Gündem
BBC Türkçe

Irak'ta 10 dakikada ölüm cezası verilen 'IŞİD üyesi' yabancı kadınlar

Guardian, Irak'ta aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu IŞİD üyesi olmakla suçlanan çok sayıda yabancı kadına yer verdi. Gazete, neredeyse hepsi küçük çocuk sahibi kadınların 10 dakika süren yargılamalarla ölüm ya da ömür boyu hapis cezasına çarptı

22 Mayıs 2018 14:12

Guardian, Irak'ta aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu IŞİD üyesi olmakla suçlanan çok sayıda yabancı kadına yer verdi. Gazete, neredeyse hepsi küçük çocuk sahibi kadınların 10 dakika süren yargılamalarla ölüm ya da ömür boyu hapis cezasına çarptırıldıklarını aktarıyor.

Guardian muhabiri Martin Chulov'ın imzasını taşıyan haber, Fransa vatandaşı Djamila Boutoutao'nun hikayesiyle başlıyor ve Irak'ın başkenti Bağdat'taki bir duruşma salonunda Fransız vatandaşı Djamila Boutoutao'nun iki yaşındaki kız çocuğuna sarılıyor ve yardım için yalvardığı aktarılıyor.

Haber şöyle devam ediyor:

29 yaşındaki Boutoutao, IŞİD'e üye olmakla suçlanıyor. Kendisiyle birlikte aynı iddiayla yargılanan hepsi yabancı sanıkların yanında, artık hayatın dayanılmaz hale geldiğini söylüyor.

İfadesiz bir bakışla etrafını süzen, minyon, gözlüklü Boutoutao 'Burada aklımı kaybetmek üzereyim. İdam ya da ömür boyu hapisle yargılanıyorum, kimse bana bir şey söylemiyor, ne büyükelçi ne de hapishanedeki insanlar' diyor.

Boutoutao sözlerine devam ederken, gardiyanlar ve Fransız kadınla birlikte yargılanan hepsi Türk ya da Orta Asyalı kadınlar yaklaşıyor. Hepsi IŞİD'ın Irak'ta geçen yılki çöküşüyle kocalarını ve bazı durumlarda çocuklarını kaybetmiş.

Boutoutao 'Lütfen kızımı götürmeyin. Anne ve babamla konuşabilirseniz para veririm. Lütfen beni burdan çıkartın! diye yalvarıyor.

Bu sözleriyle konuşma son eriyor ve yan odadaki yargıcın kendisini çağırmasını beklediği köşeye dönüyor. Hiçbir Fransız yetkili ya da Lille'deki eski yaşamıyla bağ kurabileceği bir şey yok. IŞİD üyeliğinden mahkûm olursa ya ömür boyu Bağdat'taki bir hapishanede yatacak ya da asılacak.

Buradaki 15 kadının bazıları Avrupa ve Orta Asya'dan ya tek başlarına ya da eşleriyle seyahat edip vaat edilmiş topraklar olduğuna inandıkları IŞİD'in denetimindeki bölgelere yerleşti.

Boutoutao da eşi Mohammed Naserreddine ve iki çocuğuyla 2014'te Irak'a gitmiş. Eşi 2016'da, oğlu da bir yıl sonra Musul'da öldürülmüş. Kuzey Irak'ta Peşmergeler tarafından yakalanıp, Bağdat'a gönderilmiş.

Irak'ın harabeye dönen kent ve kasabalarından toplanan 1000'e yakın kadın, yabancı savaşçılar ve ailelerine öfkenin büyük olduğu bir ülkede mahkemeye çıkartılıyor.

10 dakika süren duruşmalarda 40'tan fazla kadın ölüm cezasına, çok daha fazlası da ömür boyu hapse çarptırıldı.

Çoğunlukla kucaklarında bebekleri olan yabancılar, Irak'ın adli sisteminde başka hiçbir yerde görülmeyen bir hızla yargılanıyor.

Fransa ve Avrupa ülkeleri Irak mahkemelerinde yargılanan vatandaşlarına karşı sert tutumlarını sürdürüyor. Fransız hükümeti yabancı savaşçıların çocuklarına biraz merhamet gösterse de, IŞİD'e katılmaya karar veren yetişkinler bundan faydalanamıyor.

Iraklıların çoğu da merhamet göstermiyor. Araba satıcısı Mustafa Rashid "Kahrolsunlar. Merhameti hak etmiyorlar. Kadınlar da" diyor.

İdama çarptırılan 12 erkeğin mahkeme salonundan çıkartılmasından sonra sıra Abdül Wahab El Kaja'ya geliyor. 17 yaşında ve Tacikistanlı ve kucağında bebeği var.

"Annem ve babam beni beş yıl önce Suriye'ye götürdü. Bir Türk adamla evlendirdiler. Bana karşı iyiydi. Bu da onun çocuğu. Irak'a yerleştik. Babası ve kocam öldü. Şimdi annem ve kızımla hapis yatıyorum. Ülkem pek iyi olmasa da dönmek istiyorum. Ülkemde kapanmıyordum. IŞİD iyi, bana nasıl örtüneceğimi öğretti" diyor.

Daha çok sayıda kadın gidip, geliyor. Bir Türk, bir Rus, iki Kırgız. Her vakada üç yargıç sertçe bir ya da iki soru soruyor. Sonra da kadınların dışarı çıkmasını istiyor. Bir savcı kısa bir açıklama yapıyor. Dışarıda, devletin atadığı avukat, müvekkiliyle hiç görüşmediğini ve soruşturma notlarının da özetini görebildiğini anlatıyor.

Çocuklara ne olacağı Irak makamları için daha zorlu bir sorun. Anneleri yargılanırken, bazı küçük çocuklar ellerindeki elmaları kemiriyor. Kadınlar diğerlerini ise sırayla sakinleştirmeye çalışıyor.

Gardiyanlardan biri "Büyüyüp, aynı anneleri gibi olacaklar" diyor. Diğeri "Hayır, öyle söyleme, günah. Tüm çocuklar masumdur" diyor.

"Belki de" diye cevap veriyor ilki, "Ama haydi çabuk bitirelim. Bunlardan daha çok var" diye konuşuyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir