27 Ocak 2018

‘Ergenler için aksiyon'un kendine özgü cazibesi

Bu ipe-sapa gelmez öykünün ve bu kapanış filminin iyi yanı, kendisini ciddiye almaması ve sadece oyalayıcı bir aksiyon sunmak istemesi

 

LABİRENT: SON İSYAN     X X X
(The Maze Runner: The Death Cure)

Yönetmen: Wes Ball
Senaryo: T. S. Nowlin
Görüntü: Gyula Pados
Müzik: John Paesano
Oyuncular:  Dylan O'Brien, Kaya Scodelario, Will Poulter, Ki Hong Lee, Thomas Brodie-Sangster, Dexter Darden, Jacob Loftland, Rosa Salasar, Giancarlo Esposito, Patricia Clarkson, Aioen Gillen, Barry Pepper, Nathalie Emmanuel

Fox filmi

 

 

Son yılların (aslında uzun zamandır) gözdesi olan bilim-kurgusal masalların bir bölümü nispeten büyük yaştakilere de seslenirken, kimileri açık biçimde ‘ergen’ kitleyi hedef alıyor. Ki bunların arasında Hunger Games- Açlık Oyunları, Divergent- Uyumsuz, The Giver- Seçilmiş gibi seriler akla geliyor.

The Maze Runner- Labirent serisi bunlardan biri. 2014’de Ölümcül Kaçış’la başlayan seri, Alev Deneyleri ile sürdü, şimdi Son İsyan seriye son noktayı koymuş oluyor. James Bashner’in seri romanlarına dayanan, hepsini Wes Ball’ın yönettiiği seride, ana kadro da (özelikle tüm gençler) değişmeyen bir grup olarak kalmış.

Bu son bölüm yine ‘distopya’(geleceğe karamsar bakış) türünde... Bilinmeyen uzak bir çağda tüm kentler yıkılmış, insanlığın büyük bölümü ölüp gitmiştir. Ayakta kalan tek bir kent vardır. Oraya sığınmış olan talihliler, bu kenti yüksek duvarlarla çevirip görece rahatlıklarını güvenceye almıştır.

Çünkü dışarısı bir felakettir. İnsanlığı yok eden virüse karşı bağışık oldukları anlaşılan bir gençler grubu. “İsyan” eylemini sürdüren ‘kötüler’. Ve kendilerini kentte izole etmiş ve o bağışık olanlar üzerinde bilimsel araştırmalar yapmaya çalışan bir grup. Ki başlarında bir kadın doktor vardır...

Bu ipe-sapa gelmez öykünün ve bu kapanış filminin iyi yanı, kendisini ciddiye almaması ve sadece oyalayıcı bir aksiyon sunmak istemesi. Bu da başarılmış. Hem de doyurucu biçimde...

Böylece, ikinci bölüm gibi kimi sahneleri trende geçen aksiyon gayet akıcı. Gençler sempatik. İlk bölümden beri var olan doktor Ava Paige’de Amerikan bağımsız sinemasının kraliçelerinden Patricia Clarkson yine göz dolduruyor. Ve de ikinci filme dahil olan deneyimli Giancarlo Esposito, Jorge’de tatmin edici bir kompozisyon çiziyor.

Ayrıca bu filmde de, önceki bölümlerde olduğu gibi dostluğun önemi, yoldaşlığın yüceliği işleniyor. Aralarından birini kurtarmak için diğerleri neleri göze almıyor ki... Gerçekten göz yaşartıcı bir özveri, hikâyeye iyice yerleşmiş bir duygusallık. Naif, ama etkileyici...

Özetle, çok şey beklememek kaydıyla rahatlıkla geçireceğiniz bir 140 dakika vadeden ve bu vaadini tutan bir film.

Yıldız tablosu

Uzun zamandır yapamadığımız bir şeyi yapmak ve son haftaların birbirinden ilginç filmleri için bir Yıldız Tablosu vermek istiyorum. Beş yıldız üzerinden ve ayrıca buçuklu olarak..

DAHA                                         X X X X X

THE POST                                 X X X X X

SEVGİSİZ                                 X X X X ½

HAKARET                                    X X X X

MUHTEŞEM SHOWMAN          X X X X

KALP ATIŞI 120 DAKİKA          X X X ½

LOVİNG VİNCENT                      X X X ½

AMAN DOKTOR                          X X X ½

PES ETME                                   X X X ½

YOLCU                                             X X X

ARİF V 216                                     X X X

LABİRENT- SON İSYAN                X X X

DÖNME DOLAP                              X X X

MARTILARIN EFENDİSİ                X X X

ÖLÜM ODASI                                  X X ½

ÖLÜMLÜ DÜNYA                            X X ½


Ölümlü Dünya’nın eleştirisi bu hafta ortakoltuk.com’da....

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir korku klasiğinin ilk günlerine dönüş

Bu türü sevenler ve özlemiş olanlar için iyi bir seyirlik sayılabilir

Hindu kültüründen gelen kendine özgü bir kitle filmi

Karşımızda gerçekten hayli değişik bir film var. Hem anlattıkları; hem anlatma biçimleriyle...

Aziz Nesin'i sinemaya aktarmanın belki en usta işi örneği

Hikâyelerin tümü usta biçimde yoğrulmuş; alabildiğine serbestçe, özgür ve özgün biçimde perdedeki yerini almış: Nesin'e çok yakışan bir mizahın yer yer absürt biçime dönüşmesiyle...