16 Kasım 2018

Şaşırmayı unuttuk biz...

Savcılık kanıt da, tanık da bulamadağı için Osman Kavala konusunda iddianame kabızlığı çekiyor

Sabahın köründe bir telefon:
- Abi duydun değil mi ? Polis operasyon başlattı. Betül Tanbay, Turgut Tarhanlı, Yiğit Ekmekçi, Hakan Altınay, Asena Günal, Çiğdem Mater gözaltına alındılar...

Betül Tanbay öyle mi ? Hani şu matematik profesörü. Hani şu Türkiye Matematik Derneği'nin ilk kadın başkanı. Hani şu Avrupa Matematik Derneği'nin ikinci başkanı.
- Evet abi o.

Turgut Tarhanlı ha? Hani şu hukuk profesörü. Hani şu Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin dekanı.
- Evet abi o.

Yiğit Ekmekçi mi ? Hani şu Bilgi Üniversitesi'nin kurucularından. Anadolu Kültür'ün ikinci başkanı.
- Evet abi o.

Hakan Altınay mı dedin? Hani şu Açık Toplum Vakfı'nda yıllarca yöneticilik yapan...
- Evet abi o.

Çiğdem Mater dedin değil mi ? Şu bizim Çiğdem?
- Evet abi o.

***

Sabahın köründe böyle bir telefonda insan biraz (çok az da olsa biraz) şaşırır değil mi ?
Hayır. Hiç. Sizi bilmem ama bende şaşkınlığın zerresi yoktu.
Niye olsun ki ?
2018 sonbaharında, AKP Reisi'nin Türkiyesi'ndeyiz.
Yargısı siyasete teslim olmuş Türkiye'deyiz.
Siyasetin en tepesindeki kişinin birkaç gün önce, 12 Kasım'da, yeni yargıç ve savcıların kura töreninde açıkça, lafı gevelemeden ve hiç çekinmeden, "Devletin emrinde hâkim ve savcılara ihtiyacımız var” dediği, diyebildiği Türkiye'deyiz.
Niye şaşıralım ki ?
Şaşırmıyorsunuz. Onun yerine sabahın köründe bilgi kıtlığında tahmin maratonuna çıkıyorsunuz.
Bilgi Üniversitesi'ne yönelik bir operasyon mu?
Hayır olamaz. Betül Tanbay Boğaziçi'nden...
Açık Toplum Vakfı, TESEV, Soros ?..
Yok. O da uymuyor.
Ah evet, bunlar Anadolu Kültür Derneği yöneticileri, çalışanları. Yani Osman Kavala operasyonu bu...
Evet, tamam, o...
AİHM'in Türkiye Adalet Bakanlığı'na Osman Kavala'nın tutukluluğuyla ilgili cevap vermesi için tanıdığı süre yıl sonunda bitiyor. Bakanlık her zamanki gibi savcılığın iddianamesinin ardına saklanarak bir cevap verecek.
Verecek de ortada iddianame yok.
Savcılık kanıt da, tanık da bulamadağı için Osman Kavala konusunda iddianame kabızlığı çekiyor.
Ama Adalet Bakanlığı'na, yani devlete de AİHM için bir iddianame lâzım. Demek ki devletin emrindeki savcılığa "İddianameyi yazın, yazdıysanız açıklayın" emri verilmiş. Onlar da "Barkey masalı tutmadı, 15 Temmuz palavrasını kimse yutmadı, en iyisi biz Gezi direnişi üstünden gidelim" demişler ve sabahın köründe polisleri Anadolu Kültür Derneği yöneticilerinin, çalışanlarının evlerine yollamışlar...
Hepsi bundan ibaret.
2018 Türkiyesi'ndeyiz. Savcı ve yargıçların emir alacakları, ama sadece devletten emir alacakları Türkiye'de...
Şaşırmayı unuttuk biz...

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim