Gündem

Erdoğan: Obama bize yalan söyledi, maalesef Trump yönetimi de aynı istikamette

"YPG bir maymuncuk gibidir, nerede ne yapacakları belli olmaz"

07 Şubat 2018 10:08

"YPG bir maymuncuk gibidir, nerede ne yapacakları belli olmaz" diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Türkiye’nin böyle bir maymuncuğa ya da böyle bir maşaya ihtiyacı yok" dedi. Münbiç konusunda da ABD’ye tepki gösteren Erdoğan, “Maalesef Obama bu hususta bize yalan söyledi. Şu an Trump yönetimi de, maalesef, görünüşe göre aynı istikamette ilerliyor" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Mümbiç'e yönelik düzenlemeyi planladığı 'Zeytinlik Harekâtı'nda, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın "Türkiye'yi aldattığını" söylemiş; "Biz üzerimize düşeni yaptık ama onlar yapmadı" diyen Erdoğan, "Mümbiç'te Kürt yoktur, yüzde 95'i Araptır. Hesap, orada yeniden bir terör devleti oluşturmanın hesabıydı. Arapları oradan kovdunuz aynı şekilde teröristleri yığdınız" şeklinde konuşmuştu.

TIKLAYIN - Erdoğan ilk kez açıkladı: Zeytinlik Harekâtı'nda Obama bizi aldattı


 

ABD'ye dava hazırlığı

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'deki YPG ve PYD güçlerine karşı gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı'nda Amerika'nın silah desteğinde bulunduğunu söyleyen Tayyip Erdoğan, konu hakkında uluslararası hukuk kapsamında Türkiye'nin bir girişimi olacağının sinyalini verdi. Erdoğan, "Arkadaşlar çalışmalarını yapıyorlar" ifadesini kullandı. 

"Böyle bir saçmalık olur mu?" diyerek duruma tepki gösteren Cumhurbaşkanı, "Yani buralarda hiçbir hak ve yetkin yok ve üstelik terör örgütlerini beslemek suretiyle NATO’da beraber olduğun ülkeye saldırtıyorsun. Bize düşen, bu müracaatımızı yapmak. Hak arama müracaatımızı yapmak" açıklamasında bulundu.

Hürriyet'ten Hande Fırat'ın haberine göre Vatikan-İtalya temaslarını kendisini izleyen gazetecilere değerlendiren Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:

"1915 siyasi malzeme olmasın"

“Paa Françesko’yla görüşmeleri sürdürme, irtibatı kesmeme konusunda da mutabık kaldık; barışa yönelik, dünya barışına yönelik ne gibi adımlar atabileceğimizi telefon diplomasisi aracılığıyla temas kurmak suretiyle de olsa çözümler üretme kararlılığımızı ifade ettik. Onların da bu konudaki hassasiyetleri bizleri memnun etti. Papa’yla görüşmemde, 1915 olayları konusundaki hassasiyetimizi de aktardım. Bunun tarihçilere bırakılmasından, siyasi malzeme yapılmamasından yana olduğumuzu anlattım.

"Kudüs için beraber çalışmalıyız"

(Kudüs meselesi) Papa Françesko’nun bu hususta kararlı olduğunu gördüm. Kudüs, hem Müslümanlar hem Hıristiyanlar hem Museviler için kutsal bir şehir. Papa’ya göre de şehrin statüsünün korunması gerekiyor. O da ABD’nin attığı adımın yanlış olduğunu söylüyor. Kendisine, ‘Siz 1 milyar 200 milyonluk Katolik dünyasının ruhani liderisiniz, an itibarıyla ben de 1 milyar 700 milyonluk İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanıyım. Kudüs’ün statüsünün muhafaza edilmesi için beraberce çalışmalıyız. Katolik dünyasına bu doğrultuda sizin vereceğiniz mesajlar önemli’ dedim. Türkiye’de ya da farklı yerlerde uluslararası toplantılar düzenleyerek bu işi diri tutmanın önemli olduğunu düşünüyorum. 

(Zeytin Dalı harekâtında tankı vuran silahın menşei) İncelemeler devam ediyor. ABD bahsettiğiniz iddiayı reddediyor, kabul etmiyor. Genelkurmay Başkanımdan incelemenin sonucuna dair henüz bir bilgi gelmedi. Netice ortaya çıktığı anda bunu kamuoyumuzla paylaşırız.

"YPG maymuncuk gibidir"

(YPG’nin Esad’la işbirliği yaptığı iddiası) YPG bir maymuncuk gibidir, nerede ne yapacakları belli olmaz. Bunu herkes kullanabilir. Türkiye’nin böyle bir maymuncuğa ya da böyle bir maşaya ihtiyacı yok. YPG bir terör örgütüdür. ABD’nin bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütüyle mücadeleye yönelmiş olduğu ortamda biz kendimizin neler yapabileceğine odaklanmak durumundayız. Rusya’nın ya da İran’ın dediğiniz türden bir hareket tarzı benimseyeceklerine ihtimal vermek istemiyorum.

(Bir B planı var mı?) O tür planlar olsa dahi açıklanmaz.

"Adeta ayaklanma halindeler"

(Münbiç konusunda ABD ile Türkiye görüşmeleri ne aşamada?) Münbiç yeni bir olay değil. Bu, Obama döneminde başlamış olan bir süreç. Biz bu konuda ne düşündüğümüzü ABD’ye baştan beri söyledik. Maalesef Obama bu hususta bize yalan söyledi. Şu an Trump yönetimi de, -maalesef, istemeyerek söylüyorum- görünüşe göre aynı istikamette ilerliyor. Trump bize, ‘Onlar orada kalmayacaklar, kalamazlar, Fırat’ın doğusuna gidecekler’ demişti. Münbiç’in gerçek sahibinin Araplar olduğunu kabul etmişti. Ama söylenilenler halen hayata geçirilmedi. Şu anda Münbiç’in içinde bir hareketlilik var; oradaki insanlar, aşiretler adeta bir ayaklanma halindeler. Münbiç er ya da geç gerçek sahiplerini bulacaktır. Biz de üzerimize düşeni yapmak durumundayız. Bizdeki mülteciler arasında da Münbiçliler var; ‘Artık evlerimize dönelim’ diyorlar. Afrinliler Afrin’e, İdlibliler İbdlib’e dönmek istiyorlar. ABD ve koalisyon güçleri samimi iseler bu manzara karşısında tavırlarını ortaya koymalıdırlar; ‘Türkiye’de 3.5 milyon mülteci var, oradaki Suriyelilerin kendi evlerine, kendi topraklarına dönmeleri için onlara yardımcı olmalıyız’ demeleri lazım. Bunun yapılması herkesin yararına olur.

"Elinizdeyse iade edin' dedik"

(Soçi ve Cenevre’yi nasıl değerlendiriyorsunuz?) Cenevre sürecinin çok başarılı olduğuna inanmıyorum. Yapılan tüm çalışmalara rağmen somut bir şey ortaya çıkarılamadı. Astana süreci ise netice alma bakımından daha verimli oldu. Astana’yı biz Cenevre’nin adeta mütemmim cüzü olarak değerlendiriyoruz. Soçi’yle ilgili sıkıntılar yaşandı, bunların aşılması için Mevlüt Bey’in epey gayretleri oldu. O gayretler neticesinde bazı yanlışlar düzeltildi. Ama tamamı düzeltildi diyemem. Örneğin o terörist adamın (Mihraç Ural) oraya gitmiş olması. Bunu ben Sayın Putin’e söylediğimde, ‘Benim bundan haberim yok’ dedi. Ondan sonra konuyla ilgili görüşmeler yaptı. Bize aktardıkları bilgiye göre adam oraya sahte kimlikle giriş yapmış.

(İadesi istendi mi?) Gereken her şeyi söyledik. Mevlüt Bey de Lavrov’a (Rusya Dışişleri Bakanı) söyledi. ‘O adam oraya madem o şekilde girmiş, elinizdeyse bize iade edin’ dedik. Kendisinin bizim 50’nin üzerinde insanımızın hayatını kaybetmesine yol açan bir terör eyleminin faili olduğunu, aranmakta olduğunu belirttik. Böyle bir teröristin her ne surette olursa olsun görüşmecilerin arasına sızabilmesi, Soçi’nin en büyük açığı olmuştur. Bunu anlamak mümkün değil.”

ABD'ye dava hazırlığı

(Grup toplantısından ayrılırken, “Amerika’nın, PYD ve YPG’ye silah desteğine karşı, uluslararası hukuk kapsamında Türkiye’nin bir girişimi olup olamayacağı” sorusuna karşılık) Bunların her türlü çalışmasını yapıyoruz, yapacağız. Gerek ikili görüşmeler gerek uluslararası mahkemeler noktası; bunların değerlendirmelerini yapıp atmamız gereken adımları da atacağız. (Uluslararası hukukta karşılığı var mı?) Olmaz olur mu, olması gerekir tabii. Böyle bir saçmalık olur mu? Yani buralarda hiçbir hak ve yetkin yok ve üstelik terör örgütlerini beslemek suretiyle NATO’da beraber olduğun ülkeye saldırtıyorsun. Bize düşen, bu müracaatımızı yapmak. Hak arama müracaatımızı yapmak. (Hem iç hem de uluslararası hukukta iki alanda da mı atılacak?) Tabii her iki alanda. İnceliyor arkadaşlarımız, çalışmalarını yapıyorlar.