14 Nisan 2012

Genel Sağlık Sigortası mağduru aileler

Sosyal devlet olalım, herkesi sağlık kapsamına alalım derken, genel sağlık sigortası yeni sosyal yaralar açmaya başladı

 

Sosyal devlet olalım, herkesi sağlık kapsamına alalım derken, genel sağlık sigortası yeni sosyal yaralar açmaya başladı.

 

Ancak, açılan bu sosyal yaralardan sosyal güvenlik reformunu başarıyla uyguladıklarını her fırsatta iddia eden SGK yetkilileri ne kadar farkında orası şüpheli.

 

Esasen, belki bir çözüm bulunur umuduyla posta masrafına da katlanıp kendilerine yüzlerce dilekçe gönderen vatandaş olmasına rağmen, vatandaş buna da alışır umursamazlığıyla bu sıkıntılar göz ardı edilmektedir.

 

Bilindiği gibi, 2012 yılı Ocak ayından itibaren Türkiye’de yaşayan herkes, çalıp çalışmadığına, isteğe bağlı sigortalı olup olmadığına, part-time çalışıp çalışmadığına, özel sağlık sigortası veya zengin-fakir olup olmadığına bakılmaksızın zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamına alındı.

 

Ancak, herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlar yönünden 2012 Ocak ayından itibaren uygulamaya giren zorunlu genel sağlık sigortası uygulaması binlerce aileyi ciddi bir şekilde mağdur edecek ve yoksulluklarını daha da artacaktır.

 

Nasıl mı?

 

Örneklerle açıklayalım…

 

Örnek Aile-1: 900 TL SSK emekli aylığı alan bir baba, çalışmayan ev hanımı anne ve 27 yaşında işsiz bir erkek çocuğundan oluşan ve başkaca bir geliri olmaksızın kıt kanaat geçinen bir aileyi düşünelim.

 

İşsiz erkek çocuğundan dolayı gelir testine tabi tutulan bu ailede kişi başına düşen gelir 300 TL olduğundan ve bu da brüt asgari ücretin üçte birinin (295,50 TL) üzerinde kalacağından, işsiz erkek çocuk için her ay 35,46 TL genel sağlık sigortası primi ödenecektir. Erkek çocuğu hasta olsun olmasın, hastaneye gitsin gitmesin 900 TL emekli aylığı ile ayın sonunu zor getiren ve işsiz oğluna harçlık vermekte zorlanan baba bunlara ilave olarak her ay oğlu için 35,46 TL’de genel sağlık sigortası primi ödeme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakılmıştır.

 

Örnek Aile-2:  Bağ-Kur’a borcu olan baba nedeniyle sağlık yardımı alamayan ev kadını anne ve yüksek lisans yapan ve çalışmayan bir erkek çocuğundan oluşan ve de işyeri dışında başka bir geliri olmayan bir aileyi düşünelim.

 

Baba Bağ-Kur borçlusu olduğundan hiçbir şekilde sağlık yardımı alamayacaktır. Ancak ailenin diğer geri kalanları isterlerse gelir testine tabi tutulabilecektir. Bu ailenin gelir testine tabi tutulduğunu farz edelim. Gelirleri maalesef 1.500 TL çıktı. Yani kişi başı 500 TL. Bu miktar asgari ücretin üçte birinden (295,50 TL) fazla olduğundan, hem anne hem de çocuk için ayrı ayrı aylık 35,46 TL genel sağlık sigortası primi ödenecektir. Yani toplamda 70,92 TL. Baba sağlık yardımı alamadığından hasta olma ve hastaneye gitme şansı ve lüksü yok. Giderse tedavi masraflarını cebinden ödeyerek tedavi olabilecek. Yani masraflar katlanacak. Çocuğun yüksek lisans eğitim harcamaları, harçlıkları da cabası. Allah bu aileye de yardım etsin.

 

Örnek Aile-3: 01/10/2008 tarihinden önce hiçbir sosyal güvencesi olmayan bir baba, çalışmayan ev kadını anne ve 25 yaşını geçmiş çalışmayan ve evlenmeyi bekleyen 3 kızdan oluşan ve oturdukları ev dışında sadece her ay sahibi oldukları ve kiraya verdikleri 2 evden aldıkları 1.500 TL kiradan başka geliri bulunmayan bir aileyi düşünelim.

 

Genel sağlık sigortası zorunluluğu nedeniyle 5 kişiden oluşan bu aile gelir testi yaptıracaktır. Bu ailenin gelir testi sonucunda kişi başına düşen gelir 300 TL olacaktır. asgari ücretin üçte birinden (295,50 TL) fazla olduğundan, baba ve 25 yaşını geçmiş 3 kız için ayrı ayrı her ay 35,46 TL olmak üzere toplam 141,84 TL genel sağlık primi ödeyecektir. Allah’tan anne kocasından dolayı bakmakla yükümlü kişi sayılarak prim ödemekten kurtulmuştur. Allah SGK’ya zeval vermesin. Buna da şükür…

 

Örnek Aile-4:Semt pazarlarında sebze-meyve satarak geçimini sağlayan ve aylık geliri asgari ücretten az olması nedeniyle Bağ-Kur muafiyetinden yararlanan ve evli olmayan bir kişiyi düşünelim.

 

Bu kişi, 1 Ocak 2012 tarihine kadar olan dönemde Bağ-Kur muafiyetinden dolayı sosyal güvenlik kapsamı dışında olduğundan sağlık primi de ödemek zorunda değildi. Ancak, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe giren zorunlu genel sağlık sigortasından kaçamayacak maalesef. Zorunlu olarak SGK’nın sağlık yardımlarından yararlanmak istese de istemese de yaptıracağı gelir testi sonucunda muhtemelen kişi başına düşen geliri asgari ücretin üçte birinden (295,50 TL) fazla olacağından, her ay kendisi için 35,46 TL genel sağlık sigortası primi ödeyecektir.

 

1 Ocak 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe giren genel sağlık sigortası uygulamasının mağdur ettiği ailelerle ilgili örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

 

Sonuç olarak, SGK’nın duyarlı(!) yöneticilerinin gerek kendilerine gelen mektuplarda dile getirilen sorunları, gerekse yukarıda izah etmeye çalıştığımız ailelerin durumlarını dikkate alarak genel sağlık sigortası uygulamasında gerekli düzeltmeleri gecikmeden yapmalarında fayda vardır.

 

“Yanlış Hesap Bağdat’tan Döner” misali, genel sağlık sigortası uygulaması gözden geçirilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları

BES’e prim ödenmesi engelli aylığının kesilmesine yol açar mı?

SGK tarafından 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunu’nun ilgili maddelerince bağlanan aylık,kamuoyunda genellikle...

10 soruda kısmi süreli çalışanların borçlanma hakkı

Yazımızda, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanların sosyal güvenlik hizmet borçlanmasına ve dikkat edilmesi gereken hususlara değinilecektir

Nikâhsız eşe ve evlilik dışı çocuklara SGK aylık bağlar mı?

Ölüm olayı, geçimleri sigortalı veya emekli tarafından sağlananlar açısından güvence sağlanması gereken riskler arasında yer almaktadır