Sağlık

"Tam gün'den dönüş liyakatsizliğe neden olur"

İstanbul Tabip Odası Genel Sekteri, Sağlık Bakanı'nın "Tam Gün Yasası" açıklamasını değerlendirdi

14 Kasım 2017 11:12

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ın "Tam Gün Yasası" yasasıyla ilgili “Esnek çalışma modeli üzerinde çalışıyoruz. Bu yepyeni bir model. Bakın üniversitede bir hoca üniversitede çalışacak, istiyorsa gidecek şehir hastanesinde hizmet verebilecek” açıklamalarını değerlendirerek "Yaptıkları uygulamanın hem eğitim, hem de sağlık sistemini olumsuz etkilediğini gördüler. Şimdi ondan geri dönüş yapmaya çalışıyorlar. Onun için de esnek çalışma adı altında uygulama getirmeye çalışıyorlar. Bu esnek çalıştırma bir taraftan sıkışmışlığın, diğer taraftan da tamamen güvencesiz bir iş ortamının ifadesidir” dedi.

İstifalar yaşanmıştı

Cumhuriyet'ten Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, Mengüç, 2011 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlüğe giren “Tam Gün Yasası” nedeniyle o dönemde çok sayıda doktorun eylem yaptığını ve yasanın iptalinin istendiğini ancak geri adım atılmadığını belirtti. Mengüç, “Özellikle üniversitelere dayatma getirilmişti. Akademisyenlere ‘Ya tüm gün üniversitede kalırsınız’ ya da ‘üniversiteyi bırakırsınız’ denildi. ‘Eğer özelde çalışıp üniversitede kalmaya da devam ederseniz yalnızca ders verir, herhangi bir ameliyat, hasta muayene yapamazsınız’ denildi. Biz bunun mümkün olmadığını söyledik. Bir cerrahın ameliyat yapmadan, hastayı takip etmeden, hasta başında hastanın kliniğini yapmadan öğrencileri eğitemeyeceğini söyledik. Buna rağmen yaptılar ve birçok akademisyeni üniversiteden ayrılmak zorunda kaldı” dedi. Bu süreden sonra birtakım sıkıntıların yaşandığını, bunun bakanlık tarafından görüldüğünü ve esnek çalışma sisteminin gündeme getirildiğini anlatan Mengüç, şöyle devam etti: “Bu esnek çalıştırma bir taraftan sıkışmışlığın ifadesi, diğer taraftan da tamamen güvencesiz bir iş ortamı yaratma durumudur. Yani istediği hekimi alacak, istemediği kişinin hemen sözleşmesini feshedecek. Bu da liyakata göre değil, siyasete göre adam kayırmacılığı beraberinde getirecek. Şehir hastaneleri yapılırken o bölgedeki eğitim araştırma ve devlet hastanelerindeki kadrolar baz alınarak yapılıyor. Orada, görev yapan hekimler buraya aktarılacak. Yeniden ek bir yatak veya kadro artışı ile bu hastaneler gelmiyor. Mevcut kadroların oraya aktarımı söz konusu. Örneğin Adana Şehir Hastanesi için Adana Numune’deki hekimler alınıp şehir hastanesine aktarılacak. Hekimin iş yükü artacak. Sözleşmeleri kim yapacak, belirleyici olan nedir, hangi şartlarda yapılacak onun şu an bir ayrımı yok.”

Üniversitelerin özerk yapısı kaldırılacak

Bakan Demircan’ın “Üniversiteleri birleştirelim. Hastaneler tek kurum altında yönetilsin” açıklamasına ilişkin de Mengüç “Sağlık Bilimleri Üniversitesi kuruldu. Haydarpaşa Numune merkez alınarak. Türkiye’deki bütün kamu üniversiteleri buraya bağlı hale getiriliyor. Böylece o sağlık bilimleri üniversitesi adı altında istediği üniversiteden bir eğitim görevlisini araştırmacıyı oradan alıp başka bir üniversiteye verebilme yetkisini kendinde topluyor. Üniversitenin özerk yapısı ve bağımsızlığı özetle ortadan kaldırılmış olacak” dedi.