Gündem

Hatipoğlu: ATV aylık 600 bin TL vermiyor, 20 yıldır Keçiören'de oturuyorum

Hatipoğlu, Ramazan boyunca, iftar ve sahurda program yaptığı Sultanahmet’te ailece bir otelde konakladıklarını söyledi

09 Temmuz 2014 14:42

Atv’de yaptığı Ramazan programları için ayda 600 bin lira aldığı iddia edilen ilahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, “20 yıldır Keçiören’de aynı evde oturuyorum. Değil villam, havuzum, evimin önünde yağmur yağınca içine su dolan bir çukurum bile yok. ATV’den ayda 600 bin lira aldığım iddiası da yalan” dedi.

Milliyet gazetesi yazarı Ali Eyüboğlu, Atv’de iftar ve sahur programları sunan ilahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’yla hakkındaki iddialar hakkında konuştu.

Ali Eyüboğlu’nun Milliyet gazetesinin bugünkü (9 Temmuz 2014) nüshasında yayımlanan, “Nihat Hatipoğlu ve yanlış din bilgileri!” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘Nihat Hatipoğlu ve yanlış din bilgileri!’

 

Onca “Ramazan Özel” programı arasında reytingte açık ara birinci olan Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun bir canlı yayınını yerinde izlemek için Sultanahmet’teydim.

TNS’in “reyting haneleri”yle görüşme imkanı olmadığı için “reytingleri belirleyenlerin iftarda ve sahurda niye Nihat Hatipoğlu’nu tercih ettiklerini öğrenme imkanı yok.

Ancak gerek iftarda gerekse de sahurda Nihat Hatipoğlu’nu dinlemek için Sultanahmet’e gelenlerle konuşma imkanı var.

Üstelik bu insanlar, ortada onları Sultanahmet’e getirip  götüren bir organizasyon ve canlı yayının yapıldığı alana yakın bir yerde iftar çadırı yokken Hatipoğlu’na bu yoğun ilgi niye?

Canlı yayın öncesi, aralarda ve sonrasında konuştuğum Hatipoğlu, şunları söyledi:

“Bu sene Büyükşehir bize Kazlıçeşme’yi önerdi. Çünkü artık belediyenin ramazan etkinlik alanı orası. Ama biz, hem alıştığımız, hem de tarihi dokusu nedeniyle burada kalmayı tercih ettik. Belediye’nin Ramazan etkinliklerinin Kazlıçeşme’ye kayması nedeniyle burası biraz etkinlik anlamında kısır kaldı, ama sağolsun sevenlerimiz bizi yalnız bırakmadı. Eskisine oranla gelenimiz daha da arttı.”

 

Havuzlu villası var mı?

 

Son günlerde Nihat Hatipoğlu hakkında iki çarpıcı iddiadan biri, havuzlu bir villada oturduğuyla ilgili, diğeri de ATV’den Ramazan programları için ayda 600 bin lira aldığıydı.

20 yıldır Keçiören’de aynı evde oturduğunu, sosyal medyadaki “Nihat Hatipoğlu’nun villasının ve havuzunun olduğunu biliyor musunuz?” kampanyasının kuru bir iftira olduğunu söyleyen Hatipoğlu, “20 yıldır Keçiören’de aynı evde oturuyorum. Değil villam, havuzum, evimin önünde yağmur yağınca içine su dolan bir çukurum bile yok. ATV’den ayda 600 bin lira aldığım iddiası da yalan” dedi.

Hatipoğlu’nun program yaptığı arenanın etrafında 10 liraya üstünde “Güzel İnsan Nihat Hatipoğlu” yazan kaşkollar, Nihat Hatipoğlu CD’leri ve kitapları da satılıyor.

Bunlardan pay alıp  almadığını sorduğum Hatipoğlu’nun yanıtı şu oldu:

“Hayır, ama satış için izin isteyenlere, kazancınızdan hayır kurumlarına bağış yapın, yeter diyorum.”

Hatipoğlu, Ramazan boyunca, iftar ve sahurda program yaptığı Sultanahmet’te ailece bir otelde konakladıklarını söyledi.

Lisede okuyan Osman, hep yanında olan Sait ve doktor olan Mustafa adlı üç çocuk babası Hatipoğlu’nun eşi de sürekli yanında.

İnsanların soruları dini bilgi eksikliğinin ifadesi!

Nihat Hatipoğlu’nun programlarını televizyondan takip edenler bilir, insanlar ona sorular yöneltir.

O gece Nihat Hatipoğlu’na yöneltilen sorular bir kez daha gösterdi ki, çoğu insanımızın dini bilgisi “kulaktan dolma”Ö

Hatipoğlu’na yöneltilen soruların çoğu insanımızın din bilgisi kaynaklarının Kuran-ı Kerim, dini yayınlar veya din alimleri yerine, eşten dosttan, sağdan soldan duyduklarından ibaret olduğunun göstergesi.

Bakar mısınız şu sorulara:

“Kulağa küpe için ikinci delik açmak günah mı?”

“Hamileyken saç kestirmek günah mı? ‘Hamile kadın saçını kestirirse, doğuracağı çocuğun ömrü kısalır’ diyorlar, doğru mu?”

“Biz birbirimizi seviyoruz, ama ailemiz evlenmemize karşı çıktı. Biz de kaçıp evlendik, günah mı işledik?”

“Doğuştan bana kız ismi taktılar. İnsanlar benimle sürekli dalga geçince Nihat yaptım ismimi. Doğduğumda kulağıma değiştirdiğim ismi fısıldamışlardı. Yeni ismimi kulağıma fısıldayan olmadı. Yaptığım günah mı?”

“Kardeşim 8 aylıkken öldü. Babam, yeğenime ölen kardeşimin ismini verdi. Yeğenim konuşmuyor, o yüzden babamı suçluyorlar: ‘Ölen çocuğun ismi ona verilmeseydi, böyle olmazdı?’ Bu doğru mu?”

“İki çocuğum karnımda, biri de 15 aylıkken öldü. Diyorlar ki bana, ‘Anne ve babanın günahı yüzünden ölüyor bu çocuklar’. Bu doğru mu hocam?”

Her iftar ve sahurda böylesine “ilginç” sorular yöneltiliyor Türkiye’nin reytingi en yüksek “Hoca”sına...