Dünya

IŞİD'li yabancı savaşçıların çocuklarına ne oluyor?

"Vücut dilleri tuhaf bir şekilde etraflarına karşı mesafeli durduklarını gösteriyor"

07 Aralık 2017 15:41

Bağdat'ın en şık otelinin kahvaltı salonunda, onlarca iş adamı ve resmi heyet arasında onları fark etmek hiç de zor değil. Yaşları üç ile sekiz arasında değişen, soluk benizli dört çocuk salonun bir köşesinde oturmuş, sessizce kahvaltı ediyor.

BBC Türkçe'ninhaberine göre, ailecek tatile gelmedikleri daha ilk bakışta anlaşılıyor. Yanlarında iki de kadın var. Birinin kucağında da ufak bir bebek. Ancak çocuklardan farklı olarak, kadınlar Iraklılara benziyor. Vücut dilleri tuhaf bir şekilde etraflarına karşı mesafeli durduklarını gösteriyor. Çocuklar, şaşkın ve güvensiz duruyor.

O sırada, yan masada oturan, takım elbiseli, ciddi görünümlü adamlar saatlerine bakıp bir anda ayağa fırlıyor. İki kadın ve dört çocuk da onların peşinden kalkıyor. Otelin mermer kaplı koridorlarından hızla geçiyorlar.

Dışarıda bekleyen iki araba var. Kamuflaj kıyafeti giymiş, güneş gözlüklü güvenlik görevlileri, bir yandan telsizle konuşurken, diğer yandan da içeriden çıkan çocuk ve kadınları arabaya yerleştiriyorlar. Korumalar da araba biniyor, kapılar kapatılıyor ve konvoy, havaalanına doğru hızla yol almaya başlıyor.

Bu sahneyi düzenleyen Rusya. Görev alanlar da diplomatlar ve istihbarat görevlileri. Görevleri ise Rusya'nın en genç vatandaşları arasında yer alan bu çocukları memleketlerine geri götürmek.

Ekipte üçü erkek, ikisi kız, toplam beş kardeş var. Aynı akşam bu çocukları bir kez daha görüyorum. Bu sefer televizyondan yolculuklarının sonunda Rusya'ya varmalarını izliyorum. Uçaktan inerken yanlarında, otelde yan masalarında oturan ciddi görünümlü adamlardan biri de var.

Fotoğraf makinelerinin flaşları patlıyor ve büyük bir şaşkınlık içinde olan biteni anlamaya çalışan çocuklar kameraların önünde akrabalarına kavuşuyorlar. Tüm bunlar olurken 50'li yaşlarındaki uzun boylu, bıyıkları ağarmış bir adam, gazetecilere duygularını anlatmak isterken gözyaşlarına boğuluyor.

Bu adamın adı Ziyad Sabsabi. Kendisi Rus bir siyasetçi ve Çeçenistan liderinin Orta Doğu resmi temsilcisi.

Bir gece önce kendisiyle otelde oturuyorduk. Bana telefonundan Bağdat'taki bir yetimhanede bulunan çocukların fotoğraf ve videolarını gösteriyor ve şu ana kadar az sayıda çocuğun kurtarılmasına yardımcı olduğunu anlatıyordu.

Ancak halen kurtarılmayı bekleyen ya da kayıp olan onlarca çocuk var. Sabsabi, çabalarını anlatırken de zaman zaman gözyaşlarını tutamıyordu.

Bu çocuklar, ülkelerini terk ederek IŞİD'e katılan "gönüllü savaşçıların" geride bıraktığı evlatları.

Sabsabi'ye bu ailelerin buraya nasıl geldiklerini soruyorum. Bu çocukların genellikle Müslüman olan genç annelerinin, eşleri tarafından kandırıldıklarını aktarıyor. Eşleri, kadınlara Türkiye'ye tatile ya da çalışmaya gittiklerini söylüyor ancak Türkiye'ye varınca sınırı geçip ailecek kendilerini Suriye ya da Irak'ta buluyorlar.

Bu savaşçılar, IŞİD'in giderek zayıflaması ve elindeki toprakları kaybetmesiyle ya artık yaşamıyor ya da tutuklu bulunuyor. Çocukları ve eşlerinin akıbeti ise bilinmiyor.

Yabancı IŞİD savaşçılarının yüzlerce aile üyesi, Irak'ta tutuluyor. Ancak bu kişilerin isimleri henüz kendi akrabalarına bile bildirilmiş değil.

Bağdat'taki otelde rastladıklarım gibi çocuklar da genellikle yetimhanelere götürülüyor. Ziyad Sabsabi de buralarda tutulan çocukların kim olduklarını tespit ediyor ve uzun süren müzakerelerin ardından izin alarak ülkelerine dönmelerini sağlıyor.

Elbette, bunlar şanslı olanlar.

Diğerleri ise o kadar şanslı değil. Çeçenistan'da kızları ya da torunlarından çaresizlik içinde haber almayı bekleyen orta yaşlı bazı kadınlarla telefonda görüştüm.

Bu kadınlardan biri Zamira. Kızı Seda'nın 2,5 yıl boyunca kendisini her gün önce savaşçı kocasıyla birlikte yaşadığı Suriye'den, sonra da kocasının ölümünün ardından ikinci eşiyle evlendirilerek gittiği Irak'tan düzenli olarak kendisini aradığını söylüyor.

Ancak Temmuz ayı içerisinde Musul operasyonu kapsamında Iraklı güçlerin kente doğru ilerlemesi ve bombardımanı yoğunlaştırmasıyla birlikte aralarındaki iletişim de kopuyor. Zamira, o zamandan bu yana kızının ve iki torununun nerede olduğunu, hatta hayatta olup olmadıklarını bile bilmiyor.

Halen kızının masum olduğuna inanıyor. Zamira, "Seda defalarca kocasını geri dönmeye ikna etmeye uğraştı. Ancak bir kez gittiniz mi, kapana kısılıyorsunuz" diyor.

Seda bulunursa ve geri dönerse Rus devleti anne Zamira gibi düşünmeyebilir. Bazı kadınlar, ülkelerine döner dönmez tutuklandı.

Yine de Çeçenistan'ın lideri Ramazan Kadirov, bu çocukların memleketlerine geri getirilmesini bir onur meselesi olarak görüyor.

Ancak tüm bu süreç yıllar sürebilir.