Gündem

"Hüseyin Gülerce cemaatle bağını 17-25 Aralık'tan sonra da koparmadı; Erdoğan'a demediğini bırakmadı"

"AKP'nin yerel seçimde güç kaybetmediğini görünce çark etti"

31 Temmuz 2017 13:06

Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan ve tutuksuz yargılanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki davanın iddianamesinde "tanık" sıfatıyla yer alan Hüseyin Gülerce ile ilgili olarak "Diyorlar ki; Gülerce 17/25 Aralık’tan sonra cemaatin ne olduğunu anladı; bağını kopardı. Hayır. 17 Aralık’tan sonra Beyaz TV’ de dönemin Başbakanı’na söylemediğini bırakmadı" dedi. 

Mehmet Tezkan'ın "Eski Fethullahçı neyle suçlanıyor?" başlığıyla yayımlanan (31 Temmuz 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Bu aralar eski Fethullahçı Hüseyin Gülerce manşetlerden inmiyor..

Sebebi ihbarcı- tanık sıfatıyla boy göstermesi..

 Böyle bir rol üslenmesi..

Cumhuriyet davasında tanık..

 Sözcü’nün iki çalışanının tutuklanması sahibi hakkında yakalama kararı çıkarılmasında ihbarcı - tanık..

Hal böyle olunca eski defterler açılıyor..

Gülerce’nin Fethullah Gülen’i ekranlarda nasıl savunduğu ortaya saçılıyor..

Mesela..

 2009 yılında Kadri Gürsel, cemaate bakınca  karşıma örgüt çıkıyor deyince, cemaatin devletin içinde kadrolaştığını söyleyince..

Gülerce itiraz ediyor.. Son derece rahat..

‘Devletin MİT’i var, polis istihbaratı var, askeri istihbaratı var; burası hukuk devleti, yargı var. Devlet içinde örgütlenme varsa bulup çıkarsınlar’  demiş..

***

Yıllar sonra anladık.. Cemaat istihbaratı da, askeri de, polisi de, yargıyı da ele geçirmeye  o tarihte başlamış..

Dosyaları nasıl kapattıkları, birbirlerini nasıl kolladıkları yıllar sonra ortaya çıktı..

***

Bir de şu dikkatimi çekti.. Gülerce cemaatin devlete sızdı sözüne aşarı tepki göstermiş..

‘Devletin evlatları devlete sızar mı, o görevlere sınavla geliyorlar’  demiş!.

O sınavların nasıl yapıldığı, çalınan soruların cemaatçilere dağıtıldığı, Fethullahçıların o görevlere tezgahla, kumpasla geldiği açığa çıktı..

Türkiye öğrendi ama..

Geç oldu..

Bedeli ağır oldu..

 ***

Diyorlar ki; Gülerce 17/25 Aralık’tan sonra cemaatin ne olduğunu anladı; bağını kopardı..

Hayır..

 17 Aralık’tan sonra Beyaz TV’ de dönemin Başbakanı’na söylemediğini bırakmadı..

‘17 Aralık  cemaatçilerin operasyonu’  diyen dönemin Başbakanı’nı iftira atmakla suçladı..

Yangına benzin dökmekle suçladı.. Yanlış yaptığını söyledi.. ‘Bu cemaati Allah’tan başka kimse bitiremez’  dedi..

***

Altı ay kadar idare etti.. AKP’nin yerel seçimde güç kaybetmediğini görünce, daha doğrusu yıkılmadığını anlayınca çark etti..

Kendini iktidarın saflarına attı..

 Bir numaralı Fethullah düşmanı oldu.. Her gün Fethullah’ın ne kadar kötü adam olduğunu yazmaktan ve anlatmaktan helak oldu..

FETÖ düşmanı olmasında bi sakınca yok..

 ***

Geçen yıl 15 Temmuz ayaklanmasından bir ay önce İnternet Haber’in benimle yaptığı röportajda Hüseyin Gülerce’nin yeni pozisyonu sorulmuştu...

‘Korkuyor.. Beni affedin diye yalvaran yazılar yazıyor’  demiştim..

40 yıllık Fethullahçı yapıyı bilmemesi mümkün mü?

***

Şu günlerde Gülerce’ ye yöneltilen suçlama şu..

Cumhuriyet’i, Sözcü’yü FETÖ’cü yapmakla uğraşacağına  örgütün imamlarını deşifre etseydin, örgütün niyetini anlatsaydın, yapısını açıklasaydın .. 

Belki 15 Temmuz olmazdı.. 

Yapıyı bilmiyordum imamlardan haberim yoktu derse..

Pes derim!.