Özel Dosya

WikiLeaks sızdırdı; işte gizli ticaret görüşmelerinin tam metni

WikiLeaks belgeleri, T24 ve P24 aracılığıyla tüm dünya ile aynı anda Türkiye'de

19 Haziran 2014 19:54

Hazal Özvarış

Dünya kamuoyunun ismini ABD Dışişleri Bakanlığı’nın gizli yazışmalarını yayımlamasıyla duyduğu WikiLeaks, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 50 ülkenin gizli yürüttüğü ticaret anlaşmasının taslağını sızdırdı.

Hizmet piyasasını yeniden tanımlayacak “Hizmet Ticareti Anlaşması” (Trade in Services Agreement-TISA) için yapılan görüşmelerin metinleri katılımcı 50 ülkenin parlamentolarına yansıtılmazken Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) geriye kalan 109 üyesinin de bu görüşmeleri takip etmesi engelleniyor. DTÖ’nün "şeffaflığı" hem yöntem, hem amaç olarak göstermesine rağmen ABD’nin girişimleriyle başlatılan bu müzakerelerde katılımcı olmayan ülkelerin gözlemci düzeyinde dahi bulunması kabul edilmiyor.     

Yaklaşık bir buçuk yıldır yapılan görüşmeler sonucunda ortaya çıkan taslak metnin bir bölümüne erişen WikiLeaks, belgeyi eş zamanlı yayımlanmak üzere dünya genelinde 10 kurumla paylaştı. WikiLeaks, Avustralya’da The Age, Almanya’da NDR ve Suddeutsche Zeitung, Yunanistan’da Ta Nea, İzlanda’da Kjarninn, İtalya’da L’Espresso, Meksika’da La Jornada, Norveç’te Dagbladed, Türkiye’de P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği ve T24 Bağımsız İnternet Gazetesi ile anlaştı.

İşte WikiLeaks'ın sızdırdığı taslağın tam metni

 

En az 5 yıllık ambargo

 

WikiLeaks’in paylaştığı ve üyelerin 6. görüşmesinden önce hazırlanan 14 Nisan 2014 tarihli taslak, ABD tarafından “gizli” ibaresiyle sınıflandırılıyor. Müzakere koşullarına göre taslakların, “Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 5 sene, anlaşılmaya ulaşılmaması durumunda görüşmelerin sonlandırılmasından yine 5 yıl sonraya kadar gizli tutulması” gerekiyor. 

Gizliliğin başlıca sebeplerinden biri müzakerelere kabul edilmeyen ülkelerin olası tavırları. Çin’in katılmak için girişimde bulunduğu ancak ağırlıklı olarak ABD tarafından kabul edilmediği müzakerelere başta Brezilya ve Hindistan olmak üzere bazı ülkeler karşı çıkıyor.

Gizliliğin bir diğer sebebi olarak da, Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (General Agreement on Trade in Services-GATS) sürecinde yaşananlar gösteriliyor. 1995’te yürürlüğe giren GATS, devletlerin kamu hizmetlerini uluslararası sermayeye açmasına zemin hazırlamakla eleştirilmiş ve dünya çapında eylemler yapılmıştı.

 

Yenilikler ne?

 

WikiLeaks’in sızdırdığı anlaşmanın “Finans Hizmetleri” başlıklı 16 sayfalık bölümü hizmetlerin kapsamı ve tanımlanmasıyla başlıyor. “Sigortacılık ve sigorta bağlantılı hizmetler” ile “Bankacılık ve diğer finans hizmetleri” başlıkları altında sayılan hizmet çeşitleri arasında hayat ve hayat harici sigortacılık, retrosesyon, mortgage veya factoring kredileri benzeri borçlandırma türleri, finans verilerinin işlenmesi ve finans hizmeti sağlayıcılarının yazılımları, swap ve opsiyonlar, bankamatik veya seyahat çeki benzeri para aktarım hizmetleri de sayılıyor.

Tanımlamaların ardından taslaktaki girişimlerin en kritiği yer alıyor: Kamu ve özel hizmetler arasındaki ayrıma ilişkin yapılan düzenleme.

Hizmet alanındaki son kapsamlı anlaşma olarak bilinen GATS’ta “hizmet”in tanımı yapılırken “resmi otoritenin uygulamasında sunulan hizmetler dışında kılan her sektördeki hizmetler” ifadesi kullanılmıştı.

GATS’ın yürürlüğe girmesinden 19 yıl sonra hazırlanan taslakta ise devletlerin kendi hizmet alanlarının sınırlarını geri dönüşü olmayabilecek biçimde çizmeleri talep ediliyor. Metinde ABD’nin önerisi olduğu belirtilen 3. maddede, her üyenin özel teşebbüs aracılığıyla alacağı finans hizmeti arzlarını listelemesi öneriliyor. 5. maddede üyelerin ayrıca emeklilik, sosyal sigorta planlamaları ya da döviz kurunu belirleyen kurumları dışında tekelleşme hakları olduğu alanları listelemesi isteniyor ve “bu hakların kapsamının daraltılması ya da yok edilmesi için gayret gösterilmesi gerektiği” belirtiliyor.

Metinde, üyelerin hazırladıkları listelere ek rezervler koymasının yolu açıklanmazken ülkelerin taahhütlerinden geri dönüşleri de imkânsızlaştırılıyor. “Hakların kısıtlanması yasağı” anlamına gelen “Standstill” başlıklı 5. maddeyle, üye devletlerin sunduğu listeler ile kamu tüzel kişiliklerinin aldıkları kararlar bağlayıcı oluyor. Örneğin, geçmişte enerji alanında özelleştirmeyi tercih eden bir kamu kurumunun karar değiştirerek “yeniden kamusallaştırma” yoluna gitme ihtimali ortadan kalkıyor.    

 

Gizli bilgilere ne olacak?

 

GATS’ta “Gizli Bilgilerin Açığa Çıkarılması” başlığı altında şu ifadelere yer verilmişti:

“Bu anlaşmada hiçbir husus, herhangi bir üyeyi açığa çıkarılması kanunu uygulamayı engelleyecek, kamu menfaatine ters düşecek veya kamu ya da özel, belirli girişimlerin ticari menfaatlerine zarar verecek gizli bilgileri vermeye zorlamayacaktır.”

Son taslakta ise “zorlanmayacak” ifadesi çıkarılarak “Bilgi İşlemleri” başlığını taşıyan 18. maddede ilgili konu şöyle değerlendirildi:

“Bu anlaşmadaki hiçbir hüküm, bir üyenin, bireysel tüketicilerin hesap ve ilişkileri hakkındaki bilgileri veya kamu tüzel kişiliklerinin sahip olduğu gizli veya mülkiyete dair bilgileri ifşa etmesini gerektirecek şekilde kurgulanmamalı.”  

 

Şirketler zorlamasın, ülkeler saklamasın

 

Taslakta Panama’nın “Verilerin İşlenmesi ve Belirli Bilgilerin İşlemi”, AB’nin “Bilgi Transferi ve İşlenmesi”, ABD’nin “Bilgi Transferi” başlığını önerdiği 11. maddede, katılımcı ülkelerin veri paylaşımlarına dair ifadelere yer verildi. Metinde “Bu paragraftaki hiçbir husus, üyenin kişisel verileri koruma hakkını kısıtlamıyor” denilse de ilgili bölümde Panama ve AB, özetle şu hükmü önerdi:   

“Hiçbir üye, sınırlarının içinde ve dışında, finans hizmeti sağlayıcısının olağan işlerini yürütmesi için gerekli oldukça elektronik araçlarla gönderilenler dâhil, bilginin transferini veya finansal bilginin işlenmesini engelleyecek tedbirler almamalı.” 

 

Uzmana geçici giriş izni

 

Metinde, finans hizmeti arzında uzmanlaşan personelin üye ülkelere geçici olarak girişine izin verilmesi gündeme getirildi. AB’nin imzasıyla taslağa giren 9. maddeye göre, finans hizmeti alanında kıdem sahibi yöneticilerin her koşulda ülkelere girişi öngörülürken bilgisayar, telekomünikasyon uzmanlarının gerekli görülen koşullarda ilgili ülkelere girmesine izin verilecek.  

 

Türkiye neden bu grupta?

 

Doha Kalkınma Turu’nun tıkanması nedeniyle ABD tarafından gündeme getirilen “çoklu hizmet ticareti yapılması” fikri, daha sonra gayriresmi olarak “Really Good Friends" adını alacak yaklaşık 15 ülke arasında tartışıldı. 12 aylık bir tartışma sürecinden sonra ilk resmi görüşmeleri 2013’ün ilk aylarında başlayan müzakereler, bugün, 159 üyeye sahip DTÖ’nün teamüllerine aykırı olarak dar bir grupla yürütülüyor. Bu durum tartışmalara yol açsa da çoğunlukla gelişmiş ülkelerden oluşan grup küresel hizmet ticaretinin yüzde 70’ini temsil ediyor. Aralarında az sayıda bulunan ekonomisi gelişmekte olan ülkelerin ortak noktası ise hizmet ticaretinde serbestiyeti arttırmaya istekli olmaları. Grubun hizmet pazarını temsil gücü nedeniyle, mutabakata varıldıktan sonra katılımcı olmayan ülkelerin anlaşmayı imzalamaktan kaçınmalarının zor olacağı belirtiliyor.

TISA müzakerelerine katılan ülkelerin tam listesi şöyle:

Türkiye, ABD, Avustralya, Kanada, Şili, Tayvan, Kolombiya, Kosta Rica, Hong Kong, İzlanda, İsrail, Japonya, Lihtenştayn, Meksika, Yeni Zelanda, Norveç, Pakistan, Panama, Paraguay, Peru, Güney Kore, İsviçre ile 28 üyesi olan Avrupa Birliği kapsamında Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Güney Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Hırvatistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Litvanya, Luthanya, Luxemburg, Malta, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç ve İngiltere.

Türkiye adına müzakerelere Ekonomi Bakanlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü katılıyor. Şimdiye kadar altı kez yapılan görüşmelere, iki-üç kişilik bir ekiple hazırlanan Anlaşmalar Genel Müdürlüğü, ihtiyaç duyulduğunda Merkez Bankası veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nda gibi teknik kurumlarda çalışan uzman isimleri görüşmelere katılmaları için davet ediyor. 

 

Ekonomi Bakanlığı’nın TISA açıklaması

 

Müzakere katılımcısı ülkeler, anlaşmanın taslak metinlerini ulusal kamuoylarıyla paylaşmasa da Ekonomi Bakanlığı, Türkiye’nin TISA sürecine katılım nedenlerini ve amaçlarını resmi internet sitesinde açıkladı. İlgili açıklamanın bir kısmı şöyle: 

“Hizmetlerin pek çok ülkenin milli gelirindeki payı son on yılda düzenli biçimde artmıştır. Hizmet sektörleri günümüzde dünya gayri safi milli gelirinin üçte ikisini oluşturmaktadır. Benzer eğilim Türkiye ekonomisinde de kendisini göstermektedir. 2012 yılında hizmetler gayrisafi milli hâsılamızın yüzde 63’ünü, istihdamın  yüzde 58’ini oluşturmuş ve 14 milyonu aşkın kişiye iş imkânı sağlamıştır. Yurt içinde en çok istihdam yaratan hizmet sektörleri arasında toptan ve perakende dağıtım hizmetleri, inşaat ile finansal ve sigortacılık hizmetleri başı çekmektedir.

Uluslararası hizmet ticaretine yönelik ülkemiz pozisyonu; hizmet üreticilerimize yeni pazara giriş olanakları yaratılacak şekilde aşamalı liberalizasyon ve bu sayede istihdama ve ekonomik gelişmişliğe katkı sağlamak çerçevesinde şekillenmektedir.

Söz konusu müzakereler kapsamında da ülke olarak temel önceliklerimiz; hizmet sektörlerinde yeni pazara giriş olanaklarının yaratılması, rekabetçi piyasa koşullarının tesisini sağlayacak düzenleyici kuralların oluşturulması ve hizmet sunabilmek için elzem olan geçici dolaşımının kolaylaştırılmasıdır.

Özellikle gerçek kişilerin geçici dolaşımı çerçevesinde; keyfi ve şeffaf olmayan vize uygulamaları maalesef bazı DTÖ üyeleri tarafından engelleme olarak kullanılmakta ve ülkemiz dâhil GYÜ’lerin gelişmiş ülkelerdeki mevcut pazar açılımlarından dahi yararlanamamasına neden olmaktadır. Bahse konu asimetrik durum düzeltilmedikçe, hizmetlerin serbest dolaşımından bahsedilmesinin mümkün olmadığı düşünülmektedir.4 nolu hizmet sunum biçimi olarak tanımlanan geçici dolaşım alanında DTÖ kurallarının keyfi uygulamaları önlemekte yetersiz kaldığı değerlendirilmektedir. Ülkemizce, çoklu hizmet ticareti müzakereleri anılan yetersizliği giderecek bir platform olarak görülmekte ve bu kapsamda ülke olarak şeffaf kurallar geliştirilmesi ve rekabeti önleyici uygulamaların önüne geçilmesi için öneriler sunulmaktadır.  Gerçek kişi hizmet sunucularının geçici dolaşımına yönelik düzenlemeler yapılmadığı müddetçe bahse konu girişimin çok taraflılaştırılmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir.”

 

Bir sonraki görüşme haftaya 

 

Anlaşma metni üzerinde müzakere etmek üzere en son Cenevre’de, 28 Nisan- 2 Mayıs 2014 tarihleri arasında görüşen üyeler, bir sonraki buluşmalarını haftaya, 23-27 Haziran’da arasında yapacak.