28 Haziran 2018

Caz ve Dahası: 13

25. yılını kutlayan ve beki de binlerce insanın hayatında direkt olarak değişiklik ve iz bırakan bir festival, tanıdığım onlarca kişi için aynı zamanda bir okul gibiydi

Murat Sezgi

Henüz 18 yaşımda, İstanbul’a ilk geldiğim günlerde - o zamanlar da aynı şekilde vakfın bünyesinde görev yapan Ayşe Bulutgil’in cesaretlendirmesiyle birlikte İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’na yarı zamanlı iş başvurusu yapmıştım. Beni şimdilerde caz albümleri yayımlayan, caz konserleri ve festivalleri düzenleyen Kabak & Lin ve tatlı ekibiyle bir araya getiren olaylar zinciri, İstanbul Caz Festivali’nde ilk defa çalıştığım günlere doğru uzanıyor. 25. yılını kutlayan ve beki de binlerce insanın hayatında direkt olarak değişiklik ve iz bırakan bir festival, tanıdığım onlarca kişi için aynı zamanda bir okul gibiydi. 

Ediz Hafızoğlu

Yazıyı bir araya getirmeye çalışırken yine fark ediyorum ki hem profesyonel olarak kariyerimde izleri olan festival, aynı zamanda izleyici olarak da belki de hayatımız boyunca aklımızdan çıkmayacak anılar bırakmış. Bunu, 2015 yılı itibariyle ortak olduğumuz, Türkiye’de müzik alanında uzun zamandır katkıları olan Ediz Hafızoğlu ile festivalin 25. yılı için yaptığım röportaj sırasında daha da iyi anladım. Ediz, İstanbul Caz Festivali için şöyle bir yorumda bulunuyor:

‘’Festivalde çok konser çaldım ama çalmalarımdan çok, 2000 başları gittiğim konserler beni daha çok etkilemiştir. Harbiye Açıkhava’da izlediğim her konser sonrası müziğe bir başka sarıldığımı hatırlarım. Laço Tayfa ve Taraf De Haidouks konseri bunlardan biri, benim sadece caz değil, kökenlerime dönmem gerektiğimi anladığım çok önemli bir konserdir Taraf De Haidoukskonseri. Konser çıkışında saatlerce bu konu üzerinde arkadaşlarımla tartıştığımı, ve bende derin bir iz bıraktığını hatırlıyorum.’’.

Zincirleme olaylara bir başka örnek de Ediz’inki olsa gerek. Yalnızca birkaç yıl sonra, 2003 Temmuz'unda İbrahim Ferrer'i ve Buena Vista Social Club'ı seyrederken, binlerce kişinin sanatçıları sahneye defalarca geri çağırdığı büyülü bir Harbiye gecesinde ben de Ediz'e benzer bir deneyim yaşamıştım. Onun kararı üreteceği müziğe ilişkin olmuş, benimkisi ise bu işlerin mutfağına girmek olmuştu.

Ediz Hafızoğlu’nun son albümünde bahsettiği 'köklerine dönmek' hissinin ne olduğunu anlayabilirsiniz. İlerleyen yıllarda, Nazdrave albümlerinden ikincisini de İstanbul Caz Festivali’nde kaydeden Ediz, hayatında çok önemli bir yeri olduğunu söylediği 13 sayısından ilham aldığı son albümünü, yine Nazdrave ekibiyle birlikte Zorlu PSM Studio’da 29 Haziran’da festival severlerle buluşturacak.

Nazdrave, tıpkı festivalin mottosunda da belirttiği gibi müzik türlerinin sınırlarını aşan bir proje ve birbirinden farklı türlerle, çeşitli dünya müzikleriyle caz arasında sıkı bağlar kuruyor. İşin kolayına kaçıp caz standartları, türkü aranjmanları ve popüler parçaların caz versiyonlarını yapmak yerine kendi bestelerini çalan, uzun süredir yedikleri içtikleri bile ayrı gitmeyen bir ekip. Sabırlı, yavaş yavaş ilerlemeyi amaçlıyorlar. Biriktirdikleri tüm fikirleri de İstanbul Caz Festivali’nde paylaşacaklar.

Konser ilginç olaylara gebe. Öyle ki son albümün şarkılarının yanında Ediz’in henüz Nisan ayında bir araya getirdiği Nazdrave X Rap projesinden de parçalar konserde yer alacak. Burada, konserin aynı zamanda açılışını da yapacak Ağaçkakan ile birlikte yine proje kapsamında yayımlanan Youtube videolarında da yer alan diğer sürpriz isimler yer alabilir. Türkiye’de şu anda bu alanda yapılan en ilginç işlerden birisi Nazdrave X Rap. Ediz’in aynı zamanda prodüktör yönünü iyice ön plana çıkardığı bir proje oluyor, oldukça yoğun da bir ilgi görüyor. Ama bizim bu işleri yapabilmemiz için sözlerin özgür olması gerekiyor. Ezhel’in ve Khontkar’ın aramıza döndüğü, özgürce - diledikleri gibi şarkı sözleri yazdığı ve söylediği güzel günler için işimize gücümüze odaklanıyoruz. Daha da iyisini yapmaya çabalıyoruz.

İstanbul Caz Festivali iyi ki 25 yıldır bizleri bir araya getiriyor, hayaller kurduruyor, hedefleri tazeletiyor. İyi ki bunca insanın hayatında böylesine bir rolü var. Ve o yüzden, iyi ki doğmuş!


* Kabak & Lin Kurucu ortağı

 

İstanbul Caz Festivali 25. yaşını kutluyor.

Bu vesileyle her hafta sürpriz bir isim, 25 yıldır cazı ve çok daha fazlasını İstanbul’a taşıyan festivalin unutulmaz konserlerini, perde arkasını, caza dair bilgi ve birikimlerini T24 okurları için yazıyor. Yazıların ardından sohbet, #25YıldırCazveDahası etiketiyle sosyal medyada da devam ediyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

25 yılın 21'i ve Ömrümün yarısı

"25 yılda sahnede neler olup bittiğini bilenler biliyor. Sahne arkasında ise bu duygular hâkimdi… Büyük bir aile, adanmışlık, tutku, inanç ve müziğe duyulan sonsuz aşk"

“Bir Ömürlük Misafir”imiz: Erkan Oğur

Erkan Oğur bir konserde çaldığını bir daha çalmıyor

Sen başkasın Melody Gardot

"Seni nasıl sevmeyelim? Sen başkasın Melody Gardot. Sen hep gel..."