Eğitim

Uzmanlar 'YKS'yi değerlendirdi: Coğrafya bilmeyen tıpçılar yetişecek

"Yeni sistem gençlerin çok boyutlu yetişmelerini engelleyecek"

12 Ekim 2017 18:35

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç,  üniversiteye girişi sınavının adının değiştiğini belirterek, "2018-2019'da sınavın yeni adı Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı'dır" dedi. MEB müfredatının esas alınacağı sınavların haziran ayında 2 oturum halinde yapılacağını ifade eden Saraç, "Sınavlar Haziran ayında bir hafta sonunda 2 oturumda yapılacak, soru sayısı 80 olacak" açıklamasında bulundu.

Saraç, 200 puan ve üzeri alan adayların puanlarının geçerlilik sürelerinin iki yıl olacağını da söyledi. Saraç ayrıca 18 olan puan türü sayısının da düşürüleceğini açıkladı. Bu noktadaki en önemli değişiklik ise Türkçe ve Temel Matematik alanları bütün puan türleri için önem arz edecek. Tercih için adayların en az 150 puan alması gerekiyor. 

Peki uzmanlar Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) olarak açıklanan yeni sistemi nasıl buldu? Yeni sistemi Hürriyet'e değerlendiren uzmanların görüşleri şöyle:

"Çok belirsizlik var"

Cihan Yeşilyurt (Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü): Çok belirsizlik var. Soru sayıları tam olarak açıklanmadı. Test gruplarında hangi dersten kaç soru çıkacağı bilinmiyor. Açık uçlu soru olacak mı belli değil. Sınavın tarihi belli değil. En önemli süresi belli değil. Hangi bölüm hangi puan türüyle öğrenci alacak gibi ayrıntılar açıklanmadı. Birinci oturumda soru tarzlarının nasıl olacağı belli değil. Ortak müfredattan muhakeme ve akıl yürütmeyi ölçen sorular olacak denildi. Bu kafaları karıştırdı. Yani birinci oturum YGS tarzı mı, yoksa ALES tarzı mı olacak, yoksa ikisi birlikte mi olacak bilmiyoruz. Bunun netleşmesi için soru örneğinin yayınlanması gerekiyor. Öğrenciler için biraz kötü oldu. Seneye uygulansa sorun olmazdı ama bu sene uygulanması iyi olmadı. Zaman baskısı olacak. Soru sayısı azaltıldı, ama bence bu sorular çok az. Diğer yandan bütün gün öğrenci sınava girecek. Sabah sınavı iyi geçmeyen öğrencinin morali bozulabilir, diğer sınavlarını etkileyebilir. Öğleden sonraki ikinci oturumda, testler ayrı ayrı kitapçıklarda mı dağıtılacak, ayrı oturumlar mı yapılacak bilmiyoruz. Daha önceki sistemde sayısal öğrencileri de sözel testi çözüyordu ve sayısal puanına katkısı oluyordu 0.6 puan kadar. Böylece tıp fakültesine vs. girebiliyorlardı. Şimdi sayısal puanın hesaplanmasına sözelin etkisi olmayacağı için bu yıl sınava girecek sayısal öğrencilerinin şimdiye kadar yaptığı sözel ders çalışmaları boşa gitmiş oldu. Ayrıca öğrenci bütün testlere giriyordu ve sayısal öğrencisinin eşit ağırlık puanı yüksekse bu alandan tercih yapabiliyordu. Şimdi eğer bütün soruları tek kitapçıkta verir de, 160 soruya 200 dakika verilirse o zaman öğrenci bütün testleri cevaplayamaz.

“Meslek liseliler öğrenmediği bilgiden sorumlu olmayacak”

Servet Gülsün Şirin (Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü ve Eğitim Uzmanı): Görünen o ki, yeni sınav sistemiyle ‘çoklu puan’ hesaplamasından vazgeçilerek adayların daha basit ve anlaşılır puan türleriyle tercih yapmaları hedefleniyor. Sınavın ilk aşamasının mart ayından hazirana çekilmesiyle öğrencinin ikinci dönem okuldan kopmasının önüne geçilecek. Başarılı da olsa, başarısız da olsa öğrenci sınav hazırlık sürecinden uzaklaşıyordu. Bu sayede uzaklaşmayacak. Meslek yüksekokullarına yerleşmede, kullanılacak puan türünde alan dersleri sorularından vazgeçilerek sadece Türkçe ve matematik sorularıyla değerlendirme yapılması sayesinde, özellikle meslek liseli öğrencilerin lisede edinmedikleri bilgilerden sınanmasının önüne geçilmesi mümkün olacak. Sınavsız geçişin kaldırılmasıyla birlikte bu yıl kontenjanlarda oluşan büyük boşluk gibi problemlerle karşılaşılmayacak. Adaylar sistemdeki bu köklü değişimden doğru şekilde faydalanabilmek için çalışmalarına ara vermeden devam etmeli, istedikleri programları çok iyi belirleyip hedeflerine uygun çalışmalı.

"Yeni sistem Türkiye’nin fen bilimleri alanındaki performansını düşürür”

Burak Kılanç (İstinye Üniversitesi Genel Sekreteri/Eğitim Uzmanı): Yeni sistem 2006-2009 yılları arasında uygulanan sistemin bir benzeri. 2010’da eski sistemden neden vazgeçildiğiyle ilgili tecrübe unutulmuş gibi gözüküyor. 200 üzerindeki Temel Yeterlilik Testi (TYT) puanlarının birkaç yıl geçerli olmasını cesur ve olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Puan türlerinin azalmış olması pratikte bir fayda sağlayacak. Yeni sistemin orta uzun vadede Türkiye’nin fen bilimleri alanındaki performansını düşüreceğini düşünüyorum. Fen bilimleri, çok geniş bir kitlenin yaşamından çıkacak. Yeni sistem gençlerin çok boyutlu olarak yetişmelerini engelleyecek. Örneğin 10-15 yıl sonra coğrafya bilmeyen, ülkesini tanımayan pek çok tıp hekimiyle karşılaşacağız.

İlgili Haberler