Sağlık

Türkiye'de 8 milyon kişi antidepresan kullanıyor, nüfusun 4,4'ü depresyonda

Dünya Sağlık Örgütü, Depresyon ve Akıl Hastalıkları Raporu'nu yayımladı

08 Nisan 2017 02:47

Dünya Sağlık Örgütünün bu yıl 7 Nisan Dünya Sağlık Günü ana teması olan "depresyon" konusunda yayımladığı rapora göre, dünyada 322 milyon kişi depresyonda. Son 10 yılda yüzde 18 artan bu sayı, dünya nüfusunun yüzde 4,4'üne tekabül ediyor.

Raporda, Türkiye nüfusunun yüzde 4,4'ü, yani 3 milyon 260 bin 677 kişinin depresyonda olduğu belirtildi.

Refah düzeyi yüksek ülkelerde depresyondaki kişilerin sadece yüzde 50'sinin tedavi gördüğü, düşük refah düzeyine sahip ülkelerde ise bu oranın yüzde 10'un altında olduğu ifade edildi.

Raporda, depresyon kadınlar arasında daha yaygın, dünyada kadınların yüzde 5,1'inin, erkeklerin ise yüzde 3,6'sının depresyonda olduğu vurgulandı.

Dünyada depresyonun farklı yaş aralıklarında da farklı oranlarda gözlendiği ifade edilen raporda, 55-74 yaş aralığındaki erkeklerde depresyon oranının yüzde 5,5 iken, kadınlarda 7,5 olduğu bildirildi.

Dünyada depresyonda olan kişilerin yarısının, nüfus yoğunluğuyla bağlantılı olarak Çin ve Hindistan'ın yer aldığı Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik bölgesinde yaşadığı belirtildi.

Raporda, "Depresyon, intihara sürükleyen en büyük risk. Dünyada her yıl yaklaşık 800 bin kişi intihar ediyor. 15-29 yaş aralığında yaşanan ölümlerin nedeni olarak intihar ikinci sırada bulunuyor. Depresyon ve diğer ruh sağlığı sorunları dünya genelinde artış eğiliminde." ifadesi kullanıldı.

DSÖ'ye göre, Türkiye'de her 100 bin kişiden 12,6'sı intihar ediyor. Bu, ülke nüfusu göz önüne alındığında Türkiye'de her yıl yaklaşık 10 bin kişinin intihar ettiğini gösteriyor.  Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Türkiye’de nüfusun yüzde 4,4’ü depresyonda. Türkiye’de 2014 yılında antidepresan kullanma oranı 8 milyon civarında, neredeyse toplumun 10’da biri. 

Depresyonun, işsizlik, yoksulluk, bir yakının kaybedilmesi ve bir ilişkinin sonlandırılması, hastalık, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı gibi nedenlerle artış gösterdiği vurgulandı.

Raporda, "Ruhsal bozukluk gösteren kişi sayısı, özellikle nüfusu artış gösteren düşük gelirli ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde yükseliş gösteriyor." ifadesi yer aldı.