İstanbul, Bursa, İzmit ve İzmir’in kısmen yutulacağını, Çukurova deltasının tamamen sulara gömüleceğini öngören bir çalışma yayınladı. (Akşam, 8 Kasım 2013)

● Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye’nin ilk “Kuraklık Yönetim Planı”nı Konya havzası için hazırlamaya başladı. Başkent Ankara dahil 9 ili kapsayan plan, “geçmiş dönem" ve mevcuttaki bütün kuraklık verilerini toplayacak. (Yenişafak, 9 Kasım 2013 – vurgu bizim)

● Varşova’da BM İklim Zirvesi kömür, çelik, otomotiv vb şirketlerinin sponsorluğu altında açıldı. Süpertayfun’un vurduğu Filipinler’in temsilcisi Yeb Saño, toplantıda anlamlı bir sonuç alınana kadar açlık grevi yapacağını bildirdi. Sonraki günlerde, zengin ülkelerin kayıtsızlığını protesto için 134 ülke temsilcisi salonu, sivil toplum örgütleri ve sendikalar da konferans mahallini terkettiler. (Gökşen Şahin, Açık Radyo, 11 Kasım – 25 Kasım 2013)

● Filipinler İklim Komisyonundan dünyaya uyarı: “Süpertayfun Haiyan/Yolanda sizin için de erken uyarı sistemi... İklim değişikliğini görmezden gelmeyi sürdürürsek ... nihayetinde hepimiz bu olayın kurbanı olacağız.” (Emily Atkin, Climate Progress, 12 Kasım)

 

En çok zarar yoksul ülkelere

 

● Varşova İklim Zirvesi’nde Germanwatch raporu açıklandı: 2012’de iklim değişikliğinden en çok zarar görenler, en az sera gazı salımı yapan yoksul ülkeler. (2012’de Haiti ekonomisinin yüzde 9,5’u “hava”ya gitti.) Son 20 yılda aşırı hava olaylarından 530 bin kişi öldü, zarar 2,5 trilyon dolardan fazla oldu. (A.Doyle ve S. Reklev, Reuters, 12 Kasım 2013)

● Germanwatch 2012 raporuna göre,  salım artış hızında 1. olan Türkiye, iklim değişikliği politikaları performansında 61 OECD ülkesi arasında “pek zayıf” notu alarak, sondan 5. geliyor! Geride bıraktıkları: Suudi Arabistan, İran, Kazakistan ve Kanada – tümü petro-devletler! (Son erişim: 13 Kasım 2013)

● “Doğal afet diye birşey yoktur... Her afette Tanrı’nın elini ya da doğa’nın ‘kaprislerini’ aramak, tehlikeli ve sorumsuzca olur. Dünyada felaketlerin artışına karşı ilk adım, onların doğal olmadığını itiraf etmek. Onlar kul yapısı. Bunu itiraf edersek, belki o zaman kıçımızı kaldırıp birşeyler yapabiliriz.” (Tim Kovach, blog, 13 Kasım 2013)

● İklim bilimciler, inkârcıların son 15 yıldır “ısınma durdu” iddiasına dayanak yapılan “düz çizgi” argümanının bir ölçüm hatası olduğunu ortaya koydu. York üniversitesinden Kevin Cowtan ve Ottawa Üniversitesi’nden Robert Way, küresel ısınmanın giderek arttığını ve daha şiddetli hale geldiğini basit ve şık bir şekilde kanıtladılar. (Real Climate, 13 Kasım 2013)

● Princeton Üniversitesi araştırmacıları, Dünya oksijeninin döntte birini sağlayan Amazon yağmur ormanlarının yok edilmesinin tüm dünyayı etkileyeceğini saptadı. Amazon’un kesilip yakılması, örneğin ABD’de yağışların yarısına son verecek! (Common Dreams, 14 Kasım 2013)

 

Dakikada 50 futbol sahası kadar orman

 

● Science dergisinde yayımlanan bir araştırma (Maryland Üniversitesi/Google Earth), 2000’den bu yana dünyanın her dakikada 50 futbol sahası büyüklüğünde orman kaybettiğini ortaya koydu. (Her 1,2 saniyede 1 futbol sahası gidiyor!) Amazon ormanları, sadece 2013’te 1/3’e yakın oranda yokedildi. (Guardian; BBC; WRI., 15 - 17 Kasım 2103)

● Aynı araştırmaya göre dünyada son 12 yılda yokedilen net orman alanı Türkiye’nin yüzölçümünün 2 katı! Türkiye’de ise 2000’den bu yana, başta İstanbul olmak üzere büyük oranda orman kaybı yaşandığı görülüyor. Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgelerinde de kısmî ama ciddi oranda ormanlık alan kayıpları dikkat çekiyor. (Hürriyet, 17 Kasım 2013)

● Başbakan Erdoğan, 5 milyon fidanın dikim töreninde tarihin en büyük ağaçlandırma projelerinin AK Parti iktidarında hayata geçtiğini söyledi ve "Bütün rakamlar ortada, biz çevreciyiz be! Kimse bizimle çevrecilikte yarışamaz!" dedi. (Haber 7.com, 15 Kasım 2103)

● Dünyanın 3. büyük ekonomisi ve 5. büyük karbon kirleticisi Japonya, Fukuşima felaketi onarımının çok masraflı olduğu gerekçesiyle, karbon salımlarını azaltma sözünden döndüğünü –İklim Zirvesi esnasında– açıkladı. Bu, iklim ve çevre örgütleri tarafından, “gezegenin ve insanların suratına indirilmiş bir şamar” olarak nitelendirildi. (Sarah Lazare, Common Dreams; BBC, 15 Kasım 2013)

● Japon TEPCO şirketi, Fukuşima’da hasarlı nükleer tesiste havada asılı duran 1,500 nükleer çubuğu çıkarma operasyonuna başladı. Deneyimde hata/yeni bir deprem halinde ne olacağını TEPCO dahil, dünyada kimse bilmiyor. (W. Boardman, RSN, 16 Kasım 2103)

● “Felakete doğru koşar adım gidişimiz ya da Guardian’dan George Monbiot’nun dediği gibi ‘yokoluşa uyurgezerler gibi’ sürüklenişimiz acep neden? ... Sorunun kökü, kapitalist üretimin ihtiyaç ve talepleri. Büyük şirketlerin kendileri ‘himmete muhtaç dede/nerde kaldı gayriye himmet ede?’ Onlar fazlaca değişemez ve değiştiremezler.” (Richard Smith, Real-World Economics Review’dan alıntılayan: Adbusters dergisi, 15 Kasım 2013)

● En büyük kömür ihracatçısı ve aynı zamanda küresel ısınmadan en çok etkilenen ülkelerden Avustralya’da onbinlerce insan iklim için protesto gösterileri düzenlerken, yeni Liberal-Ulusal hükümet, İklim Zirvesi’ni sarakaya alıyor, karbon salımı azaltma hedefini siliyor, karbonu fiyatlandırma kararını iptal ediyor, temiz enerji yatırımlarını durduruyor ve ülkeyi “pervasız bir kömür-devleti”ne çeviriyor. (Alex White, Guardian, 17 Kasım 2013)

● Tarihin en büyük ve uzun kuraklıklarından birini yaşayan ABD’de gıda politikaları zaten çoktandır şaşırtıcı mantıksızlık ve eşitsizliklerle doluyken, Kongre’de Cumhuriyetçi radikallerin fakirlerden alıp zengin çiftçilere veren yeni yasa önerileri getirmesi “gıda politikalarımızda cinnet” diye tanımlanıyor. (Joseph Stiglitz, New York Times, 17 Kasım 2013)

● Fosil yakıt şirketlerinin desteklediği Tea Party radikalleri Kongre’de ciddi ulusal ve uluslararası iklim önlemlerini bloke ederlerse, trajik bir ironi olarak, sınırsız iklim felaketleriyle ancak çok güçlü bir merkezî hükümet boğuşabilecek, ABD’nin güneyi de, yaşanabilir iklim için savaşı yitirmiş olacaktır. (Joe Romm, Climate Progress, 17 Kasım 2013)

 

Siyasal liderlerin zor günleri

 

● Çok muhtemeldir ki hükümet liderleri er veya geç halk kitlelerinin öfke patlamalarıyla yüzyüze gelecekler, ya enerji politikalarında mecburen radikal uyarlamalar yapacaklar ya da bir kenara süprülüp gitme riskiyle burun buruna kalacaklar... Çevreye karşı ekonomi: Türkiye’de Gezi, Çin’de Ningbo direnişleri gibi gezegen üzerindeki kitlesel patlamaların kalbinde işte bu açmaz yatıyor besbelli. (Michael Klare, Tomdispatch, 17 Kasım 2013)

● BM İklim konferansının karşısında Maliye Bakanlığı çatısına Greenpeace’in astığı pankartta bir soru: “Dünyanın gidişatına kim karar veriyor? Fosil yakıt endüstrisi mi, halk mı?”Uluslararası Greenpeace sözcüsüne göre, İklim Zirvesi yanıbaşında kömür PR’ı için yapılan konferans, iklim değişikliği yüzünden ıstırap çeken halkların “yüzüne indirilen bir şamar”dan başka birşey değil. (Gökşen Şahin, Ümit Şahin, Açık Radyo, 18 Kasım 2013)

● Kuzey denizinde Gazprom petrol platformuna barışçıl eylem yaptıkları için Rusya’da “hooligan” diye tutuklanan Greenpeace aktivistleri dünyada 263 şehirde eşzamanlı kitle gösterilerden sonra kefaletle serbest bırakılmaya başladı. Uluslararası uzman Simon Boxall, aktivistleri doğrulayıp uyardı: “Petrol dökülmesi  kaçınılmaz...Yakında büyük bir dökülme olmazsa şaşarım.” (Laura McCauley, Common Dreams, 19 Kasım 2013)

● Küresel Karbon Projesi (GCP) yeni dünya raporunu yayımladı: insanlık 2013’te atmosfere 36 milyar ton CO2 salarak yine dünya rekoru kırmış oluyordu. Raporun başyazarı Corinne Le Quéré küresel salımların 5 derecelik sıcaklık artışına giden rotayı gösterdiğini söyledi: “İnsanlığın bu güzergâh üzerinde bulunması mutlak bir trajedi... 2 derecenin ötesi ise çok riskli, tamamen bilinmeyen arazi.” (Stephen Leahy, Inter Press Service, 20 Kasım 2013)

● GCP’nin hazırladığı Küresel Karbon Atlası’nda Türkiye, 2012 total karbon salımında dünyada 216 ülke içinde 21.sırada yer alıyor. En kirli yakıt olan kömür yakmaya bağlı (total) karbon salımında 16., çimento tüketimine bağlı (kişi başı) karbon salımında 15. sırada bulunuyor. (Son erişim: 20 Kasım 2013)

 

200 milyon kişi zehirli atıklara maruz

 

● Yeni yayımlanan bir rapora (Blacksmith ve Green Cross) göre, dünya çapında 200 milyondan fazla insan zehirli atıklara maruz.. Kimi yerlerde geri dönüş imkânsız. Ağır metaller topraktan arıtılamıyor. Gelişmekte olan ülkelerde ölümlerin neredeyse ¼’ü, düzenli hastalıkların % 80’i çevre kirliliğinden kaynaklanıyor. (BBC Türkçe, 20 Kasım 2013)

● 21. yüzyılın en büyük krizi olan iklim değişikliğine sadece 90 şirketin sebep olduğu saptandı. Colorado İklim Sorumluluk Enstitüsü raporuna göre, endüstri çağının başından bu yana, sera gazlarının neredeyse 2/3’ünü bu 90 şirket üretmiş! Salımların yarısı son 25 yıla ait! Aralarında S. Arabistan, Rusya, Norveç, Çin gibi devlet şirketlerinin ve/ya “KİT”lerinin bulunduğu bu 90 şirketin –çimento ile uğraşan 7’si hariç– hepsi, sadece kömür, petrol ve doğal gazla iştigal eden enerji şirketleri. (Suzanne Goldenberg, Guardian, 20 Kasım 2013)

● Gazetecilik ve sosyoloji profesörü Todd Gitlin hastalığı teşhis etti: “…kıyamet benzeri iklim değişikliği (“slow-motion kıyamet”) artık üstümüze çökmüş durumda. Böylesi tehditleri üreten, savunan ve sürdüren kurumlarla güç sistemlerinin alt edilmesi, sökülüp atılması zorunlu.” Gitlin, yükselen iklim adaleti hareketlerinin iklim değişikliği “iklimini değiştirmekte” olduğunu söylüyor ve bu hareketleri, “yaşanabilir geleceğe açılan kapıları döndüren menteşeler” olarak görüyor. (Tomdispatch, 21 Kasım 2013)

● Düşünür ve aktivist Noam Chomsky iş dünyası elitlerinin sınıf savaşını ve çevrecilerle yerlilerin mücadelesini anlattı: “Müşterekler, çevredir. Ortak varlık olduklarında –mülk edinmeden topluluktaki herkes onları bir arada el üstünde tuttuğunda– müşterekler korunur, sürdürülür ve gelecek kuşaklar için işlenir. Özel mülk olunca, kâr için tahrip edilirler... Ciddi felaketler tarihinde ilk kez insan türü bütünüyle gerçek tehdit altında. Tehlike çok ciddi – aklıbaşında hiç kimse bundan şüphe duyamaz.” (Alternet, 21 Kasım 2013)

● ABD Başkanı’ndan Keystone XL boru hattı için henüz izin çıkmasa da, enerji şirketleri katran kumu ham petrolleri çıkarımını arttırdıklarını, bu petrolü boru hattı yerine trenle taşımaya kararlı olduklarını ilan ettiler. (Andrea Germanos, Common Dreams, 22 Kasım 2013)

● Türkiye’de İklim Değişikliği Risk Yönetimi raporuna göre, iklim değişikliğine bağlı olarak sadece büyük şehirlerdeki sel hasarlarının yol açtığı maddi kayıplar, depremlerin sebep olduğu maddi kayıplara yaklaştı; dolu hasarı, tarım sigortası ödemelerinde 1. sırada. (Son erişim 23 Kasım 2013)

 

Gezegenimizin falı

 

● Yazar ve aktivist Chris Hedges gezegenin falına baktı: “Varşova’daki BM İklim Görüşmeleri’nde sergilendiği şekliyle insan ırkının aptallığına –ve belki kendini yoketme konusundaki şuursuzca ihtirasına– bakınca, yeise düşmek kolay. Şurası ıstırap verecek derecede açık ki dünya elitleri ekosistemin ve nihayetinde insan türünün hızla imha edilmesini durdurmak için pek birşey yapmaya niyetli değil. Becerimiz ve kibrimizle, gezegenin son büyük kitlesel yokoluşunu başlattık. (Truthdig, 24 Kasım 2013)

● Yeni bir araştırma, çarpıcı sonuçlar verdi: K.Kutup bölgesinde atmosfere kaçan metan miktarın, daha önce sanıldığından en az iki kat fazla olduğu kanıtlandı. Güçlü sera gazından her yıl atmosfere 7 teragram değil, 17 teragram (1 milyon ton) salınıyor. Artı geri besleme formülü: Ne kadar ısınma = o kadar metan; ne kadar metan = o kadar küresel ısınma. (Nature Geoscience, A. Germanos, Common Dreams, 24 – 25 Kasım 2013)

● Yeni bir başka araştırma tam bomba etkisi yarattı: Dünyanın önde gelen kuruluşlarından 15 iklim bilimci ABD’de doğal gaz üretimine bağlı metan salımlarının, Çevre Koruma Kurumu (EPA) tahminlerinden çok daha yüksek olduğunu kanıtladı. Böylece, doğal gazın karbonsuz ekonomiye geçişte köprü rolü oynayacağı görüşü iflas etti: Bazı bilim insanları “metan köprüsü çatırdamakta” dediler. (Joe Romm, Climate Progress, 25 Kasım 2013)

● Gaia Vakfı’nın bir araştırması, yeryüzünde madencilik faaliyetlerinin hızında başdöndürücü bir patlama olduğunu ortaya koydu: Son 10 yılda kobalt üretiminde % 165, demir cevherinde % 180 artış, demir içermeyen metallerin çıkarımında  ise 2010 ile 2011 arasındaki 1 yıl içinde yüzde 50 artış görülüyor. En zengin maden yatakları tüketildikçe, çok daha fazla arazi tahrip ediliyor. (George Monbiot, Guardian, 26 Kasım 2013)

● Pasifik’te en yüksek noktası deniz seviyesinin 2 metre üzerinde olan  Kiribati adaları vatandaşı 37 yaşındaki İoane Teitiota, dünyanın ilk iklim mültecisi olmak için Yeni Zelanda’ya başvurdu. Ama yargıç John Priestly, deniz yükselmesinin hayati tehlike oluşturmadığı, iklim değişikliğinin Y. Zelanda mülteci kabul standartlarına uymadığı gerekçesiyle başvuruyu geri çevirdi. (Jon Queally, Common Dreams, 26 Kasım 2013)

 

Alışverişe Son Ver kilisesi

 

● Çevreci Rahip Billy, Alışverişe Son Ver Kilisesi üyeleriyle birlikte Eylül’de JP Morgan Chase Bankası Manhattan şubesinde 15 dakikalık gospel gösterisi yapmıştı. Bankanın çevre politikalarını eleştiren Rahip Billy’nin bu müzikli protesto yüzünden, isyan, korkutma, illegal toplantı gibi suçlardan 1 yıl hapsi istendi. (Democracy Now, 26 Kasım 2013)

● Adını Charles Darwin’den alan kurbağaların yokoluşa gittikleri görülüyor. Yaklaşık 365 milyon yıldan beri yeryüzünde ikamet ettikleri tahmin edilen bu mucizevî amfibik hayvanları yokeden sebepler, mantar hastalığı, habitatlarının tahribi ve küresel ısınma. (Abby Zimet, Common Dreams, 26 Kasım 2013)

● Her kış 5 bin kilometreye yakın yol katederek güneye göç eden mucizevî  Kral (Monarch) Kelebeği’nin büyük bir hızla yokolmaya gittiği görülüyor. Yokoluşun sebepleri, habitatının biyoyakıt (araba yakıtı) için tarıma açılması ve küresel ısınma olarak açıklandı. (New York Times, Think Progress, Guardian, 27 Kasım 2013)

● Çarpıcı yeni bir rapor, dünyanın en büyük bazı şirketlerinin, hem devletin, hem de özel sektörün hafiye ve casusluk ajansları ile anlaşarak her yerde STK’ları ve özellikle çevre kuruluşlarını gizlice izlediğini kanıtladı. (Nafeez Ahmed, Guardian, 28 Kasım 2013)

● Britanya Ormancılık Komisyonu’nun çarpıcı raporunda bir ay önce İngiltere’yi kasıp kavuran St. Jude fırtınasının 10 milyon ağacı öldürdüğü, ülkenin güneyindeki orman ve korulukların neredeyse üçte ikisinin fırtınadan zarar gördüğü belirtildi. (Jessica Aldred, Guardian, 29 Kasım 2013)

● Çin’in en büyük çöl tatlısu gölü olan Hongjiannao’nun sularının 1970’lerden beri azalmakta olduğu biliniyordu. Ama şimdi son 4 yıl içinde dramatik bir biçimde kuruyup küçülerek, birdenbire neredeyse üçte birine indiği saptandı. Sebep: Kömür madenciliği ve iklim değişikliği. (Adam Vaughan, Guardian, 29 Kasım 2013)

● İklim değişikliğinin aşırı hava olaylarının şiddetini arttırdığı bir kez daha saptandı. Mesela, Filipinler’i vuran Haiyan/Yolanda tayfunu, münferit bir olay olmak şöyle dursun, bütün yıl boyunca gerçekleşen başka olayları, yani sayı, sıklık ve şiddetleri artan birçok olağanüstü meteoroloji olayını izledi. (Lord Ashdown, Guardian, 29 Kasım 2013)

● Kuzey Ormanları Savunması, 1 Aralık Pazar günü İstanbul’un kalan son ormanlarını, su kaynaklarını ve tarım alanlarını savunmak için insanları eyleme çağırdı: Çağrıda Belgrad Ormanları’nın, yapılaşmanın yasak olduğu “Muhafaza Ormanı” statüsünden çıkartılarak, imara açıldığı; her türlü yapılaşmaya izin verilen bir ‘Tabiat Parkı’na dönüştürüldüğü, bu kamusal - doğal varlığın yokoluşa sürüklendiği belirtildi. (Bianet, 30 Kasım 2013)

● Vizyoner, yazar, şair ve çiftçi Wendell Berry, ender verdiği bir TV mülakatında dünyayı uyardı: "Dünyaya düpedüz kâr etmek için sahip olanların durdurulması gerekir. Nüfuzla, güçle, bizim tarafımızdan." (Bill Moyers.com, 30 Kasım 2013)