Gündem

Selvi: Paralel yapı, 'Kırmızı Kitap'ta askerlerin yazdığı bölüme girmedi

"Kırmızı Kitap üç bölümden oluşuyor. 'İç siyaset' ve 'dış siyaset' kısmını siyasiler, 'savunma siyaseti' kısmını askerler yazıyor"

07 Mayıs 2015 19:03

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümet kanadınca “paralel yapı” olarak nitelendirilen Gülen cemaatinin “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne girmesine değinen Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, kitabın askerlerce yazılan bölümünde “paralel yapı”nın yer almadığını ifade etti.

“Kırmızı Kitap”ın “iç siyaset”, “dış siyaset” ve “savunma siyaseti” olarak üç bölümden oluştuğunu yazan Selvi, şunları söyledi:

“Savunma siyasetine uygun olarak TÜMAS yani Türkiye'nin Milli Askeri Stratejisi Genelkurmay tarafından hazırlanıyor.

1998 yılında Kırmızı Kitap'ta yapılan değişiklikle irtica bir numaralı tehdit olarak kabul edildiği için TÜMAS'a da girmişti. Aslında Türkiye'nin savunma stratejisinin belirlendiği TÜMAS'ta irticanın tehdit olarak yer almasının anlamı yoktu ama 28 Şubat şartlarını düşündüğümüzde neredeyse dağa taşa irticayla mücadele yazılacaktı. Kırmızı Kitap'ta olmuş çok mu? Tam bir cinnet haliydi.

Paralel tehdit yeni kabul edilen Kırmızı Kitap'a girdi ama askerleri ilgilendiren bölümde yani TÜMAS'ta var mı? Edindiğim bilgiye göre, yok. TÜMAS sadece milli, askeri stratejiden oluşmuş, paralel yapı ayrıca buraya da bir tehdit olarak alınmamış.”

Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (7 Mayıs 2015) nüshasında yayımlanan, “Paralel yapı niye ‘Kırmızı Kitap’ta” başlıklı yazısı şöyle:

Paralel yapı, ulusal güvenlik sistemine yönelik tehdit olarak, ”Kırmızı Kitap”ta yer aldı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ”Kırmızı Kitap'ta legal görünümlü illegal yapılanmalar yer aldı” diye buna açıklık getirdi.

Paralel yapının Milli Siyaset Belgesi'nde hangi konseptte yer aldığını aktarmak istiyorum ama Kırmızı Kitap'ın görüşülüp kabul edildiği 27 Nisan tarihli toplantıdan bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.

MGK toplantısının başında Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu, paralel yapıyla mücadele kapsamında bakanlıkların yaptığı çalışmalar hakkında kurul üyelerine bilgi veriyor. Paralel yapıya mensup olduğu tespit edilen kamu görevlileri ve bunlarla mücadeleye ilişkin açıklamalar yapıyor.

Sonra Kırmızı Kitap'ta paralel yapıyla ilgili bölüm okunup, tartışmaya açılıyor. Bu arada Kırmızı Kitap'la ilgili bilgiler vermek istiyorum.

Kırmızı Kitap Bakanlar Kurulu'nda görüşülüyor ve son şekli veriliyor ama bakanlıklarda müsteşarlara zimmetleniyor. Yani devlet, siyasi bir görev olduğu için bakanı değil, en üst düzey bürokratik görev olan müsteşarı daha güvenilir buluyor. O nedenle Bakanlar Kırmızı Kitap'ı incelemek istediklerinde müsteşar getiriyor, okuyup, geri veriyorlar.

Şimdi sıkı durun. Kırmızı Kitap 2010 yılına kadar asker tarafından hazırlanıyor, MGK'da konuşulduktan sonra Bakanlar Kurulu tarafından onaylanıyordu. 2010 yılı, Türkiye'nin 12 Eylül referandumunu yapıp, yüzde 58'le Anayasa değişikliğini kabul ettiği yıl. İrtica iç tehdit olmaktan ilk kez 2010 yılında çıkarılıyor. Anlıyoruz ki, Kırmızı Kitap açısından da bir dönüm noktası olmuş. Çünkü 2010 yılından bu yana Kırmızı Kitap'ı asker değil, siyasi irade hazırlıyor.

Tekrar Kırmızı Kitap'a döndüğümüzde paralel yapıyla ilgili, ”Legal görünümlü illegal yapılanma” tanımı, iç siyasetle ilgili bölümde yer alıyor. Tam adı, Paralel Devlet Yapılanması(PDY).

Bu aşamada Kırmızı Kitap'la ilgili birkaç ayrıntıyı paylaşmak istiyorum.

Kırmızı Kitap üç bölümden oluşuyor.

1-İç siyaset

2-Dış siyaset

3-Savunma siyaseti

Daha önce tamamı asker tarafından hazırlanıp, sivil hükümetler tarafından noktasına, virgülüne dokunulmadan kabul edilen Kırmızı Kitap'ın iç siyaset bölümünü, İçişleri Bakanlığı hazırlıyor. Tabii ilgili bakanlık ve birimlerle görüşmek suretiyle.

Dış siyaseti ise Dışişleri Bakanlığı yazıyor. Diğer bakanlıklarla koordine ederek.

Savunma siyasetini ise askerler hazırlıyor. Savunma siyasetine uygun olarak TÜMAS yani Türkiye'nin Milli Askeri Stratejisi Genelkurmay tarafından hazırlanıyor.

 

1998 yılında Kırmızı Kitap'ta yapılan değişiklikle irtica bir numaralı tehdit olarak kabul edildiği için TÜMAS'a da girmişti. Aslında Türkiye'nin savunma stratejisinin belirlendiği TÜMAS'ta irticanın tehdit olarak yer almasının anlamı yoktu ama 28 Şubat şartlarını düşündüğümüzde neredeyse dağa taşa irticayla mücadele yazılacaktı. Kırmızı Kitap'ta olmuş çok mu? Tam bir cinnet haliydi.

Paralel tehdit yeni kabul edilen Kırmızı Kitap'a girdi ama askerleri ilgilendiren bölümde yani TÜMAS'ta var mı? Edindiğim bilgiye göre, yok. TÜMAS sadece milli, askeri stratejiden oluşmuş, paralel yapı ayrıca buraya da bir tehdit olarak alınmamış.

Kırmızı Kitap'ın ne zaman devlet sistemimize girdiğine dair çok sağlıklı bir veri yoktur. 27 Mayıs ya da 12 Eylül'ü adres olarak gösteren değerlendirmeler var. Ama ilk kayıtlı Kırmızı Kitap, 1992 tarihini taşıyor. 1998 yılına kadar sürmüş ama TÜMAS 93-95 ve 98 yılları olmak üzere üç değişikliğe uğramış.

Kırmızı Kitap'ın her 5 yılda bir değiştiğini biliyordum. Ama bunun düzenli olarak yapılmadığı anlaşılıyor.

1998 yılında Kırmızı Kitap değişmiş. İrticayla mücadele TÜMAS'a girmiş. Üç yıl sonra 2001'de bu kez Milli Güvenlik Siyaset Belgesi tekrar değişmiş. AK Parti'nin ilk yılları. TÜMAS yenilenmiş. 2005'te Kırmızı Kitap tekrar değişmiş, TÜMAS ona göre bir daha yenilenmiş. Her defasında da irtica bir numaralı tehdit. Hem MGSB'de hem TÜMAS'ta… 2005 aynı zamanda askerin kaleminden çıkan son kırmızı kitabın tarihini taşıyor. 2010'dan itibaren artık siyasi irade yazıyor, Türkiye'nin milli tehdit önceliklerini. İrtica tehdit olmaktan çıkıyor.

2015 tarihli Kırmızı Kitap'ta ise paralel yapı tehdit olarak yer aldı. Böylece paralel yapıyla mücadele hukuki zemine kavuşmuş oldu.

Bu arada hangi ifadelerin kullanıldığına da dikkat çekmek istiyorum. Devlete yönelik tehdit olarak tanımlanıyor paralel yapı. Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen yasadışı dinlemelerle ilgili iddianamede, ”Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” tanımı yapılmıştı. Bu ibare Kırmızı Kitap'a da giriyor.

Paralel devlet yapılanmasıyla ilgili mücadelenin bir de dış boyutu var. Bunun ilk aşamasını Fetullah Gülen'le ilgili Kırmızı Bülten oluşturuyor. Devam eden yargılamalar sonucunda Gülen'le ilgili suç unsurları tesit edildiği taktirde bunlar bir araya getirilip, Gülen hakkında “Kırmızı Bülten” çıkarılacak. Ardından Gülen'in ABD'den iade edilmesi ya da sınır dışı edilmesi için mücadele süreci başlayacak.

Hayatımı Kırmızı Kitap zihniyeti ile mücadele ile geçirdim. Devlet için en büyük tehdidin darbeler olduğuna inandım. Hizmet Hareketi olarak bildiğimiz yapı 17-25 Aralık tarihlerinde bir darbe girişiminde bulundu. İslami cemaatler tarihinde görülmemiş bir olaydı. Ama dershane olayı gibi başlayıp, darbe girişimi ile neticelenen paralel kalkışma bize şunu gösterdi ki, 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta olduğu gibi paralel darbe girişiminin arkasında da dış güçler vardı. O zaman “bizim çocuklar” darbe yapmıştı şimdi ise ”bizim cemaatti” darbeye kalkışan.

Kırmızı Kitap olayı aslında bizim için bir travma. Peki paralel yapı niye Kırmızı Kitap'ta? Hizmet ettiği için el üstünde tutulan bir yapı, Amerika-İsrail destekli bir darbe girişiminin piyonu olunca, Kırmızı Kitap'ta yerini aldı. Hizmet Hareketi dedik. Onlar Erdoğan'a karşı uluslararası komplonun bir parçası çıktılar.