23 Nisan 2018

Bence en doğrusu Kılıçdaroğlu'nun adaylığı

"Uzun zamandır ilk kez Recep Tayyip Erdoğan'la ayni fikirdeyiz. Ne mutluluk!..."

Uzun zamandır ilk kez Recep Tayyip Erdoğan’la ayni  fikirdeyiz. Ne mutluluk!...

Onun en son CHP adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu işaret etmesi ve ona “hodri meydan” demesi ne ilginç... Benim de gönlümden geçen ayni şey çünkü...

Siz bakmayın, heryerde boy gösteren yeminli Kılıçdaroğlu düşmanlarına...Ki bunlardan biri olan Ahmet Hakan da son yazısında CHP’den aday adayı olarak iki ismi verirken (İlhan Kesici ve Muharrem İnce), Kemal beyin adını anmıyor.

Daha doğrusu, onu “AK Parti’nin aday olarak görmek istediği tek isim” diye niteliyor. Ve böylece bir kez daha Recep Tayyip Erdoğan’la gözden kaçmayacak biçimde buluşuyor!..

Bunda ikisinin de ne de olsa İmam-Hatip kökenli olmasının ve sık sık ters düşer gibi olsalar da, kolay kolay geçmeyeceği anlaşılan o ortak eğitim ve yaşama bakış biçimlerinin benzerliği asıl etken midir? Bilemem....

Ama en azından Erdoğan’ın tavrı bana yine bir taktik gibi gözüküyor. Öyle ya, CHP elbette Erdoğan’ın dediğini yapacak, onun gösterdiği yoldan gidecek değil. O nedenle onu aday olarak önermesinin bir tuzak olduğunu, tam tersine onun adaylığından korktuğunu ve bunu önlemeye çalıştığını düşünmek gerekmez mi?

Çünkü Kılıçdaroğlu bence ideal bir cumhurbaşkanı adayı. Çok uzun sürebilecek bir tek adam diktatörlüğüne ve yeniden demokrasiye dönmesi çok zor olacak bir baskı rejimine doğru hızlı adımlarla koştuğumuz şu belalı günlerde, bizi bundan kurtarabilecek bir siyasetçi.

Çünkü o koltuğa oturmayı gerçekten hak eden bir isim. CHP içinde aday olması düşünülebilecek bir çok değerli ad var elbette...Hangi birini sayayım? Hemen hepsi genç isimler. Enerjileri, etkinlikleri, belagatları, çabaları kesinlikle  yadsınamaz.

Ama bir şeyleri eksik: bir ‘baba figürü’ izlenimi  vermiyorlar. ‘Cumhur’un başkanı olmak için sanki biraz daha olgunlaşmaları gerekiyor. Daha yaşlı, daha deneyimli, daha kavrayıcı birisi gerek.

O da elbette Kılıçdaroğlu olabilir. Benim (daha önce de yazmıştım) İsmet Paşa’ya benzettiğim, konuşmasına hayran olduğum, siyasal görüşleri kadar ülkemize, onun sorunlarına, olası çözüm önerilerine hep katıldığım bir siyasetçi.  

Özelikle o ‘uzun yürüyüş’ artık neredeyse Mao’nunki kadar dünya siyaset tarihine geçmiş bir görkemli eylem değil miydi? Bu eylemle de büyük prestij kazanmış bir politika canavarı artık o...O heyecanlı, birleştirici, umut verici günleri unuttuk mu? 

Elbette İyi Parti alternatifini ve Meral Akşener‘in görkemli yükselişini yadsımıyorum. Bu yürekli, mert, sözünü sakınmaz, cesur ve iyi konuşmacı hanımefendiye de büyük saygım var. 

 AK Parti karşıtı partilerin kaçınılmaz ittifakını ve ilerde gerekirse Akşener’i destekleme olasılığını da göz ardı etmiyorum (Ki zaten CHP 15 milletvekilini İyi Parti’ye ödünç verme kararıyla bu konudaki iyi niyetini kanıtladı).   

CHP içinde şu aşamada yapılabilecek en iyi şeyinse Kılıçdaroğlu’nun adaylığı olduğunu düşünüyorum. En naçizane, ama en yürekten biçimde... 

 

Yazarın Diğer Yazıları

ABD'deki hayali bir savaşın korkunçluğu tam şu günlere denk düşüyor

Dünyamızın savaş denen korkunç olaya sayısız ülkede esir düştüğü şugünlerde, bu film önemli bir eleştiri sayılabilir

Bir korku klasiğinin ilk günlerine dönüş

Bu türü sevenler ve özlemiş olanlar için iyi bir seyirlik sayılabilir

Hindu kültüründen gelen kendine özgü bir kitle filmi

Karşımızda gerçekten hayli değişik bir film var. Hem anlattıkları; hem anlatma biçimleriyle...