06 Aralık 2018

Tüketim çılgınlığına elveda, BİM'e merhaba

Kasım ayında enflasyonda görülen yüzde 1.44 düşüşün nedeni, vatandaşın alım gücünde yaşanan daralmadan başka bir şey değil...

T24’te geçtiğimiz hafta yayınlanan “Yoksulluk büyüdükçe büyüyen şirket: BİM’in kârındaki patlamanın öyküsü” başlıklı yazımda, vatandaşın enflasyon ve yoksullukla mücadele yolunu indirim marketlerde bulduğunu anlatmıştım. Aylık ekonomi dergisi Capital’in Aralık sayısında yayınlanan bir araştırma, bu eğilimi doğrulayıp detaylandırıyor. Capital’den Özlem Aydın Ayvacı’nın incelemesine göre hayatın hemen her alanında pahalı ürünlerden/markalardan/mağazalardan ucuza yönelik büyük bir göç yaşanıyor...

Ayakkabı sektörünün önde gelen şirketlerinden İnci Deri’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Kızıltaş’ın bir gözlemiyle başlayalım:

“Geçen yıl lüks segmentten 6 taksitte alacağınız bir ayakkabı veya çantanın bugün geldiği fiyat pek çok kişi için lüksün de ötesine geçmiş durumda. İthal markalardan yerli markalara dönüş yapan büyük bir müşteri grubu var. Son 3 ayda ciddi bir kırılma yaşandı.”

Tüketimde gerçekten de büyük bir kırılma yaşanıyor... Orta sınıf, geçmişte düşük faizli tüketici kredilerinin ve TL’nin dolar karşısında hormonlu biçimde değer kazanmasının etkisiyle, gelir seviyesinin çok ötesinde bir alım gücüne erişmişti. BMW’nin Türkiye’deki alt distribütörlerinden birinin genel müdürü, o günlerde bunu şöyle anlatıyordu:

“Geçmişte lüks oto sahibi olmak ancak yüksek gelir grubunun harcıyken bugün orta sınıf da BMW veya Mercedes sahibi olabiliyor. Artık herkese uygun BMW bulmak mümkün.”

O “bolluk” günleri şimdi ışık yılı kadar uzakta görünüyor. “Tüketim, daha çok tüketim!” rüyasından enflasyon ve yoksulluk kabusuna uyandık. Bunun en somut göstergesi, tüketim davranışlarında yaşanan değişim:

- Ambalajlar küçülüyor: 80 gramlık ambalajda satılan tablet çikolata artık 70 ve 65 gramlık ambalajda satılıyor. 230 gramlık gofretler yerini 170 grama, 88 gramlık bisküvi 72 grama, 40 gramlık kek 34 grama, 64 gramlık kraker yerini 32 grama bırakmış durumda. (Kaynak: Capital dergisi.)

- Peynir gramajları küçüldükçe küçülüyor. Teksüt Yönetim Kurulu Üyesi Arda Aksaray, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Yeni dönemde en büyük sıkıntı, çeşitli kalemlerdeki maliyetlerin artması. Bunu ancak belli bir ölçüde tüketiciye yansıtabilirsiniz. Bazı ürünlerde talep görmeyen gramajları devreden çıkardık veya ambalaj değişiklikleri yaptık.”

Anavarza Bal’ın Genel Müdürü Can Sezen ise küçük gramajlı ürünlerin geçmişte toplam satışların yüzde 20’sini oluşturduğunu, bu yıl ise paylarının yüzde 40’a yükseldiğini anlatıyor.

- Halkın pahalıdan ucuza döndüğü bir başka ürün: Gözlük. Pahalı gözlüklerin yer aldığı “Premium” kategoride yüzde 20-30 daralma var. Buna karşılık 2018’de düşük fiyatlı gözlüklerin satışları yüzde 100’den fazla artmış.

- Otomotivde bütün araç çeşitlerinin satışları sert biçimde azaldı ama düşük motorlu araçlardaki daralma sektör geneline göre daha az… Hyundai Genel Müdürü Önder Göker, SUV modellere yönelik talebin yüzde 60’dan 30’a indiğini söylüyor.

- Mobilyada fiyatı yüzde 30 daha ucuz olan orta ve alt segment ürünlere kayış yaşanıyor.

- Büyük ekran televizyonlara yönelik talep kesilmiş durumda.

- Mutfak eşyasında da talep orta ve alt segmentteki ürünlere yönelmiş durumda. Bernardo Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Sözen, tüketicinin artık daha az sayıda parçanın bulunduğu setleri tercih ettiğini söylüyor.

- Kiralık araçlarda üst segment araç parkı yüzde 10 küçülürken ekonomik segment parkı yüzde 30 büyümüş.

Tablo böyle… Enflasyonda yaşanan beklenmedik daralmanın sebebi bu tabloya bakınca anlaşılıyor. Merkez Bankası’nın da dediği gibi kasım ayında enflasyonda görülen yüzde 1.44 düşüşün nedeni, vatandaşın alım gücünde yaşanan daralmadan başka bir şey değil...

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?