Ekonomi

IMF'den 'Türkiye' açıklaması

"İstikrar, öngörülebilirlik ve hukukun egemenliği bizim için önemli"

26 Nisan 2017 17:00

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Antonio Spillimbergo, Türkiye’nin bu yılki büyüme beklentisinin yüzde 2,9'dan yüzde 2,5'e revize edilmesinde 2016'da yaşanan olumsuz olayların etkili olduğunu ifade etti.

Bloomberg HT'de yer alan habere göre Antonio Spillimbergo şunları söyledi:

"Geçen yılın başında oldukça iyimserdik ve yüzde 3,8’lik büyüme tahmininde bulunduk. Ancak yüksek siyasi belirsizliği ve özellikle temmuzdan sonra yaşadığınız çalkantıyı öngöremedik. Bu nedenle geçen yıla yönelik beklentimizi aşağı çekmek zorunda kaldık. Şimdi biliyoruz ki büyüme yüzde 2,9 civarında gerçekleşti. Bu tecrübeden belirsizliğin nasıl işlediğini öğrendiğimiz için etkilerin 2017’de devam edeceğini düşünüyoruz."

Spillimbergo, geçen yıl GSYH'ye normalden çok daha az katkı sağlayan turizm sektörünün toparlanmasının da zaman alacağını kaydetti.

"Yeni rakamları ve Türkiye için ne anlama geldiklerini anlamak zaman alacak"

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) büyüme verilerinde geçen yıl aralık ayında yaptığı revizyonlara değinen Spillimbergo, IMF'nin bu yıla ilişkin yüzde 2,5'lik büyüme beklentisinin yeni metodolojiye göre hesaplandığını söyledi.

Antonio Spillimbergo, 2016'ya yönelik yüzde 2,9 büyüme beklentisinin eski metodoloji çerçevesinde belirlendiğini, bu nedenle iki rakamın birbiriyle mukayese edilmesinin pek mümkün olmadığını vurguladı.

Yeni metodolojinin anlaşılması için zamana ihtiyaç olduğunu dile getiren Spillimbergo, şunları kaydetti:

"TÜİK’in hayata geçirdiği istatistik reformları, Türkiye’deki uygulamayı Avrupa’daki uygulama ile uyumlu hale getirdi ki bu çok önemli ve iyi bir haber. Ancak bu değişim büyüme rakamını kayda değer şekilde değiştirdi. Yeni rakamları anlamak çok önemli. Yeni rakamları ve Türkiye için ne anlama geldiklerini anlamanın zaman alacağını düşünüyorum."

"Türk hükümeti yapısal reformlar açısından başarılı"

IMF Türkiye Masası Şefi Spillimbergo, Türk hükümetini yapısal reformlar açısından başarılı bulduğunu ifade ederek, "Hükümetin bireysel emeklilik, iş gücü piyasası ve düşük tasarrufları artırmaya yönelik reformlara gereken önemi verdiğini düşünüyorum. Bu reformlar, Türkiye'nin iki darboğazını ilgilendiriyor." dedi.

Söz konusu iki darboğazın Türkiye’nin uzun zamandır birlikte yaşadığı "düşük tasarruf" ve "düşük verimlilik" olduğuna işaret eden Spillimbergo, hızla büyüyen nüfus ve iş gücü için yeni istihdam olanakları yaratılmasının elzem olduğunu vurguladı.

Spillimbergo, Suriye ve diğer bölge ülkelerinden Türkiye'ye gelen çok sayıda sığınmacı için uygun ekonomik şartlar oluşturulmasının da önem taşıdığını kaydetti.

“Yüksek faizle karşılaşanlardan dolayı büyüme düşebilir”

Antonio Spillimbergo, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) son aylarda uyguladığı sıkı para politikasına değinirken, faiz oranının 350 baz puan yükseltilmesinin ekonomik büyümeye etkisi olacağını belirterek, "TCMB'nin para politikasını sıkılaştırması efektif faiz oranı vesilesiyle bankaların şirketlere ve tüketicilere yönelik kredi faizi oranlarını yükseltir. Daha yüksek faizle karşılaşan şirketler ve tüketiciler, daha az borçlanabilir ve bunun akabinde yatırımlar ve tüketim harcamaları azalabilir. Bunun sonucunda büyüme düşebilir." diye konuştu.

Türkiye'nin belirsizlik ortamından çıkıp daha öngörülebilir bir döneme giriş yapmasının büyüme için büyük önem taşıdığını vurgulayan Spillimbergo, "Daha öngörülebilir politikalar özellikle yatırımlar bakımından yardımcı olur. Para politikasının da daha anlaşılır hale gelmesi ekonomik büyümeyi tahmin edebilmek açısından yararlı olur." dedi.

Siyasi rejimin ekonomik performansa etkisi

Antonio Spillimbergo, Türkiye’nin parlamento sisteminden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş yapmasının ekonomik etkilerine yönelik soru üzerine de, şunları kaydetti:

"Siyasi koşullar, her ülkenin kendine özgüdür. Siyasi rejimlerin tek başına ekonomik performansı nasıl etkileyeceğine dair net bir çıkarım yok. Buna karşın istikrar, öngörülebilirlik ve hukukun egemenliği bizim için önemli. Bunlar Türkiye de dahil her ülke için gerçekten çok önemli."