Gündem

İdare Mahkemesi'nin 'zorunlu din dersi' kararı: Devlet, dinler karşısında tarafsız kalmalı

"Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda bunun 'din eğitimi' halini alacağı açıktır"

14 Kasım 2017 14:59

Ortaokul öğrencisi çocuklarının zorunlu din kültürü dersinden muaf tutulmasını isteyen ailenin talebini haklı bulan İdare Mahkemesi'nin kararında, "Müfredatın içeriği nesnel ve çoğulcu olmalı. Devlet, dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmeli" dendi.

Hürriyet gazetesinden Dinçer Gökçe'nin haberine göre, İstanbul Eyüp’teki bir ortaokulun 5’inci sınıfında okuyan kızları N. D.’nin zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulmasını isteyen H. D., G. D. çiftinin  talebi, okul idaresi tarafından reddedildi. Bunun üzerine aile 20 Şubat'ta dava açtı. 

"Sınıfta kalma riski var"

N.D.'nin inançlarına aykırı bir ders nedeniyle psikolojik travma yaşadığı belirtilen dava dilekçesinde "Bu dersten not verilmiyor. İçsel çatışma yaşadığından dersi algılamakta zorlanıyor. Sınıfta kalma riski dahi vardır. İşlem hukuka açıkça aykırıdır Telafisi güç zararlar oluşmuştur” ifadeleri yer aldı. 

Davalı konumdaki İstanbul Valiliği adına İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün savunmasında ise davanın usulden reddi istenirken, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunuldu. 

Tarafların talep ve savunmalarının alınmasının ardından kararını geçen ayın sonunda veren İstanbul 10. İdare Mahkemesi, aileyi haklı buldu. 

"Dersin içeriği nesnel ve çoğulcu olmalı"

Oybirliğiyle alınan kararda şöyle denildi: "Anayasanın 24. Maddesi'ne göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında olduğu kuşkusuzdur. Ancak, bu öğretimin Anayasanın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği, içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda bunun ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersi olarak kabul edilemeyeceği ve ‘din eğitimi’ halini alacağı açıktır."

"Başvurunun reddi hukuka uygun değil"

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) benzer davalardaki kararlarına atıf yapılan kararın devamında,  “Din eğitiminden ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlı olması karşısında ailesini dini inanç (ya da inançsızlıklarına) ve felsefi düşüncelerine uygun olmadığını iddia eden davacıların çocuğunun din eğitiminden muaf tutulması yolunda yaptığı başvurunun reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır" ifadeleri yer aldı. 

Mahkeme, davanın yargılama giderlerini de idarenin üstüne bıraktı.