Ekonomi

Konut desteğinde Alman modeli

Mehmet Şimşek, ev almak isteyenleri tasarrufa yöneltmek için yeni sistem planladıklarını açıkladı

12 Ocak 2018 13:13

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ev almak isteyenleri tasarrufa yöneltmek için 2015 yılında başlattıkları ve 3 yılın sonunda yüzde 20 devlet katkısı verilen sistemin arzu edilen sonucu vermediğini söyledi. Şimşek, yeni sistem planladıklarını ve bunun içinde faiz desteğinin de yer aldığı Almanya modelinin öne çıktığını açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, konut almak için tasarruf yapmak isteyenlere verilen devlet katkısını da içeren konut hesabında yeni bin model için çalışma başlattıklarını açıkladı. 

Hürriyet'ten Neşe Karanfil'in haberine göre 2015 yılında başlatılan konut hesabı sisteminde vatandaşlar en az 3 yıl birikim yapıyor 3 yılın sonunda ev alırken birikimlerinin yüzde 20’sini de devlet katkı veriyordu. Şimşek, sistemin istenileni vermediğini ve 10 bin 520 hesapta kaldığını vurgulayarak, yeni dönem için Almanya modeli üzerinde durduklarını söyledi. Şimşek, modelin dolaylı faiz desteğine dayanacağını belirterek, ilk birikim döneminde düşük mevduat faizine razı olanın daha sonra düşük faizden konut kredisi kullanmasına yönelik bir sistem üzerinde durduklarını dile getirdi.

Faiz desteği geliyor

Şimşek, 2015 yılında konut hesabına yönelik bir düzenleme yapıldığını, bu sistemle desteğin ilk ve tek konuta verildiğini hatırlattı. Şu ana kadar konut hesabında arzulanan sonuçları alamadıklarını, hesapta 73 milyon lira biriktiğini anlatan Şimşek, şimdi sistemin nasıl iyileştirileceği, ilk konutu alan vatandaşlara nasıl yardımcı olunabileceği üzerinde çalışma yaptıklarını söyledi. Uluslararası uygulamalara baktıklarını, bu uygulamalarda da ilk konuta destek olunduğunu dile getiren Şimşek, “Belli bir süre düzenli olarak vatandaşın tasarruf yapması ondan sonra devletin bu tasarrufa katkıda bulunması esas oluyor. Bu birikimlere bazı ülkeler daha düşük stopaj uyguluyor, mortgage sistemiyle ilişkilendiriliyor. Almanya’da bu model çok başarılı, onu baz alıyoruz” dedi.

Birkaç parametreyi değiştirerek konut hesabını etkin hale getireceklerini bildiren Şimşek, yeni sistemle ilgili fikirlerini şöyle anlattı: “Bazı ülkeler diyor ki; piyasa faiz oranının yüzde 50’sini verelim yani 100 lira için en az 5 yıl piyasada mevduat faiz oranının yüzde 50’si ile nemalandırılsın. Bunun kabul edilmesi halinde de ev kredisini alırken mortgage faiz oranı belli bir oran uygulansın. Biz faiz konusunda adım atıyoruz. Birikim yaparken düşük faize razı olacak, krediyi alırken de daha düşük faizden alacak. Böyle bir öneri üzerinde çalışıyoruz. Şu anda verilen yüzde 20’lik devlet katkısı da gözden geçirilecek. Birikim yapılırken alınan stopajın daha düşük olması, tapu harcının daha avantajlı hale gelmesi için Maliye Bakanı ile konuşacağız.”

"Halkbank için borçlanmayız"

Son günlerde Hazine’nin fazladan borçlanmasının Halkbank’a gelebilecek bir ceza için hazırlık olduğu iddiaları ile ilgili olarak Şimşek, bir temellerinin olmadığını söyledi. 2018 yılının ilk çeyreğinde Hazine’nin her zamankinden daha fazla bir iç borç geri ödemesi olduğunu vurgulayan Şimşek, “Enflasyonda gelinen nokta, küresel bir takım belirsizlikler bütün bunların Hazine’nin borçlanma maliyetlerine orantısız bir şekilde yansımasını engellemek amacıyla önden biraz yüklemeli bir borçlanma politikası yürüttük. Halkbank’a bir ceza gelirse bunu Halkbank öder. Halkbank için borçlanmayız biz. Şunu anlatmaya çalışıyorum, ‘Halkbank veya finans sisteminin başka bir bileşeni kararlardan dolayı sıkıntıya düşerse gereken desteği veririz’ dedim ama maksadım likidite desteği manasındaydı. Dolayısıyla çok yüklü bir ceza gelecek de buna önceden hazırlık, gibi bir düşünce yok. Hazine’nin güçlü nakit tutmasının ne Halkbank’a ile ilişkisi var ne de geçmişte iddia edildiği gibi erken seçimle ilgisi var. Tamamen yılın ilk çeyreğinde çok yüklü Hazine’nin borç geri ödemeleri var. Hazine’nin borçlanma faizinde aşırı oynaklığın önüne geçmek için” dedi.

Yeni KGF protokolü hazır

Kredi Garanti Fonu (KGF) kredilerinde geri dönüşlerin kullandırılmasına yönelik bir prensip kararı aldıklarını ve Bakanlar Kurulu kararının çıktığını hatırlatan Şimşek, Bakanlar Kurulu kararına dayalı olan bir protokol taslağı hazırlandığını, KGF ile Hazine arasında yaklaşık 1 hafta içinde bu protokolün imzalanabileceğini söyledi. Kullanıma açılacak 50 milyar liralık kredi için ağırlığın ihracat ve imalat sanayine verileceğini anlatan Şimşek, “Yaklaşık üçte biri ihracata, üçte biri imalat sanayi yatırımlarına geriye kalan üçte biri de işletme kredileri, kadın girişimciler ve tarım yatırımlarının desteklenmesine verilecek. Pozitif ayrımcılık anlamında kadın ve tarım yatırımlarına parantez açmış olduk. Geri dönüşlere ilişkin de tahminler var. Geçen sene ve bu yıl hepsi 130-140 milyar lira arası büyüklükten bahsediyoruz. Geri dönüşlerde de üçte ikisi imalat sanayi yatırımlarına ve ihracata gidecek geri kalan üçte biri de diğer bütün alanlara gidecek” dedi.

"Küresel ağımızda iyileşme var"

Başbakan Yardımcısı Şimşek enflasyonu aşağı yönlü bir trendde tutmanın en önemli önceliklerden birisi olduğunu kaydederek “Çünkü fiyat istikrarını biz önemsiyoruz. Yüksek ve sürdürülebilir büyümenin ön koşulu olarak görüyoruz. Dolayısıyla bazı çevrelerin söylediği gibi büyüme ile enflasyon arasında bir tercih söz konusu olamaz çünkü fiyat istikrarı ile birlikte Türkiye daha yüksek büyüme patikasına oturmuş sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlamıştır” dedi. Şimşek, 2018 öngörülerini şöyle anlattı: “2018 yılında her şeyden önce Merkez Bankası enflasyonu tek haneli hedefe oturtmak için gereken çabayı göstereceğini net bir şekilde ifade etti. İkinci olarak Gıda Komitesi’nde kısa vadede arz şoklarına tepki veriyoruz orta uzun vadede de yapısal sorunları giderecek önemli kararlar aldık. Önümüzdeki dönemde küresel ilişki ağımızda iyileşme bekliyorum. Türkiye AB’den kopuyor endişeleri ile kur hareketlerinin son bulacağını düşünüyoruz. Jeopolitik gerginlikler tamamen bitmedi ama gerçekci olalım Türkiye’yi etkileyen faktörlerde iyileşme var. Her ne kadar ABD ile ilişkilerde Suriye bağlamında FETÖ bağlamında malum dava bağlamında birtakım riskler devam ediyorsa da vize krizinin çözülmüş olması olumlu yansımıştır. Çünkü geçen sene kurdaki hareket önemli ölçüde Türkiye’nin büyüme performansından bağımsızdı. Merkez Bankası’nın duruşu ile küresel ilişki ağımızdaki iyileşmeler muhtemelen dövizpiyasasına olumlu yansıyacaktır.”

Enflayon için kamu hassasiyeti

2018 yılında kamunun fiyatlarına özellikle dikkat edildiğini belirten Şimşek, aynı hassasiyetin devam edeceğini kaydetti. Önemli olanın kamu fiyatlarının enflasyon hedefine göre yüksek ya da düşük olduğu meselesi olduğunu vurgulayan Şimşek, “Kamu kaynaklı enflasyonist baskı olmayacak. Merkez Bankası sıkı duruşa sahip, Gıda Komitesi’nde gereken tedbirleri aldık, alıyoruz. Yeterli mi değil mi her zaman tartışılır ama yapılmadı denirse haksızlık olur. Yapılmasaydı fiyatlar ne olurdu diye kimse bakmadı, dolayısıyla bir çaba var sonuç verecek. Enflasyonu tek haneye indirme konusunda irade var, gereken politikaları geliştirdik, uygun duruşu devam ettireceğiz” dedi. 2018’de yapılacak yapısal reformların önceliklendirilmesine ilişkin ilk toplantıyı salı günü yaptıklarını dile getiren Şimşek, “Kısa vadede bu önceliklendirmeyi yapıp 2018’de reformda güçlü bir ivme kazanmayı arzuluyoruz. Önceliklerimiz, yapacağımız her reformun beklentileri olumlu etkilemesi esas. Türkiye’nin kaynak akışını doğru etkilemesi lazım. Enflasyonun düşününü hızlandıracak cari açığı azaltacak rekabet gücünü artıracak hususlar olacak. Önceliklendirmeyi yaptıktan sonra kamuoyunun önüne çıkıp açıklayacağız” dedi.

Konut hesabında durum ne?

Konut satın almak için tasarruf yapmak isteyenleri teşvik edecek ‘konut hesabı’ uygulaması 26 Ağustos 2015’te başladı. Sadece Türk Lirası cinsinden olan konut hesabında en az 3 yıl sistemde kalınıyor. Bunun ardından devlet konut alınırken 3 yılın sonunda vatandaşa birikiminin yüzde 20’si kadar katkı yapıyor. Yani hesapta ne kadar fazla birikim sağlanırsa devlet yardımı da o kadar yüksek oluyor.