Gündem

''Türkiye'de 20 milyon yapının 13 milyonu, İstanbul'da 2 milyon yapının yarısından fazlası kaçak''

CHP'li mimar vekil Gökhan Zeybek: Yaşananların sorumlusu doğa olayları değil, rant merkezli yerel imar politikaları

03 Ağustos 2018 18:14

CHP İstanbul Milletvekili; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Üyesi mimar Gökan Zeybek, ‘Türkiye’de bulunan yaklaşık 20 milyon yapının 13 milyonunun; İstanbul'daki 2 milyon yapının da en az yarısının kaçak ve ruhsatsız olduğunu’ söyledi.

Temmuz ayında İstanbul’da yaşanan üç ayrı çökme olayına dikkat çeken Zeybek, “Yanlış uygulamalar nedeniyle metropollerde, sıradan doğa olayları bile birer felakete dönüşmektedir” diye konuştu.

‘Yaşanan felaketlerin sorumlusunun doğa olayları değil, rant merkezli yerel imar politikaları olduğunu’ da dile getiren Zeybek, İstanbul’da aynı ay içerisinde zemin kaymaları nedeniyle yaşanan bina ve istinat duvarı çökmelerini T24 için değerlendirdi.

Zeybek’in açıklamaları şöyle:

’’24 Temmuz’da, Sütlüce’de inşaat istinat duvarının yıkılması ve bitişiğindeki parselde kaçak olduğu anlaşılan binanın çökmesi; 28 Temmuz’da, Sancaktepe’ de okul bahçesinin istinat duvarının çökmesi; 30 Temmuz’da, Ümraniye’de bir inşaat istinat duvarının çökmesi… Yakın tarihli bu 3 olayı ve Türkiye'deki yaklaşık 20 milyon yapının 13 milyonunun, İstanbul'daki 2 milyon yapının da en az yarısının kaçak ve ruhsatsız olduğunu düşünürsek, sürdürülmekte olan imar politikalarını, kamu denetimini, mimarlık ve mühendislik hizmetinin önemini daha iyi kavrayabiliriz.

“Belediyeler sorumluluk bilincinden uzak”

‘’Sütlüce’deki bina ile Ümraniye'deki perde duvarının yıkılma nedenleri birbiriyle neredeyse aynı. Bu yıkılmanın sorumlusu, 2753 ada 28 parselde derin kazı gerektiren inşaat faaliyetine mevcut duvarı yeteri kadar güçlendirmeden izin veren proje müellifi, müteahhit, yapı denetim firması ve belediyedir. Bu nedenle, bu olaylarda dahli bulunanların sorumluluğu üstlenerek yanlışların tekrarlanmasını önleyecek bir işleyişi hayata geçirmesi elzemdir. Aksi hâlde bu ve buna benzer olaylar yaşanmaya devam edecektir. Ancak gelin görün ki; bu 3 üzücü olayın hemen ardından ilgili belediyeler sorumluluk bilincinden uzak, telaş içinde ‘kusursuz’ oldukları algısını kamuoyuna benimsetmeye çalışmışlardır.

“Yanlış uygulamalar, metropollerde yaşanan sıradan doğa olaylarını birer felakete dönüştürmektedir.”

‘’Yanlış uygulamalar nedeniyle oluşan çarpık kentleşme, denetimsiz yapılaşma, altyapı sorunları ve değişen iklim şartları ile birleştiğinde özellikle metropollerde, sıradan doğa olayları bile birer felakete dönüşmektedir. Bu felaketler ancak teknik hizmetlerin bilimsel çalışmalar rehberliğinde uygulanması ve kamu yararını esas alan imar politikalarının hayata geçirilmesi ile önlenebilir.

‘’‘İmar barışı’ da dahil olmak üzere, kanun ve yönetmelik değişikliklerinin, yaşanılabilir yaşam alanlarının oluşmasına yönelik değil, rant politikaları odaklı olduğunu çok net görebiliyoruz.

‘’Yaşanan felaketlerin sorumlusu doğa olayları değil, rant merkezli yerel imar politikalarıdır’’

‘’Yıkılan istinat duvarları incelendiğinde teknik yetersizlik açıkça görülmekte, inşaatların mesleki hizmet ve denetimden ne denli uzak olduğu kanıtları ile karşımıza çıkmaktadır.

‘’Sütlüce’de çöken bina ile ilgili analizlerimize göre;  zemin raporunda zemin cinsinin doğru tespit edilmeyip kilde oluşan yağmur sonrası şişmenin doğru projelendirilmediği, yağmur sonrası oluşacak su itkisi için yeterli drenaj sisteminin oluşturulmadığı, kullanılan strut’ların projesine uygun olarak yerleştirilmediği,  ankraj boylarının projeye uygun uzunlukta yapılmadığı, bu şekilde sağlam kayaya ankre edilmediği,  ankrajlı sıralarının az sayıda varsa da yerinde uygulanmadığı, fazla hafriyat yapıldığı, perde-duvar imalatının düşük kalitede yapıldığı görülmektedir.

‘’Özetle; yaşanan felaketlerin sorumlusu doğa olayları değil, rant merkezli yerel imar politikalarıdır.’’