Gündem

'FETÖ çatı davası'nda karar açıklandı: Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu 4 kişiye müebbet hapis!

Mahkeme Ali Çelik, Dilaver Azim ve Abdülkadir Aksoy'u 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı

08 Haziran 2018 22:37

15 Temmuz darbe girişimi öncesi açılan 'FETÖ' çatı davasında karar açıklandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, İlhan İşbilen, Kazım Avcı ve Alaeddin Kaya’nın ağırlaştırılmış müebbet hapsine karar verdi. Mahkeme Ali Çelik, Dilaver Azim ve Abdülkadir Aksoy’un ise 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Kararlar oybirliğiyle alındı.

Hidayet Karaca, kararın açıklanmasının ardından mahkeme başkanına dönerek “Sağolun bayramdan önce yaptınız” deyince mahkeme başkanı da gülümsedi.

Karar için heyet beklenirken, Sincan'dan SEGBİS'le bağlanan Hidayet Karaca'nın Alaaddin Kaya'ya, "Alaaddin abi, üzülme üzülme. Herşey gelir geçer. Sadece sizleri göremeyeceğim artık" diye seslendiği duyuldu.

Duruşmada neler yaşandı?

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen FETÖ Çatı Davası'nın bugünkü son celsesi üç gündür savunmasını yapan Hidayet Karaca'nın son sözleriyle başladı. STV'den bazı isimlere yapılan ödemelerle ilgili suçlamaları cevaplandıran Karaca, "Önder Aytaç bizde program yaptı. Parasını ödedik. İyi de AK Parti'den Naci Bostancı, Yasin Aktay niye yazılmıyor? Onlar da program yaptı? Onlar da bizden para aldı. Avni Özgürel, Etyen Mahcupyan, Ahmet Taşgetiren, Derya Sazak, Saygı Öztürk, bunların hepsi yaptıkları program karşılığında Bank Asya üzerinden parasını alan insanlar" dedi.

Üye olduğu bir vakfın, iş yaptığı tavukçuluk şirketlerden birisinde hakkında tahliye kararı veren eski hakim anne ve babasının hissesi olmasıyla kendi arasında bağlantı kurulup, bu şirketle, "Mustafa Başar paraya boğuldu" şeklinde haber yapılmasına tepki gösteren Karaca, şunları söyledi:

"Bu vakıfta benim dışımda 30 küsur insan var. Neden sadece bana soruluyor? Vakfı ben mi kurdum? Tavuk işi yapılmış. Hakim ailesinin yaptığı ticaret beni ne ilgilendirir. Kaldı ki, dosyadaki hesaplardan para kazanmadıkları, aksine vakfa borçlu oldukları görülüyor. Biz tavuklarla mı bu ülkeyi yıkacağız ya? Kimler var bu vakıfta, şu anki TRT Genel Müdürünün babası, Hayrettin Karaman, Mehmet Fatih Saraç, Murat Ülker, Ömer Bolat. Peki korsan denilen hakkımda tahliye kararının verildiği 2014'teki yönetim kurulu başkanı kim, AK Parti milletvekili İsrafil Kışla. Öncelikle şunu belirteyim, tahliye kararı hukukidir. Ben şu anda tutuklu değilim, rehin tutuluyorum. Eğer Mustafa Başar paraya boğulduysa, AK Parti milletvekili İsrafil Kışla'ya sormaları lazım."

“Zalimler için yaşasın cehennem”

Karaca, üç davadan yargılandığına dikkat çekerken de, "Fiiller değil, failler yargılanıyor. Bomba atan İBDA-C'ciler bırakıldı. 28 Şubat'ın paşalarına paşa hukuku uygulandı. Hidayet Karaca kürek mahkumu" dedi. Karaca, 3.5 gündür yaptığı savunmasını şu sözlerle tamamladı:

"Evet, STV'de çalıştım. Bu şirketler suç işlemek için kurulmadı. Bu şirketlerde suça ortaklık edildiğine tanık olmadım. Ben yalnızca yayıncılık yaptım. Herhangi bir şiddet eylemine katılmadım. Silahlı olmadım. Hiçbir sorunu silahla çözmedim. Darbe davalarına, polis davalarına da bakıyorsunuz. Bir tanesiyle aramda bir ilişki yok. Birilerinin yanlışını, ihanetini Hidayet Karaca'ya ödettiremezsiniz. Bu darbe olmasa, böyle mi yargılanacaktık? Bu nasıl bir darbe ise, hangi mantık, hangi geri zekalılıksa Boğaz Köprüsünü kapatıyor. Darbe bize yapıldı. Ondan dolayı şakır şakır yargılanıyoruz. Beraat edeceğimiz davalardan şakır şakır cezalar geliyor. Darbe başarılı olsa memleketi kim idare edecekti? Nerede bunlar? Hiç tahliye, beraat talebinde bulunmadım. Dışarıda olsam ne olur ki, içeride masumlar varken. Nerede Hz. Ömer'in adaletini söyleyenler? Hz. Ömer'in, Hz. Ali'nin adaletini arıyorum. Zalimler için yaşasın cehennem! Kararınızı açıklayabilirsiniz. Karar sizin. Hüküm ise Yüce Allah'ındır."

“Son iyiliğinizi yapın”

Duruşmanın saat 14.00'te başlayan öğleden sonraki bölümünde Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanıkların son sözüne geçileceğini hatırlattı.

Sanıklardan Alaaddin Kaya, sağlık sorunlarını ve bu konuda yaşanan karmaşayı anlatırken, "Sizden artık ayrılıyoruz, vedalaşacağız. Son iyiliğinizi yapın. En büyük derdim bu" diyerek, sağlık dosyasının kendisine teslimi için Başkan Giray'dan yardım istedi ve son sözünü daha sonra söyleyeceğini bildirdi.

“Tanrılar kurban istiyor diye kurban edileceğimi düşünüyorum”

Ali Çelik, "Zurnanın zırt dediği yere geldiklerini" kaydederek, şöyle konuştu:

"Kısa bir süre önce Sözcü'de Bank Asya'ya 20 milyon 594 lira yatırmışım. Bu büyük bir yalandır. İhsan Kalkavan 12 milyon yatırmış, ona nal toplatmışım. Ağzım oruçlu ve abdestliyim. 20 milyon yatırmışsam bana 20 milyon kez lanet olsun. Değilse bu iddiada bulunanlara 20 milyon kez lanet olsun. Yalan üretiminden bıkmadılar. Bu motivasyonun kaynağı nedir, çözemedim. Korkuyorum. Tanrılar kurban istiyor diye kurban edileceğimi düşünüyorum. Yoksa karara kısa bir süre kala böyle bir haber niye yapılsın? Katalog evliliği yapmadım, okullarında okumadım. Ama okullarında okuyup, bugün bakan olanlar var. Önümüz bayram. Bize bu bayramı ne olur çok görmeyin."

Sanıklardan Av. Abdülkadir Aksoy, bu davanın perdeleme amaçlı olduğunu anlattığını ve bunun doğru çıktığını belirterek, tanıkların hiç birisinin kendisini tanımadığını, tanıyanların da sadece avukat kimliğiyle tanıdığına dikkat çekti.

“Siyasilerle ilişkimin ortaya çıkmasını istemedim”

Sanıklardan Dilaver Azim, "Bir tefecinin iftirası, kumpasıyla buradayım" demekle yetinirken, Alaaddin Kaya, şunları söyledi:

"İhsan Aslan, Zaman'da, Kanal 24'te, Star'da ortağım. AK Parti'nin en önemli ismi. Oğlu halen AK Parti'de milletvekili. Bu insanların buraya çağrılmasını zul addettim. Siyasilerle ilişkimin ortaya çıkmasını istemedim. Beraber resimlerimi vermedim."

“Bu kabre gitme iştiyakımı arttırdı”

Sanıklardan AKP eski milletvekili İlhan İşbilen de, "Ramazan ayı ve Kadir Gecesinin hürmetine, dünya ve ahirette kendim, milletim, bilhassa garipler, masumlar, tutsaklar adına adalet istiyorum. Bu heyetin, adaletin bayraktarlığını yapmasını istiyorum. Son sözüm, son anımda da, son sözümde de Rabbim Kelime-i Şahadet getirmemi nasip etsin. Sizlere güveniyorum. Hayatımın son demlerini yaşarken, meleklerden önce sizlerin yazılı ve sözlü sınavından geçtiğime inanıyorum. Bu kabre gitme iştiyakımı arttırdı. Mahkeme-i Kübra'da sizle tokalaşıp, helalleşerek, birlikte vaadedilen cennete gitmeyi diliyorum"dedi.

“Allah var gam yok”

Sanıklardan Fetullah Gülen'in kuzeni Kazım Avcı, iddianameye "iftiraname" demek istediğini, ancak neticede bir insanın elinden çıktığı için bundan utandığını ifade ederek, "Kimse kimsenin suçundan dolayı hesaba çekilmemeli. Sayın Cumhurbaşkanı, at izinin it izine karıştığını söyledi. Hayır, it izi kurt izine karıştı. İt ve at izini ayırmak kolaydır. İt ve kurt izini ayırmak zordur. Hele karda yürüdülerse. Suçlu kimse, yanlış yapan kimse onların hesaba çekilmesi lazım"diye konuştu.

Başkan Giray, Karaca'ya son sözünü sordu. Karaca, "Ben konuşmuştum"karşılığını verince, Başkan Giray, usul gereği olduğunu hatırlattı. Karaca, "Allah var gam yok. Takdir böyleymiş. Onun dışında söyleyecek bir şeyim yok" dedi.