Söyleşi

Hamide Yiğit: ABD'nin Türkiye'ye 'YPG'siz bir Kürt oluşum' konusunda taahhüt verdiği anlaşılıyor

"ABD onay vermese AKP'nin esip gürleme dışında nefes dahi alamayacağını biliyoruz"

21 Aralık 2018 16:35

ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den askerlerini çekme kararı dünya gündeminde geniş yer buldu. Suriye iç savaşının en büyük aktörlerinden birinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna operasyon yapılacağını açıklamasının ardından ‘çekilme kararı’ almasına birçok farklı yorum geldi.

Hükümete yakın gazeteler ABD’nin çekilme açıklamasını bir “Zafer” olarak değerlendirirken bazı basın organları ise ABD’nin kararına biraz daha temkinli yaklaştı.

Trump’ın kararının ne anlama geldiği ile ilgili kesin bir şey demek zor, T24’e konuşan Murat Yetkin süreç için “Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki uzun vadeli, uzun soluklu analizler yapmaya pek izin vermiyor” demişti. Ancak, bu kararın bir perde arkası da olduğu su götürmez bir gerçek, herkesin merak ettiği soru da bu zaten; Trump’ın böyle ani bir karar vermesine ne sebep oldu?

ABD’nin Suriye’den çekilme sürecine ışık tutmak için süreci yakından takip eden gazetecilere belirlediği dört soruyu soran T24, bu sefer Hamide Yiğit’in yorumlarını dinledi.

‘AKP’nin Suriye Savaşı’ kitabının yazarı araştırmacı yazar Hamide Yiğit “ABD ve Türk liderliği arasında tam olarak aydınlatılamayan bir anlaşma söz konusudur” diyor. Yiğit ayrıca “ABD’nin Türkiye'ye "YPG'siz bir Kürt oluşum" konusunda taahhüt verdiği anlaşılıyor” yorumunda bulundu.

Yiğit’in T24’ün sorularına verdiği cevaplar şöyle:

"ABD, Münbiç'le ilgili "yol haritasını belirleme" sözünü yerine getirmemek için sürekli süreci uzatıyor"

Sizce ABD’nin Suriye’den çekilme kararı Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyonu nasıl etkiler?

Bu çekilme kararı, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yönelik operasyonu için yeşil ışık demektir. Aslında ABD'nin sınırlı bir operasyona izin verebileceği tahmin ediliyordu. Şunun için; Her ne kadar AKP sürekli Fırat'ın doğusunu hedef gösterse de, aslında tek hedefi Münbiç meselesini ABD ile çözmekti. "Her an operasyon başlayabilir" denildiği ilk andan itibaren, AKP'nin İdlib'ten çekmeyi planladığı "Suriye Ulusal Ordu" mensubu ÖSO'cu (Özgür Suriye Ordusu) birliklerin askeri temsilcileri, sürekli "hedef Münbiç" diyorlardı. Çünkü onlara göre ABD, Münbiç'le ilgili "yol haritasını belirleme" sözünü yerine getirmemek için sürekli süreci uzatıyor. Hedefi genişletilmiş böylesi bir hamle, Münbiç sorununun çözümünü garantileyecekti.

"ABD ve Türk liderliği arasında tam olarak aydınlatılamayan bir anlaşma söz konusu"

Ancak ABD'nin bu ani hızlı çekilme hamlesi, birçok dengeyi değiştiriyor. Başlangıçta Türkiye'ye sınırlı operasyon için yakılan yeşil ışık, şimdi Türkiye'nin bölgedeki boşluğu kısmen doldurma fırsatına dönüştü. Aslında ABD ve Türk liderliği arasında tam olarak aydınlatılamayan bir anlaşma söz konusudur. Tahminen diyebileceğimiz şey şudur: Türkiye Fırat'ın doğusuna hamle yapacağı için ABD askerlerini çekmedi, ABD çekildiği için şimdi Türkiye hamle yapacaktır. Buna yol veren ABD'dir.  

Rusya ABD’nin Suriye’den tamamen geri çekilmeyeceğini iddia etti. Sizce Trump oradaki bütün askerlerini geri çekecek mi?

Trump oradaki bütün askerlerini geri çeker mi? Bence hepsini çekebilir, ama ABD bölgeyi terk etmiyor. Aksine Erbil'de daha güçlü bir şekilde konuşlanmayı ve askeri üssünü alabildiğine genişletmeyi planlıyor. Şu demektir; ABD Suriye siyasetinde bir değişikliğe gidiyor, pozisyon aldığı alanı Arap NATO'suna devrediyor.

"ABD'nin Türkiye'ye "YPG'siz bir Kürt oluşum" konusunda taahhüt verdiği anlaşılıyor"

Ancak Körfez ülkelerinin askeri koalisyonu bölgede tam olarak konuşlanmadan Türkiye'nin Suriye sınırlarını aşmasına göz yumarak, müttefikini koruduğunu gösteriyor. Açıkçası ABD burada Türk müttefiklerini Kürt müttefiklerine tercih etti. Hem  3,5 milyar dolarlık füze anlaşması yaptı, hem de Suriye'nin kuzeydoğusunda işbirliğini bu müttefikiyle sürdürmüş olacak.. Ve asıl önemlisi, ABD'nin Suriye planı, Suriye'nin kuzeydoğusu ile değildir. Suriye-Irak sınırını kapsayan bölgeyle ilgili planı var. Rakka ve Deyrul Zor'u de kapsayan bu bölgeye nasıl ve kimlerle nüfuz edeceği de önemli değil ABD için. Orada hala diri tutulan 2 bin civarında IŞİD militanı var. "IŞİD'e karşı savaş" adı altında ABD, Kürt güçlerinin güneye yönelmelerini hep teşvik etti.

Şimdi Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna girmesiyle birlikte Kürt güçlerinin güneye çekilebilecekleri hesabı, ABD'nin planına daha çok uyar. Öte yandan Türkiye'ye "YPG'siz bir Kürt oluşum" konusunda taahhüt verdiği anlaşılıyor. O yüzden ABD Roj Peşmergelerini bölgeye çağdı. Şu anda sembolik sayıda gelmiş olsalar da,  çekilmeden sonra Türkiye ile birlikte "boşluk doldurması" istenen diğer oluşum, bu Peşmerge birlikleri olacak. ABD'nin eli, Erbil'den bunların üzerinde olmaya devam eder...

Geçtiğimiz haftalarda ABD cephesinden “İran orada olduğu sürece ABD de orada olacak” açıklaması gelmişti. Bu geri çekilmeyi İran- ABD gerilimi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu gelişmeler, “İran orada olduğu sürece ABD de orada olacak” açıklamalarına uygundur. ABD'nin son zamanlardaki bütün siyasi kurgusu, İran'nın Suriye'ye uzanan elini kesmeye odaklıdır. Erbil'in müttefikliği ve Suriye'nin doğu sınırına yönelik Arap NATO’su yığınağı, tam da bu kurguya hizmet ediyor zaten. Yani kısacası ABD'nin Suriye'deki varlığı IŞİD'e karşı savaş değil, yükselen İran tehdidine karşı bir konumlanıştır. Bunun için Kürtlerin kazanımları üzerinden bir pozisyon edinen ABD'nin ne orta ne de uzun vadede kimsenin "mutlak müttefiki" olmayacağını bir kez daha gördük. Kürtlerin kazanımlarını kendi çıkarları için kullandı, şimdi Türkiye müttefikliği ile Körfez müttefikliğini terazini iki kefesinde taşırken, Türkiye'nin hatırına, Kürtlerin iç tasfiye sürecine imza atıyor..

Tayyip Erdoğan'ın Suriye'de Fırat'ın doğusuna yönelik operasyon düzenleme konusunda ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine olumlu karşılık verdiğine yönelik açıklamalarını değerlendiren ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Robert Palladino, bu açıklamaları 'yanıltıcı beyan' olarak tanımlamıştı. Trump bu yalanlama ile aynı gün Suriye’den askerlerin çekileceğini açıkladı. Sizce bu ABD hükümeti içinde bir kopukluk mu gösteriyor?

ABD onay vermese AKP'nin esip gürleme dışında nefes dahi alamayacağını biliyoruz. Pentagon, Suriye'den çekilme konusunda farklı bir yerde durmuyor. Trump'ın çekilme sürecini uzatmasına sadece sessiz kalındı, ama bu arada faturasını Suud prensine ödettiği için Pentagon’dan itiraz gelmedi. Bu çekilme ne sadece Beyaz Saray'ın fikri ne de Beyaz Saray’a rağmen Pentagon'un.. ABD pragmatizminin kendisi işliyor..