CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 20 Nisan’daki “Maç bitti, kabul edin” ve Başbakan Binali Yıldırım’ın 21 Nisan’daki “İstedikleri yere gidebilirler, vakit israfıdır” sözleri üzerine, CHP’yi hak aramaktan vazgeçirmeye çalışmak. "Ne yapmak istediklerini biliyorum. CHP’yi hak aramaktan vazgeçirmeye çalışmak. Ama biz hak arayışından vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin'e konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Onlar ne derlerse desinler, başvurularımıza ne yanıt gelirse gelsin devam edeceğiz. Çünkü Türkiye’nin bu günkü koşullarında bir esnaf örneğin, kâğıt üzerinde hakkını aramakta serbesttir, ama başına gelebileceklerden çekinir. Bir işçi, bir sanayici aynı nedenden çekinebilir. Sıradan vatandaş hakkını arayamıyor, ama birilerinin araması lazım. Hak aramak suç değildir. O hakkı siyaset kurumu olarak bizim arayacağız."
"Ellerini vicdanlarına koysunlar"
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
- “Bu yalnızca “Hayır” oyu kullananların hakkını aramak değildir. Bu 16 Nisan’da oy kullanan 49 milyon vatandaşın tamamının hakkının aranmasıdır. Çünkü YSK kararıyla bütün oylar üzerine gölge düşmüş, 49 milyonun iradesine fesat sokulmuş bir durum var.
- “Bizi vazgeçirmeye çalışanlar, YSK kararının bir idari karar değil de yargı kararı olduğuna bizi inandırmaya çalışıyorlar. Orada da doğruyu söylemiyorlar. İdari karar, yasaların üzerinde olamaz.
- “Ellerini vicdanlarına koysunlar, yasayı okusunlar. Yasa açıkça mühürsüz oy pusulaları geçerli değildir diyor. Buna karşın YSK geçerli saydı. İnsanlar da buna karşı çıkıyor, haklarını aramak istiyorlar.”
"Protesto etmek hakkı da var"
- [CHP’nin sokak protestoları konusundaki tutumu üzerine] “İnsanların YSK’nın bu haksız kararını protesto etmek hakkı var. Bunun için sokakta protesto yapanlar da olabilir, ama bir tek koşulla: barışçıl protesto koşuluyla, silah, saldırı olmadan, şiddete kapalı olması koşuluyla. Çünkü aksi halde meşruiyetini kaybeder.
- “Bu sokak protestolarının içinde CHP üyeleri olabilir de, olmayabilir de, ama kurum olarak, parti olarak CHP yoktur. CHP kurumsal kimliğiyle sokak protestolarında yoktur ve destek olmamaktadır. Siyaseti ve hak arayışını parlamenter demokrasi zemininde sürdürüyoruz.”
"Yarın seçim olacakmış gibi…"
- “Şimdi referandum sonuçlarını değerlendiriyoruz. Öncelikle hangi sandıktan, ne oy çıktığını gözden geçirmemiz lazım, bunu yapıyoruz.
- [Erdoğan’ın “Maç bitti” ve Deniz Baykal’ın “İlk devre bitti, maç 2019’da (genel seçimlerde) bitecek” sözleri üzerine] “Referandumdaki “Hayır” kampanyasıyla CHP’nin oy potansiyelinin [2015’teki iki seçimde de yüzde 25] üzerinde vatandaşla buluşmak, onlara kendimizi anlatmak imkânımız oldu. Bunu sürdürmemiz lazım.
- “Çünkü elde edilen, haksızlığa uğratılsa da, sıradan bir sonuç değil. Şimdi yarından [Bugün, 22 Nisan’dan] itibaren CHP’nin yetkili kurullarıyla biz dizi toplantıya başlıyoruz. Yeni bir strateji kuracağız. Yarın seçim olacakmış gibi seçime hazırlanmaya başlıyoruz. Herkes görecek, güzel şeyler yapacağız.”
"Seçimi tanımıyoruz"
YSK'nın söz konusu kararına tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin yüzde 51.4 "evet" oyuyla kabul edildiği halk oylamasının sonuçlarını tanımadıklarını ifade etmişti. Sosyal medya hesabında açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söylemişti:
"Tarihin 'mühürsüz seçim' olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır"
Referandumun iptali için YSK'ya başvuru
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP'li milletvekilleriyle halk oylamasının iptali istemli dilekçeyi dün (18 Nisan 2017) YSK'ya teslim etti. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tezcan şunları söyledi:
"Bu şekliyle kesinleşince meri olabilir, yürürlüğe girebilir ama hiçbir zaman meşru olmayacaktır. İşte bu sebeple sonuçlar henüz kesinleşmeden bütün hukuk yollarını kullanarak, meşru olmayan bu uygulamaya yine hukuk yoluyla son vermek üzere YSK'ya itiraz dilekçesi verdik. Halk oylamasının iptalini istiyoruz. Gelinen bu tabloda halk oylamasının meşruiyetini sağlayacak tek şey bu oylamanın iptalidir"
YSK, söz konusu başvuruyu reddetti.
"YSK'nın kararı kanunla çelişiyor"
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşikilatı (AGİT) gözlemcileri de, anayasa değişikliğine ilişkin referandum sonucunu değerlendirmiş; "Türkiye referandumu, eşit olmayan şartlar altında yürütüldü" denen açıklamada, "YSK'nın mühürsüz oyların da geçerli olacağına dair aldığı son dakika kararı için "kanunla çelişiyor" görüşü dile getirilmişti. "Oy sayım prosedüründe son değişiklikler önemli bir güvenceyi ortadan kaldırdı" vurgusu yapılan açıklamada, "Referandumda iki taraf eşit şartlara sahip değildi, 'Evet' kampanyası medyayı domine etti" ifadesi de yer almıştı.