01 Eylül 2015

Vira Demir'den 6 yıl sonra

Nice yıllara T24, nice yıllara ey benim göz ağrım...

Bugün T24 altı yaşında. Yaş günleri kutlanır. Ama dün yazsaydım yapay bir yazı olacaktı. “Yarın yaş günümüz, o günün sevincini yazayım” deseydim, henüz yaşamadığımız bir günün sevincini yaşar gibi yapıp bir yazı döktürecektim.

I-ıh bu “benim tarzım” değil.

Güne sevinçle başladım. Altı sanal mumu üfledim ve “Nice yıllara T24, nice yıllara ey benim göz ağrım” dedim.

Bir çok gazetenin ipini çekmiş. Kiminden kovulmuş, kiminden ayrılmış; kiminde mutlu, kiminde mutsuz olmuş kıdemli bir gazeteciyim.

T24 yaşlılık günlerime denk geldi. Doğan Akın “Var mısın abi” dediğinde gençleşip delikanlı oldum. Önce Tempo 24’dük. Boşverin. O T24’e hazırlık, iyi bilmediğimiz bir medya ortamında kaçınılmaz acemiliklerimizi üstümüzden atma deneyiydi.

Aydın Engin T24’ün terasında. (Fotoğraf: Ahmet  Sel)Acemiliğimizi attık ve altı yıl önce T24’ü kurduk.

O günkü ilk yazımı ben bugün de neredeyse ezbere tekrarlayabilirim. Başlığına  “Vira Demir” demiştim ve şöyle bitirmiştim:

 “…Bugün 1 Eylül. Dünya Barış Günü.

Barış’a çok yakın ve çok uzak bir ülkede; barışın değil şiddetin ve zorbalığın sesinin gür çıktığı bir dünyada T24  zor denizlere yelken açıyor...

Haydi bakalım: Vira demir !..

Rastgele !..”

Altı yıldır haber ve yorum okyanusunun hırçın dalgalarına karşı yelken bastık. Para kıtlığından T24 gemisinin su aldığı oldu, battı batacak dedirtecek badireler atlattığı oldu. Ama batmadı. Suyun üstünde kaldık ve yelkenlerimizi bağımsız gazeteciliğin rüzgarıyla şişirdik. Pupa yelken yol aldık…

Haydi bu kadar yetsin. Öğünmek hakkımız ama yine bizi biz değil okurlar övsün.

Bize de sevinci kalsın…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim