Politika

Kılıçdaroğlu: IŞİD’e silah yardımına ilişkin belge mi istiyordun, işte belgeler!

'Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık koltukları şu anda boş'

14 Ekim 2014 16:52

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, IŞİD saldırıları altındaki Kobanê'ye destek amaçlı hükümete sundukları tezkere önerisine ilişkin olarak, "Bizim tezkere önerimiz millidir, yabancı asker de işgal de yok içerisinde" dedi. Kılıçdaroğlu, daha önce IŞİD'e silah yardımı yapmakla suçladığı hükümete ağır eleştiriler yönelterek, "IŞİD’e destek vermeyin dedik Ahmet Bey çıkıp 'bunu söylemek vatan hainliğidir' dedi. IŞİD’e destek verdiklerini bütün dünya biliyor. Belge mi istiyorsun sen" sözleri ile, "silahları götüren şoförlerin ve savcıların ifadeleri" dediği belgeleri açıkladı. 

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

Parlamentonun özellikle yürütme organının arka bahçesi haline gelmesi bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değildir. Parlamento denetim yetkisini kullanmalıdır. İlk anayasada öngörülen temel maddelerden birisi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir maddesidir.

Bizim kültürümüzde bizim tarihimizde kuruluşlumuzda iki temel öğe vardır. Parlamenter sistem ve bağımsız yargı. Bugün geldiğimiz noktada parlamenter sistem ile sorunu olan bir iktidar var. Parlamenter sistemi kaldıracağım diyor. Eğer yargı bir ülkede bağımsız ve tarafsızsa orada demokrasi var demektir. Yargının siyasi otoritenin arka bahçesine dönüşmesi en büyük darbeyi demokrasiye vurur. Yeni seçilen HSDYK üyelerine sesleniyorum: Yargıya güven duyulmasını sağlayacak olan sizlersiniz. Ben Ergenekon davası yargıçlarına “çocuklarınıza ileride benim babam yargıçtı diyecek bir mirası bile bırakmadınız” demiştim.

Parlamenter sisteme sahip çıkmak milli egemenliğe sahip çıkmak demektir. Bir ülkenin yönetim tarzını tarihi birikimi kültürü belirler. 200 yıllık parlamenter sistemi deneyimimiz var. 200 yılı bir anda silip atacağız yerine beyefendinin belirlediği yönetim şeklini getireceğiz öyle mi. Havuz medyasına seslenmiyorum onlar zaten havuzda kendi alemlerini yaşıyorlar. Bankadan paralar geliyor evler yalılar gidiyor.

TBMM’de denetim yetkisini kullana tek parti var. O da CHP’dir. Neden sadece CHP bunu yapıyor. İktidarın ezici bir gücü var. CHP’nin muhalefeti karşısında arada bir kaba güç gösterisi yapmaya kalkıyor. Bu bizim gücümüzü gösterir. Biz kaba güce karşı da direndik. Bütün kamu görevlilerine sesleniyorum hükümete yakın memur sendikalarına sesleniyorum bakın AKP’ye gözü kapalı oy verdiniz sizin hakkınızı biz savunduk. Eğer kim seni görevden alırsa bağımsız yargı seni haklı görüyorsa oturup kalkıp CHP’ye teşekkür edeceksin.

Özeleştirmelerin hukuka uygun şekilde yapılması gerekiyor. Bir yasa getirdiler ve özelleştirmelerle ilgili mahkemenin verdiği kararların uygulanmaması yönünde. Hani bu milletin anasına küfür eden birisi vardı ya onu korumak için getirdiler bunu.

“Özgürlüğün teminatı benim” diyor Ahmet Bey. Yeni Ahmet Bey. Peki vatandaşın hangi internet sitesine girdiğini neden merak ediyorsun. İnsanların hangi internet sitesine girdiği takip ederek vatandaşları fişleyecek. Sevgili yurttaşlarım senin özgürlük güvencen CHP’dir. Bunu için de Anayasa Mahkemesi’ne gittik ve AYM bizi haklı buldu ve iptal etti.

Ortadoğu'da yaşananları biliyoruz. Kan gövdeyi götürüyor. Hepimizin yüreği ağzında. Oysa 2002'de böyle bir olay yoktu. İktidarı devraldıklarında ne terör ne Ortadoğu bataklığı vardı. Huzurlu bir Türkiye vardı. Geldikleri nokta kan gölü bir Ortadoğu ve bunu Türkiye'ye ithal eden bir iktidar. 

Bir tezkere getirdiler hayır dedik. Gerekçemiz çok açıktı. Sözcülerimiz çıktılar, TBMM kürsüsünde bunu açıkladılar. Şimdi hepimizin her gün televizyondan izlediği Kobani olayı var. Orada masumlar öldürülüyor. Biz bu olaya çözüm üretelim dedik. Kobani ile ilgili özel bir görüş kaleme aldık ve bunu ben bir basın toplantısında açıkladım. Pek çok kanaldan olumlu olumsuz tepkiler geldi. Olumsuz tepkiler için şunu söylemek isterim. 

1. Kobani neden önemli? Bizim tezkeremizin ana amacı nedir? Bizim görüşün ana amacı nedir? Diyorlar ki Kobani'de siviller kalmadı, PKK unsurları var. Dünyadan haberi olmayanların söylemidir bu. 10 Ekim 2014, bundan dört gün önce BM Suriye özel temsilcisi dedi ki, "Çocuk ve yaşlı dahil yüzlerce sivilin kentin içinde olduğu, 10 ile 13 bin kişinin de Türkiye sınırı ile Kobani arasında olduğu biliniyor. BM diyor ki IŞİD'in eline geçerse Kobani Srebrenitza'ya benzer bir katliam yaşanabilir. 

Orada yaşayanların akrabaları Türkiye'de... Eğer bir katliam olursa o katliama kayıtsız kalınmaz. Bosna Hersek'e başka yerlere de kayıtsız kalmadık. Buna da kayıtsız kalamayız. Kadın ve çocukların gözümüzün önünde öldürüldüğü bir dönemde sessiz kalırsak Türkiye büyük imaj kaybeder. Biz güçlü bir devletiz. İnsan hakları ihlallerine karşı sesimizi çıkarmak zorundayız. 

2.'si, Kobani Türkiye'nin güvenliği açısından önemlidir. Eğer IŞİD KObani'yi alırsa 400 kilometrelik bir sınır komşumuz IŞİD olacak. Bir terör örgütüyle komşu olacağız. PKK terör örgütünü Kuzey Irak'ta neler yaptığı malum. Şimdi 400 Km'lik bir hat daha açılacak. Başta bunu engelleyemezseniz sonra hiç engelleyemezsiniz. Biz ülkemizi seviyoruz. Kan akmasın istiyoruz. 

Bir başka önemli nokta... Kobani Suriye için de çok önemli. Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmuyor muyuz? Irak'ı savunmuyor muyuz? BM kararlarında bu var mı, var... Eğer Suriye parçalanırsa IŞİD yerleşirse, o zaman terörle iç içe bir yapı ortaya çıkar. Suriye'deki kargaşa mutlaka Türkiye'ye de sıçrayacaktır. 

Kobani Ortadoğu için de çok önemlidir. IŞİD terör örgütünün at koşturması kolay ve doğru bir iş mi? Buna hep beraber itiraz etmeliyiz. Biz öneride bulunduk olur veya olmaz. Ama önerimizin çok haklı olduğu ortaya çıktı ki, yukarıdan aşağıya kadar, Bremen mızıkacıları gibi bizim önerimizin yanlışlığını anlatmaya başladılar. 

Terör kimden gelirse gelsin ona karşı durmak bir insanlık görevidir. İster IŞİD'den ister PKK'dan... Mücadele etmek bizim görevimizdir. 

Bunu söyleyen bir kişinin kafasında demokrasinin D’si bile yoktur. Çünkü ben konuşunca rahatsız oluyor. Doğrulardan rahatsız oluyor. Benim konuşma gerekçem zaten senin rahatsız olman için, doğruları bulman için. Sevgili Peygamberimizin çok güzel bir sözü var bu konuda: İnsanı pişman eden kendi görüşlerindeki ısrarıdır. Akıllıya danışıp onu dinlemeyen pişman olur. Ben düşüncelerimi söylüyorum. Oturup bakarsın. Bunları yapmayın Türkiye zarar görür dedik ama yaptılar ve Reyhanlı’da Cilvegözü’nde vatandaşlarımız öldü.

IŞİD’e destek vermeyin dedik Ahmet Bey çıkıp “bu söylemek vatan hainliğidir” dedi. IŞİD’e destek verdiklerini bütün dünya biliyor. Belge mi istiyorsun sen işte silahları götüren şoförlerin ve savcıların ifadeleri.

Şimdi ben ona soruyorum kim vatanına ihanet ediyor sevgili Ahmet Bey. Efendim biz insani yardım malzemesi gönderdik diyorlar. Erdoğan Somali’ye gitti ve insani yardım malzemesi götürdü. Oraya bir sürü insan sanatçı götürdü. Maden insani yardım malzemesi götürüyorsan bu tırlara neden yasak geliyor. Yayınlanması yasak. Hani insani yardımdı. IŞİD’in elindeki silahlar Recep Tayyip Erdoğan’ın Davutoğlu marifetiyle gönderdiği silahlardır.

Herkes biliyor ama dertleri şu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bunu öğrenmesin. IŞİD petrol satıyor günde 2 milyon dolarlık. Kime satıyor bunu. Ankara'da İstanbul’da Gaziantep’te IŞİD’e eleman devşiren ofisleri var. Konya Müftüsü şöyle diyor Ali Akpınar 4 gün önce: Konya’dan 100 kişi gidip IŞİD’e katıldı. Bombalama oldu bunlardan 10-15’i öldü. Bu militanlar giderken sen bir yerlerden armut mu topluyordun.

IŞİD’in hücreleri de var. Toplanıyorlar cenaze namazı kılıyorlar üniversitede öğrencilere saldırıyorlar. Yurtdışından gelip IŞİD’e katılanlar var. Bunların kendileri anlatıyorlar zaten. Biden’ın açıklamaları var en son. Özel bir görüşme olduğu için özür diledi. Yalan olduğu için dilemedi.  IŞİD’e açıkça bu hükümetin desteği var.