05 Mayıs 2024

Sinan Ateş cinayetinde dikkat çeken nokta; şüphelilerin bir kısmı Covid-19 izniyle cezaevinden çıkmış!

Sinan Ateş’in ailesi de iddianameye çok tepkili. Kız kardeşi Selma Ateş’le konuştum. Ateş, "Bu iddianameyi toplum vicdanı kabul edemez. Birçok görgü şahidinin ifadesi iddianamede yer almıyor” dedi

Sinan Ateş

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve akademisyen Sinan Ateş suikastıyla ilgili 145 sayfalık iddianameyi okuyunca, bu olayı takip eden gazetecilerin dikkati çekeceği boşluklar ve noktalar olacaktır.

O noktalardan biri de olayda dahli olan şüphelilerin bir kısmının Covid-19 tedbirleri kapsamında Adalet Bakanlığı’nın 2020’de aldığı kararla cezaevinden izinli çıkmış olmaları…  Sinan Ateş cinayeti iddianamesine baktığımızda bazı isimler Covid-19 izni kapsamında cezaevinden çıkmış ve cinayete yardım etmiş.  Mehmet Yüce, Sinan Ateş’i öldüren, tetikçi Eray Özyağcı’yı olay yerinden motosikletle kaçıran Vedat Balkaya’ya motosikleti satan kişi.

Polis ifadesinde sabıkalı olduğunu söyleyen Mehmet Yüce, 01.06.2022 tarihinde Covid-19 izinlisi olarak cezaevinden çıkmış.

Hakan Saraç, Sinan Ateş cinayetini organize eden ekipten olan Suat Kurt’un Ankara’da kalacağı evi organize eden kişi. Hakan Saraç da “Yağma, kasten yaralama” suçlarından dolayı cezaevindeyken Ağustos 2022’de Covid-19 tedbirleri kapsamında cezaevinden tahliye olmuş.

Suat Kurt, Sinan Ateş cinayetinin planlayıcısı, polisin aradığı ama 4 yıl kaçmayı başarabilen, Gülsuyu’nda çete lideri olan Doğukan Çep’in yakın arkadaşı… Tetikçi Eray Özyağcı ve Özyağcı’yı motosikleti ile kaçıran Vedat Balkaya’nın da arkadaşı. Ankara’daki evi ayarlayan, cinayet öncesi de o evde kalan kişi… Suat Kurt da pandemi izni nedeniyle 2020’de cezaevinden izinli olarak çıkmış.

Osman Bayraktar, iddianamede cinayette yardımla suçlanıyor. Sinan Ateş’i öldüren tetikçi Eray Özyağcı’yı Ankara’ya getiren iki özel harekat polisinin de içinde olduğu aracın alındığı otoparkın gayri resmi ortağı.

Osman Bayraktar da Doğukan Çep gibi 8 yıl firar gezebilmiş. 2017’de yakalanak Maltepe Cezaevi’ne girmiş. Pandemi izni nedeniyle 2020 yılında cezaevinden tahliye olmuş.

Özensiz bir iddianame

Özensiz yazıldığı açık bir iddianame… Örneğin Tolgahan Demirbaş’ı çiftliğinde sakladığı iddia edilen Marco Pasha cafenin sahibi Aytaç Ataç’ın adı Aytaç Ateş olarak yazılmış bazı yerlerde. Örneğin, cinayetin azmettirmekten suçlanan Doğukan Çep’i, cinayetten hükümlü olduğu dönemde Maltepe Cezaevi’nden tanıyan Ufuk Köktürk’in ifadesinin bağlamı yok. Köktürk ifadesinde “Yaklaşık 6 ay kadar önce Fatih’te tanımadığım Suriye uyruklu bir şahıstan 25000 TL’ye satın aldım” diyor. Ama iddianamede neyi satın aldığı yazmıyor.

Sinan Ateş’in ailesi de iddianameye çok tepkili. Kız kardeşi Selma Ateş’le konuştum. Ateş, "Bu iddianameyi toplum vicdanı kabul edemez. Birçok görgü şahidinin ifadesi iddianamede yer almıyor” dedi.

İddianamede özellikle Eray Özyağcı’nın sözünü ettiği, plaka ve markasını vermediği aracın üzerine gidilmesi gerektiği de açık. Zira Audi marka aracın siyasi bağlantılarla ilgili olduğu yönünde iddialar var. Özyağcı her ne kadar cinayetle ilgili Suat Kurt ve Vedat Balkaya’nın adını verse de onu İstanbul’a gelinceye kadar iki aracın yardım ettiğini ifadelerinden anlıyoruz. O araçların kime ait olduğu da bu cinayetin aydınlatılmasında kritik önemde… Birçok şüphelinin “Hatırlamıyorum” diye geçiştirdiği ifadeler, dava aşamasında hatırlatılacak ya da hatırlanacaktır.

Delillerin nasıl yorumlanacağı da asıl dava aşamasında ortaya çıkacaktır. Cinayetten 16 ay sonra tamamlanan iddianamede şüphelilerin siyasi bağlantılarına hiç değinilmiyor. Şüpheliler de o bağlantıyı reddediyor. Olay günü eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un Ankara’da kullandığı evi kullanan Tolgahan Demirbaş sadece bir yerde MHP’den söz ediyor. Arkadaşına ait olan 06 MHP 96 plakasının başka birine devredilmemesi için cinayet büroda amir ve dosyada tutuklu M.E.A’yı aradığını söylüyor.

Organize bir cinayet ama bağlantıları birleştiren bir iddianame yok karşımızda…

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Marmaris Kızılbük’teki beton yığını için sürpriz açıklama: Erdoğan incelenmeye alınmasını istedi!

AKP’nin 31 Mart’ta Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterdiği Prof. Dr. Aydın Ayaydın, yerel seçimlerden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Marmaris İçmeler’deki Kızılbük’te büyük bir çevre ve hukuk mücadelesine sahne olan Sinpaş Holding’in dev inşaatının üzerinden helikopterle geçerken, kendisine “Hoca, seçilirsen burayı incelemeye al” dediğini açıkladı

Bir yol açtı gazetecilikte; son değil, bu Başlangıç…

"Bugün Türkiye'de iki sipere ayrılmış ve birbirine ateş ederken ortadaki gerçekleri öldüren gazetecilik ya da medya ortamından çıkışın Celal Başlangıç haberciliği olduğunu düşünüyorum"