Gündem

Zaman'da yazmaya başlayan AKP kurucularından Yaşar Yakış'ın partiden ihracına karar verildi!

AKP: Yakış'ın iftira ve karalamalarda bulunduğu tespit edilmiştir

06 Ocak 2016 18:48

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Zaman gazetesinde yazmaya başlayan AKP kurucularından Yaşar Yakış'ın partiden ihracına karar verildiğini açıkladı.

Çelik, AKP hükümetlerinin ilk Dışişleri Bakanı da olan Yaşar Yakış hakkındaki ihraç gerekçesini şu sözlerle açıkladı:

"Partimizin kurucu üyesi Yaşar Yakış, devlet içine nüfus etmiş, ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünümlü illegal yapının yayın organlarında yaptığı açıklamalar ile tüzüğümüz gereği, gerçek dışı haber yaymak, iftira, hakaret karalama ve küçük düşürücü beyanlarda bulunduğu için tedbirli olarak partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi."

AKP Sözcüsü Çelik ayrıca, Ankara Ayaş Belediye Başkanı Bülent Taşan, Adana Ceyhan Belediye Başkanı Alemdar Öztürk ve Kahramanmaraş Elbistan Belediye Başkanı Durmuş Küçük’ün de partiden ihracının istendiğini ifade etti.

 

Yakış, Rus uçağının düşürülmesini ve Başika'ya asker gönderilmesini eleştirmişti

 

27 Kasım 2015 tarihinden itibaren Zaman'da yazmaya başlayan Yaşar Yakış, 14 Aralık 2015'te İstanbul'da Zaman gazetesinin yazı işleri toplantısına katılmış ve burada Rus uçağının düşürülmesi ve Irak'ın Başika bölgesine asker göndermesini eleştirmişti. Yakış, "Uçağın 'Düşürsün mü, düşürmesin mi?' sorusunun en üst düzey muhatabı olsaydım, 'Hayır, düşürmeyin' derdim" açıklaması yapmıştı. "Düştükten sonra da zaten Sayın Cumhurbaşkanı ve başka yetkililer de söylediler; 'Rus uçağı olduğunu bilseydik başka türlü hareket ederdik' diye. Eğer böyle söyleniyorsa, bunun hakkını vererek 'Özür dileriz, biz hakikaten bunu tehdit olarak algılamıştık' deyip, tonun düşürülmesi istikametinde çaba sarf edilirdi" demişti.

Yakış, Irak hükümeti tarafından sert bir şekilde eleştirilen Başika kampına Türk askerlerinin gönderilmesi hakkında da "Irak makamlarının icazeti alınmadan gönderilmiş olması, diplomatik inceliği göstermemiş olmamız bizim durumumuzu da daha zayıf duruma düşürüyor" eleştirisi yöneltmişti.

AKP MYK toplantısının ardından açıklamalar yapan Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle:

"Adana Ceyhan Belediye Başkanı Alemdar Öztürk, genel merkez yerel yönetimler başkanlığı tarafından hazırlanan rapor neticesinde eşini belediye başkanyardımcısı yaparak özel nüfus kullanmak, imar uygulamalarında menfaate dayalı iş ve işlemler yapmak Ak Parti ilkeleri ile bağdaşmayan tutum ve davranışlar sergilemek gibi tespitler neticesinde tüzüğümüz gereği partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi.

İkincisi Kahramanmaraş Elbistan Belediye Başkanı Durmuş Küçük, genel merkez yerel yönetimler başkanlığı tarafından hazırlanan rapor neticesinde 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimlerinde il SKM ve ilçe SKM programlarına kasıtlı olarak katılmayarak partimiz aleyhinde sözlü ve fiili davranışlarda bulunduğundan ve Ak Parti ilkeleri ile bağdaşmayan tutum ve davranışlar sergilediğinden tedbirli olarak partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi.

Ankara Ayaş Belediye Başkanı Bülent Taşan, Ak Parti ilkeleri ile bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunduğu tespit edilmiş olup tedbirli olarak partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi.

Yine partimizin kurucu üyesi Yaşar Yakış, devlet içine nüfus etmiş, ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünümlü illegal yapının yayın organlarında yaptığı açıklamalar ile tüzüğümüz gereği, gerçek dışı haber yaymak, iftira, hakaret karalama ve küçük düşürücü beyanlarda bulunduğu için tedbirli olarak partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi."

Bizim seçimlerde çok mücadele ederek kazandığımız belediyeler bile olsa, ki bir kısmı ilk defa aldığımız belediyelerdir. Buna rağmen hiçbir siyasi çıkar ve fayda gözetmeksizin biz bu arkadaşlarımızla yollarımızı ayırırız. 30 Mart’ta bazı belediyeleri ilk defa aldık, çok büyük mücadeleler verdik. İlk defa aldığımız yerler daha da kıymetlidir. Neticede AK Parti’de siyaset yapıyorum diye becerilemiyorsa, AK Parti’nin kurucu değerleri devreye girer, hepimiz bu değerler karşısında eşitiz. Gerekçelerini açıkladım, ilgili diğer maddeler, 117/1 ve devam maddeleri tüzüğümüzde hazırdır.

Diğer bir konu, hafta sonu Afyon’da AK Parti’li milletvekilleri kampa girecekler. 6 ayda bir yapıyoruz normalde. Araya seçimler girdiği için 1 yıldır yapamamıştık. Konuşacak çok şey var. Milletvekillerimizin katılımı ve genel başkanımızın açılış konuşmasıyla kampımız yapılacak. Yoğun bir çalışma programımız var. Bu kampta dış politika konusu, terörle mücadele konusu, hükümetimizin gerçekleştireceği reformlar konusu, buna benzer konular olmak üzere değişik salonlarda değişik sunumlar yapılacak.

Kamp Cumartesi sabahı Başbakanımızın Türkiye’ye hitabıyla başlayacak. Çeşitli beyin fırtınaları eşliğinde sürecek. Televizyon kanallarında gördü bütün Türkiye; mülteciler konusundaki dram en çok Türkiye’yi vuruyor. Esad rejiminin katliamından kurtulmak için Akdeniz’e açılan insanlar boğuluyor. 

Dünyada şu kadar gıda, bu kadar teknoloji üretiliyor, yatırım yapılıyor ama bu mazlum insanların yaşama hürriyetini koruma konusunda uluslararası toplum maalesef yetersiz kalıyor. Başından beri Türkiye bu konuda hassasiyetini söyledi. Şu anda da konuştukları rakamlar, 10 bin 20 bin gibi rakamları uzun süre müzakere ediyorlar. İnsanlığın önüne şöyle bir soru gelmektedir. Uluslararası kurumlar bu insanların güvenliğini koruyamayacaksa kimin güvenliğini koruyacak.

Kaygı duyduğumuz diğer nokta yakın bölgemizdeki mezhepçilik tansiyonudur. Mezhepler İslam tarihinde büyük hikmet, felsefe ve hukuk ekolleridir. 

Bizler bu kürsülerde konuşurken Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları adına konuşuyoruz. Bütün vatandaşlarımızın kucaklanmasını, tüm vatandaşlarımızın eşit olmasının gerektiği üzerine siyaset yapıyoruz. Gidip de hendeklerin, namluların arkasına sığınmak asıl diyalog ortamını, meşru siyaseti imha etmeye çalışmaktır. Herkesin terör örgütünü destekleyenlere çağrı yapması gerekir.

 

Soru cevap

 

İhraç talebiyle disipline sevk edilen belediye başkanlarının TCK’ya aykırı da bir durum söz konusu.

Suç duyurusu gerekiyorsa yapılacaktır. Biz pek çok dosyayı tartışıyoruz. Eğer maddi bulgular yüksek bir dereceye erişmişse, somut bulgularla hareket ediyoruz. Bizde belediye başkanı olsalar bile biz suç unsuru gördüğümüz konularda hukuki süreci muhakkak yürüteceğiz.


 

Yaşar Yakış kimdir?

Yaşar Yakış (1 Ağustos 1938, Akçakoca, Düzce), Türk diplomat ve siyasetçi.

1962 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmuş ve aynı yıl Dışişleri Bakanlığı'ndaki görevine başlamıştır.

İlk yurtdışı görevinde Anvers Başkonsolosluğu Muavin Konsolosluğuna atanan Yakış, Lagos, Roma, ve Şam Büyükelçilikleri ile Brüksel’deki NATO Daimi Temsilciliğinde de çeşitli görevler üstlenmiştir.

Yakış, 1985 yılında, Türkiye Cumhurbaşkanına, İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komite Başkanlığı görevinde sekreterya hizmeti sunmak üzere kurulan İSEDAK Koordinasyon Kurulu’nu kurarak başkanlığını da üstlenmiştir.

1988 yılında T.C. Riyad Büyükelçiliği görevine atanan Yakış, daha sonra sırasıyla T.C. Kahire Büyükelçiliği ve Birleşmiş Milletler Viyana Ofisi ve Viyana’daki Uluslararası Kuruluşlar Nezdinde T.C. Daimi Temsilcisi görevlerinde bulunmuştur. 1992-1995 yıllarında Büyükelçi Yakış, Ekonomik İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevini ifa etmiştir.

Büyükelçi Yakış, 2001 yılında Dışişleri Bakanlığı’ndan emekli olmuş ve Adalet ve Kalkınma Partisi kurucu üyesi olarak siyasete atılmıştır. Yakış, 3 Kasım 2002’de düzenlenen genel seçimlerde Düzce’den milletvekili seçilmiş, 18 Kasım 2002 tarihinde de T.C. Dışişleri Bakanı olarak atanmıştır. Daha sonraki hükümet değişikliğinde, görevini Abdullah Gül'e bırakmıştır.

Fransızca, İngilizce ve Arapça bilen Yakış’ın Ortadoğu’ya ilişkin, çeşitli dergilerde yayınlanmış makaleleri vardır ve Dışişleri Bakanlığı tarafından Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanan “Türkiye, Suriye ve Irak Arasında Su Sorunları” adlı bir kitabı da kaleme almıştır.

Yakış, Türk-Suudi ilişkilerinin gelişmesine katkısı nedeniyle, Suudi Hükümeti tarafından Kral Abdülaziz Nişanı (birinci derece) ile taltif edilmiştir.

Milletvekilliği görevini bıraktıktan sonra TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders vermektedir.