Çevre

Koruma altındaki doğal bölgelerin üçte biri sessizce yok ediliyor

Queensland Üniversitesi araştırması, yaklaşık 6 milyon kilometre karenin yani Türkiye'nin yaklaşık 8 katı büyüklüğünde bir alanın tehlike altında olduğunu ortaya koyuyor

20 Mayıs 2018 01:38

Yol yapımı, tarım endüstrisi, ağaç kesimi ve konutlar dünya genelinde koruma altına alınmış ve el değmemesi gereken 200 binden fazla bölgenin en az üçte birini sessizce yok ediyor. Bu bölgeler doğanın kendini iyileştirmesi için koruma altına alınmış olsa da, yapılan araştırmalar hükümetlerin açıkça yalan söylediğini ortaya koyuyor.

Şu ana kadar yapılmış en büyük çalışmalardan biri olan ve Queensland Üniversitesi’nden James Watson’ın ana yazar olduğu bu araştırma, yaklaşık 6 milyon kilometre karenin yani Türkiye’nin yaklaşık 8 katı büyüklüğünde bir alanın tehlike altında olduğunu belirtiyor.

Yeşilist’te yer alan habere göre, 1992 Rio de Janerio Dünya Çevre Zirvesi’nde başlatılan Biyolojik Çeşitlilik Kurultayı’nın belirlediği “Aichi Hedefleri” kapsamında 185 ülke 2020 yılına kadar topraklarının %17’sini doğal koruma alanlarına çevirecekleri konusunda anlaşmışlardı. Yapılan araştırma, 74 ülkenin bu hedeflere uymadığını ve koruma altındaki bölgelerin insan eli ile tehlike altında bırakıldığını gösteriyor. Bu durum özellikle 1992’den itibaren özellikle batı Avrupa, güney Asya ve Afrika’da kötüye gitmekte.

Raporda kullanılan görsellerde Türkiye’de koruma alanı noktası gösterilmemekte. Bununla beraber Türkiye’de Aichi hedeflerini tasdik eden ülkelerden biri. Türkiye’nin Biyolojik Çeşitlilik Kurultayı için hazırladığı en son rapor 2014 tarihli. Bu raporda ise koruma alanlarına en büyük tehlikelerin; yanlış sulama, konut artışı ve ekonomik kararlar olduğu belirtilmiş.

İyi haber ise, koruma altına alınan bölgelerin %42’sinde ise neredeyse hiç insan etkisi olmadığı. Watson, özellikle Kamboçya’da bulunan Keo Seima Yaban Hayatı Koruma Alanı, Bolivya’da bulunan Madidi Ulusal Parkı en iyi örnekler olarak öne çıktığını belirtiyor.

Bu bölgeler hem devlet kurumları hem de sivil toplum organizasyonları tarafından ortak bir şekilde koruma altına alınmış durumda. Cairns Üniversitesi’nde görevli William Laurance of James Dünya biyoçeşitliliği göz önüne alındığında bu şekilde koruma altına alınmış bölgelerin artmasının tek seçenek olduğunu belirtiyor.