Gündem

Fehmi Koru: Dünya elitleri, ultra zenginler, devlet yöneticileri, iş insanları rezilliğin alasına sapmışlar…

"O listede isimleri yer alanların geceleri uykularının kaçtığından eminim"

13 Ocak 2024 07:04

Fehmi Koru*

İngiltere kraliçesinin oğlu… Birkaç ABD başkanı ve ülkenin öndegelen neredeyse her eğilimden, her ilgi alanından insanları… Avrupalılar… Ortadoğulular…

Bunların hepsi, geçtiğimiz günlerde bir kadınla ilgili davada, özel hayatın gizliliği gereği kapalı zarf içerisinde tutulan bir listeyle ilgili mahkeme yargıcının açıklanma kararı vermesi sonrasında isimleri öğrenilen 150’den fazla kişiden en fazla dikkat çekenler…

Liste ‘Dünyada kim kimdir’ kitabı gibi bir şey…

‘Dünya devleti’ diye bir şey varsa, o insanların çoğu, onun içinde yer alabilecek çapta isimler…

Oysa görülen dava siyasi değil, tamamen adi bir suçla ilgili… Bu insanlar dünyanın şimdiye kadar tandığı en müptezel bir sübyancı olan Jeffrey Epstein’in sağ kolu durumundaki Ghislaine Maxwell adlı kadının, hazırlığı birkaç yıl sürmüş yargılanması sırasında isimleri deşifre olmuş kişiler…

Konu ülkemizde, savcılığın yüzlerce sayfalık iddianamesinde adı geçtiği için, daha çok, “Türkiye’den kaçırılmış çocuklar da bu adi insanlara peşkeş çekildi mi?” merakıyla ele alınıyor…

Jeffrey Epstein kendisini ‘zenginlerin paralarını değişik yatırımlarda kullanan bir finans dahisi’ olarak tanıtıyordu. Öyle biri olmadığı zaman içerisinde ortaya çıktı. Ona parasını emanet etmiş sadece bir kişi bulunabildi.

Oysa şahsına ait bir serveti olduğu bilinmeyen Epstein’in dünyanın dört bir tarafında, herbiri yüzmilyonlarca dolar değerinde sayısız emlakı bulunuyordu.

Malikaneler yanında bir de adası vardı Epstein’in…

Ünlü dostlarını kendisine ait uçaklarla kıtalar arası turlara çıkartıyor, sonunda malikanelerinden birinde veya kendine ait adada konaklanıyor ve orada alemler yapılıyordu.

Yaşları çok küçük kız çocukları ile tanıştırılıyordu ünlüler…

O küçük yaştaki kızları müptezel Epstein ve dostlarına sunan da Ghislaine Maxwell’di…

Konu dünyanın dikkatine 2018 yılında geldiği halde, aslına bakılırsa, Epstein Amerikan polisinin ve yargısının radarına ondan çok önce, 2005 yılında, yakalanmıştı.

Donald Trump’ın da oturduğu Florida eyaletinin Palm Beach kentinin polisi, kendilerine 14 yaşındaki bir kız çocuğunun Epstein’e ait malikanede cinsel tacize uğradığı şikayetiyle başvurulması ile birlikte konunun üzerine gitmiş, başka kız çocuklarının da benzer muameleye maruz kaldıkları ortaya çıkınca, yargı devreye girmişti.

Sonuçta, bu denli ciddi iddialara muhatap biri için mahkemeden cılız sayılabilecek bir karar çıktı. Kısa hapis cezasını Epstein gündüz ofisine gidip gece cezaevine dönerek tamamladı.

Miami Herald gazetesinden Julie K. Brown’ın, konuyu, sonradan ‘Perversion of Justice: The Jeffrey Epstein Story’ (Adaletin Saptırılması: Jeffrey Epstein Olayı) adıyla bir kitaba da dönüşecek biçimde derinliğine araştırması ve ısrarla gündemde tutması sonrasında duyulur oldu.

Gözaltına alınan ve tutuklanan Epstein mahkemede hesabını vermeden kaldığı cezaevinde intihar etti (10 Ağustos 2019).

O zaman yazdığım yazıda Epstein’in hayatının sona erişini ‘intihar ettirildi’ olarak değerlendirmiştim.

Epstein’den sonra hakkında onun da yaptıklarına ışık tutabilecek bir yargı süreci açılan, sağ kolu mesabesindeki Ghislaine’nin babasının ölümünü de hatırlatarak…

Ghislaine Maxwell’in babası Robert Maxwell İngiltere’nin en büyük medya patronuydu. Bir dönem kolu Türkiye’ye de uzanmış ve Hürriyet’i Erol Simavi’den satın almak için pazarlığa da başlamıştı.

Hürriyet’i ona satamadı Simavi…

Kızının adını taşıyan devasa yatıyla seyahat ederken bir sabah bulunamadı Maxwell, yattan düştü dediler… Birileri ‘intihar ettiğini’ söyledi.

Robert Maxwell de intihar ettirilmişti.

Ölümü sonrasında işyerlerinde çalışan binlerce kişinin emeklilik primlerini iç ettiği ortaya çıktı. Rezillendi Maxwell, ama İsrail sadece çok önemli Musevilere tahsis edilen Zeytin Dağı eteklerindeki özel mezarlığa gömülmesini sağladı Maxwell’in…

Ülkeye hizmetlerinden ötürü…

Ve devlet töreniyle gömüldü Maxwell…

Hakkında ‘İsrail casusu’ yakıştırması vardı zaten Maxwell’in…

Epstein’in kendisine ait olmayan ve nereden elde edildiği bilinmeyen bir serveti harcayarak sayıları 150’yi aşan dünya ünlüleriyle kurduğu ilişki de bir casusluk faaliyeti miydi? Davetlilerin ilişkileri kayda alınıp sonradan baskı unsuru olarak kullanılıyor muydu? Şantaj malzemesi yapılıyor muydu?

Ghislaine Maxwell davası henüz başladı, bakalım bu tür konulara girilecek mi?

Yoksa, tıpkı 2005’te ortaya çıkan ilk şikayetlerin ört bas edilmesi gibi, bu davanın da üstü kapatılacak mı?

Onu bilmem ama o listede isimleri yer alanların geceleri uykularının kaçtığından eminim.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.