10 Mayıs 2024

TÜİK kimin tarafında duruyor?

TÜİK; DİSK’in zorunlu olarak Bilgi Edinme Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı’na açtığı davada çıkan karara itiraz etmiş. Madem taraf değilseniz bu itiraz ne? Bitmedi: TÜİK, bir de Adalet Bakanlığı aleyhine dava açıyor. Yetmiyor, Danıştay Başsavcılığı’na TÜİK olarak “Bu kararları bozun” diyor

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) “Bu davada taraf değiliz ki” şeklinde özetlenmesi mümkün; ama kendini överek gerçeği saklaması sonucu fazla uzamış bir açıklama yaptı.

Konuyu tahmin etmişsinizdir. İki yıl önce yayımını durdurduğu “madde sepeti ve madde fiyat listesi” ve bununla ilgili açılan, hukuka aykırı davrandığı üç aşamada tescillenen ve yargı kararlarına uymadığı dava.

“Yargıya Saygılı bir TÜİK Aranıyor” başlığıyla duyurduğumuz bir önceki yazıda, TÜİK’in, bu verileri kamuoyuna açıklaması gerektiğini bildiren mahkeme kararlarına uymadığını paylaştık.

Hatırlatalım: DİSK’in açtığı davada idari yargı, TÜİK’in bu tutumunun hukuka aykırı olduğuna karar vermişti.

Açıklama metnini okuyunca ne düşüneceğimi bilemedim. Bu metni, bu şekilde yazdırabilen olası siyasi baskıyı ve bundan kaynaklanan endişeyi anlamama rağmen üzülmekten kendimi alamadım. Saklanan verilerin ardından artan kuşkuları, kuşku duyulan enflasyon verilerine göre belirlenen maaşları, bu maaşlarla, aylıklarla yaşamak zorunda kalan emekçileri/emeklileri, çay içemeyen öğrencileri, çocuğuna okul için yemek koyamayan milyonları düşündüm.

Açıklamanın başlığı şöyle:

“TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMUNUN VERİLERİNİN GÜVENİLİRLİĞİNE YÖNELİK İDDİALARA İLİŞKİN KAMUOYU DUYURUSU”

TÜİK’in nasıl çalıştığını, hangi metotları, hangi kaynakları kullandığını ve ne kadar güvenilir olduğunu anlatan bölümlerin sonuna doğru, asıl meseleyle ilgili kısım şu:

Diğer taraftan; “TÜİK’e Açtığımız Davayı Kazandık” konulu haberlere ilişkin olarak yayımlanan 26.04.2023 tarihli kamuoyu duyurumuzda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, bu konuda, TÜİK’e karşı açılmış bir dava bulunmamakta olup Kurumumuz bahsi geçen davada taraf değildir ve ilerleyen günlerde Kurumumuza intikal eden bir yargı kararı olması durumunda, kararın içeriğinde yer alan bilgiler doğrultusunda hukuken gerekli olan adımların atılacağı açıktır.”

Demek taraf değil…

Burada söylenen çok özetle: “Biz bu davada taraf değiliz. DİSK bize dava açmadı.”

Ama bu ifadede sade vatandaşın hemen anlamakta güçlük çekeceği ustalıklı bir çarpıtma, hatta manipülasyon var. Çünkü DİSK, bu konuda TÜİK’e doğrudan dava açsa hiçbir sonuç alamayacak. Bu bir.

İkincisi ve belki daha da önemli ayrıntı şu:

TÜİK; DİSK’in zorunlu olarak Bilgi Edinme Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı’na açtığı davada çıkan karara itiraz etmiş.

Madem taraf değilseniz bu itiraz ne?

Bitmedi: TÜİK, bir de Adalet Bakanlığı aleyhine dava açıyor.

Yetmiyor, Danıştay Başsavcılığı’na TÜİK olarak “Bu kararları bozun” diyor. Yani TÜİK, dünkü açıklamasında taraf olmadığını dünya aleme duyurduğu bir davada kararlara resmen itiraz ediyor. (Belgesini yazının sonunda göreceksiniz.)

Bu konuyu başından itibaren yargıya taşıyan DİSK’in Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’na açıklama hakkında ne düşündüğünü sordum. Yanıtı:

“Biz CİMER üzerinden bilgi talep ettik… TÜİK CİMER üzerinden yaptığımız başvuruyu reddetti. Bunun üzerine Bilgi Edinme Kuruluna itiraz ettik. Bilgi Edinme Kanununa göre itiraz Kurula yapılabiliyor. Bilgi Kurul başvurumuzu reddetti. Bunun üzerine Bilgi Edinme Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı’na karşı dava açtık. Kararda TÜİK'in madde fiyat listesini açıklaması gerektiği belirtildi. Dava istinafta onandı kesinleşti. TÜİK'in Danıştay'a yaptığı kanun yararına bozma başvurusu da reddedildi. Bunun üzerine Kurul TÜİK'e kararın gereğini terine getirimesi için bildirimde bulundu. TÜİK bunun üzerine Adalet Bakanlığına dava açtı. Kaybetti.”

Bir an inansak bile

Yani DİSK; bu verilerin yayımı durdurulunca, yasalar gereği izlemek zorunda olduğu yolu ve usulü takip ediyor. TÜİK’e dava açabileceği halde açmamış da sırf öyle tercih ettiği için Adalet Bakanlığı’na dava açmış değil.

Fakat TÜİK’in açıklamasından tam olarak böyle bir anlam çıkıyor. “Bize dava açılmadı. Onun için uymamız gereken bir mahkeme kararı da yok.”

Oysa bu davanın özü, gerekçesi, bütün dayanağı, zaten TÜİK’in veri karartması.

Danıştay’a “Bu kararı bozun” diyen kim?

Bir an için TÜİK’in “Davada taraf değiliz” dediği yazılı açıklamaya inanalım.

O zaman TÜİK’e demezler mi, “O zaman neden verilerin yayımlanması gereğine hükmeden yargı kararı hakkında, Danıştay Başsavcılığı’na başvurup kanun yararına temyiz istiyorsunuz?”

Hem Danıştay Başsavcılığı’na TÜİK tüzel kişiliği ile başvurup hem de “TÜİK taraf değil” diye kamuoyuna açıklama yapmak nasıl bir tutarlılık?

Gerçeğin çarpıtıldığı bu açıklamayı okurken, Yap İşlet Devret modeliyle yaptırılan otoyol, havalimanı tünel projelerinde, fiyat artışlar için, neden ABD ve Avrupa İstatistik Ofisleri verilerinin neden temel alınacağı şartının konulduğunu anladım.

Ve ülkem adına gerçekten üzüldüm.

Uluslararası bankerlere ve müteahhitlere garantili ödeme yaparken, kendi ülkesinin değil, Avrupa’nın ABD’nin istatistik ofislerinin verilerini esas alma taahhüdü veren sözleşmeler elbette halktan saklanırdı!..

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir "kaçış rampası" olarak Dışişleri Vakfı

Şimdiden "Paralel Dışişleri" diye nitelenmeye başlanan Vakıf girişiminin, üç yıllık tasarruf genelgesinden bir kaçış olduğu açık

Şimşek'e kimler soru sorabilir?

Tasarruf tedbirleri konusunda "dostlar alışverişte görsün" mahiyetindeki toplantının biz gazetecileri ilgilendiren en önemli boyutu; güya bu kadar önem atfedilen, haftalar öncesinden davul çalar gibi anons edilen bu toplantının bitiminde soru alınmamasıydı

Yargıya saygılı bir TÜİK aranıyor

Yeni Anayasa konusunda, TÜİK'in bilgi karartmasından, yargı kararına uymamasından zerre rahatsızlık duymayan bir iktidar partisinin ardına düşülür mü?