02 Mart 2018

Şarkıları yasaklayınca her şey düzeliyor mu?

Şarkılar, içinde yaşanılan kültürün gündelik hayatın uzantısı içerisinde kendisine yer bulan uç noktalarıdır sadece

Meclis'te verilen bir soru önergesi sonrasında TRT’nin 208 şarkıya yönelik bir yasaklama getirildiğini öğrenmiş olduk. Bu durumun haber olarak yansımasından sonra ise TRT tarafından yapılan açıklama ‘TRT’nin yasakladığı şarkılar haberinin gerçeği tam olarak yansıtmadığını, sigara ve alkol tüketimini özendirecek, çocukların gelişimin olumsuz yönde etkileyecek ve terör propagandası barındıran tüm içeriklerin denetlenip ve yayınlanmaması konusunun sadece TRT’nin değil tüm yayıncı kuruluşların uymakla yükümlü olduğu yasal bir zorunluluk olduğunu’ belirtti. Ayrıca TRT’nin günümüzde bir sanatçıyı yasaklaması söz konusu değildir ve ismi geçen şarkıcıların eserleri TRT’nin değişik mecralarında halen yayınlanmaktadır ifadelerine yer verildi.

Daha öncede bazı şarkı sözlerinin değiştirilmesi üzerine söz konusu durum tartışmaya açılmıştı. Çocuklarımızın gelişimi üzerinde bu kadar çok hassasiyetle durmamıza karşın ne yazık ki onları asıl büyük tehdit ve tehlikelerden koruyamadığımız gerçeği ile başlayabiliriz. Şarkı sözlerinin müstehcenliği üzerinden koruma yoluna gidiyoruz buna karşın çocuk istismarı, taciz ve tecavüz sorununu ise adeta es geçiyoruz. Benzer şekilde ekranlarımızdan sürekli olarak kan damlıyor ve her ortamda silahlar patlıyor buna karşın en ufak bir düzenlememiz yok. Ancak şarkılardaki sözler veyahut kliplerdeki kavga görüntüleri meğer daha fazla şiddeti özendirdiği için çok daha tehlikeliymiş!

Alkolü, sigarayı özendirmeme hususunda dikkatli olmak ve olumlu rol modellerini çocuklarımıza, gençlerimize gösterebilmek durumundayız. Bu da son derece kabul edilebilir ve tavsiye edilebilir bir bakış açısıdır. Güzel de şarkıların içerisinde geçen bir söz üzerinden kötü bir imaj yaratılacak olursa, bunun çok daha fazlasının dizilerden, filmlerden ve hepsinin ötesinde gündelik hayatın bizatihi kendisinden öğrenilebileceği gerçeğini nereye koyacağız. Şarkıları yasakladığımız zaman bu durum ortadan kalkmış mı olacak? Yoksa her zaman olduğu gibi bütün sorunlarımızı ve sorularımızı, halının altına süpürmeyi devam mı etmiş olacağız?

Yasaklamanın, özendirici bir yanı olduğu gerçeğini ve normal şartlarda belki de hiç ilgi çekmeyecek olanın, tam tersi bir biçimde çok daha fazla tercih edilebilir boyutlara taşınmaya yol açabileceğini ne zaman öğreneceğiz! Yasaklar, çözüm değil çözümsüzlük üretir ve yasakların olduğu yerlerde belirsizlik ile birlikte yürüyen güvensizlik duygusu boy verir. Sağlıklı yapılar, sorunlarını yasaklarla değil kurallarla ve bu doğrultuda sisteme duyulan güvenle hallederler. Bu yüzden de hep aynı meseleleri aynı şekilde tartışarak zaman kaybetmek durumunda kalmazlar.

Genel ahlakın ve toplumsal birliğin korunmasının yolu, tüm bireylerin içinde yaşadıkları değer, norm ve kurallara samimiyetle bağlı olmalarının sağlanması ve toplumsal bağın güçlendirilmesinden geçer. Yine bu durumu da yasaklar değil güven mekanizması sağlayabilir. Şarkıların sözlerinden veyahut onların görüntülerinden çok daha güçlü olan, kitlelerin kalplerinde ve beyinlerinde yaratmış olduğu iz’dir önemli olan. Şarkı sözünde alkolün çağrıştırılması, onu dinleyenlerin alkolik olmasına yol açmaz. Şayet vesile olacak etkenler arıyorsak, şarkılardan çok daha fazla bizzat yaşantılarımıza dönüp bakmalıyız. Orada gördüklerimiz ve duyduklarımız karşısında duyacağımız hicap duygusu, şarkılardakinden çok daha büyük olacaktır.

Şarkılar, içinde yaşanılan kültürün gündelik hayatın uzantısı içerisinde kendisine yer bulan uç noktalarıdır sadece. Şarkıları yasaklamak bir anlamda içinde yaşanan toplumun kendi kendisini sansürlemesinin bir başka adıdır. Bu yanı ne kadar attırırsanız o ölçüde yoksunlaşır ve o ölçüde tahammülsüz kalırsınız. Son olarak şarkıların ne kadar müstehcen veya kliplerin ne kadar tahrik edici olduğunun karar mercileri kimlerdir? Asansörde halvet olunacağını ileri sürenler veya yoğun bakımdaki hastaların ayrı yerlerde bulundurulması gerektiğini beyan edenler gibi düşünenleri mi kabul edeceğiz? Yoksa başkalarını mı? Sözlerden, görüntülere kadar söz konusu olan bu duruma yaklaşımların da farklılık göstereceği gerçeğini unutmamalıyız. Bu yüzden de şarkıları yasaklamak yerine yasakların olmadığı bir ülkenin oluşumuna katkı vermeliyiz.

           

Yazarın Diğer Yazıları

Kupanın adı süper, geride bıraktıkları ise…

Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin, ezeli rekabet gibi bir kavramı kullanma hakları ortadan kalkmıştır. Artık kendi duruşlarının mutlak surette doğru olduğunu düşünenlerin, ortak bir paydada rekabet edebilme ihtimalleri kalmamıştır! 

Futbolda yaşananlar yeşil sahayla sınırlı değil

Ülke futbolu, bir karşılaşmada çıkan olaylar sonrasında ülkenin en büyük kulüplerinden birisi olan Fenerbahçe’nin ligden çekilmeyi tartışacağı 2 Nisan tarihindeki genel kurulu ile PFDK sevkleriyle verilecek cezalar arasında sıkışıp kalmış vaziyette

Göz göre göre bugünlere geldik

Toplumsal hayatımızdaki şiddet üreten etmenleri es geçtiğimiz sürece futbol sahalarındaki şiddeti sadece cezai tedbirlerle önleyebilmemiz mümkün değildir. Bu olay sonrasında cezai tedbirlerin arttırılması tekrar gündeme getirilecektir ancak göreceksiniz ki bu da yaraya merhem olmayacaktır