27 Eylül 2018

Aşkın cinsiyeti

Biz aşkın analizlerini yapıp en mükemmel aşkı bulmaya çalışırken onun muazzam bir duygu olduğunu anımsayabiliyor muyuz?

Erkekler aşkı şöyle yaşıyor, kadınlar aşkı böyle yaşıyor. 

Erkekler aşka şöyle bakıyor, kadınlar böyle bakıyor. 

Biz aşkın analizlerini yapıp en mükemmel aşkı bulmaya çalışırken onun muazzam bir duygu olduğunu anımsayabiliyor muyuz? 

Aşkın bir cinsiyeti var mıdır? Olsaydı kadın mı olurdu, erkek mi? 

Kadınlar ve erkekler aşkı farklı şekillerde mi yaşarlar? Haydi, aşk diyerek idealize etmeyelim de, kadın ve erkek ilişkiye farklı mı yaklaşır? 

Haydi ama, bırak şu cinsiyetçi söylemleri diyen kaç kişi var? Kadın ile erkeğin ilişki ihtiyaçları arasında bir fark yoktur, senin gibi cinsiyetçi düşünenler bu farkı yaratıyor diyenlere selam olsun! 

Doğru ama eksik bir bakış açısına sahipsiniz. 

Aşkın cinsiyeti yoktur. Gelgelelim insanların cinsiyetlerinden öte enerji açısından ağırlıkları vardır. 

Bildiğimiz kadın erkek imgelerinden uzaklaşalım. Dişil ve eril enerjiye odaklanalım. 

Herbirimiz nasıl ki fiziki olarak anne ve babalarımızın birleşiminden oluşuyorsak, enerji alanlarımızda dişil ve eril enerjinin birleşiminden oluşuyor. 

Bu enerjiler ise bizim ilişki, sevgi, aşk ve cinsel hayatlarımızın temel belirleyicileri oluyor. 

Dişil enerji yaratıcıdır. Çağrışımlarla üretim yapma yeteneği yüksektir. Esnektir, şefkatlidir, içe dönük işlerde uzun soluklu çalışmalar yürütebilir. Kendini daha çok sevgiye ve sevgi sunmaya açmakla ilgilidir. Dişil enerji daha çok evde bulunur. Dişil enerji boşlukları sevmez, bulunduğu her alanın tamamının dolu olmasını arzular. Ani fırtınalar ile ani iyileşmeler sağlar. 

Eril enerji hedef odaklıdır, hızla ilerleyip koyduğu hedefi elde etmeye odaklanır. Serttir, daha çok güç odaklıdır. Konular ya da olaylar arasında geçiş yaparken strese girer. Bu ne demek? Bir kadını düşünün bir taraftan yemek yaparken diğer taraftan çocuğun sorusuna cevap verir. O sırada gelen telefona cevap verir, tabakları masaya koyar ve yemeğin tuzunu ilave etmek için ocağa döner. 

Eril ve dişilin buluşması ise, erilin dışa akması dişilin içe dönük olmasından kaynaklanır. 

Dişil olmadan eril enerji yüksekliği tecavüz, kâr, rekabet, faşizm gibi sivri etkiler ortaya çıkarır. Ülkemizin enerjisi ne ola ki? 

Dişil yüksek olduğunda enerji açılır ve kapanır ama ilerleme çok zayıftır. Farklı alternatifleri görmek, daha iyiye geçmek için hareket etmek de zorlanır. Mutlaka dışarıya, yukarıya doğru akan bir eril enerjiye ihtiyaç duyar. Dişil enerji eril ile dengelenmediğinde kara delik gibidir, her şeyi içine çeker ve yok eder. 

Bu yukarıda yazan her şeyin cinsiyet ile ilgili olmadığını vücudumuzdaki enerji dengesi olduğunu hatırlatmak da fayda var. Peki bunların aşk ve ilişki ile ne ilgisi var?

İlişkileriniz sizin ve partnerinizin enerji dengesine uygun olarak oluşuyor. Eril enerjisi yüksek bir kadınsanız karşınızda dişil enerjisi yüksek bir adam gelecektir. Tam tersi de olabilir. Bu ne demek?  Tüm kararları kadının verdiği, planların kadın tarafından yapıldığı bir ilişkide eril enerjisi yüksek bir kadından bahsediyoruz. 

Bu kadar uç noktalara gitmeden de ilişkide enerjisel rol bölüşümleri cinsiyetten farkılılık gösterebilir. Göstermesinde de bir anormallik yok. 

Dişil enerjinin dünyada yükselmesi çok önemli. Doğa tüm yaratıcılığı ile dişidir. Doğaya davranışımız dişil enerjiye verdiğimiz değeri gösterir. Dünyanın kurtuluşu, yaşamımızın devamı için kadına, dişiye saygı duymak temel direk. 

Rekabet ve başarı odaklı çalışma enerjisel dengelerimizi bozduğu gibi dünyanın da dengesini bozdu. 

Şimdi hem özel hayatta hem sosyal hayatta enerji dengelerini yeniden düzenlemek gerekiyor. 

İnsanlığın dersi çok. 


www.canakademisi.com

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yetişkinlikte mutlu ve özgür olmanın yolu nedir?

Yolunda gitmeyen durumlara neden olan yaklaşımları bulup onları daha anlamlı, daha yaşanabilir biçimde yaşamımıza yerleştirdiğimizde var olana katkı sunmuş, üretken bir kimliğin içine girmiş oluyoruz. Buna ise yetişkinlik deniyor

En az üç çocuk ve ekonomik kriz

İktidara duyulan güven ve onun teşvikleri ile üç ve daha fazla çocuk doğurmuş aileler için krizin boyutları çok daha ağır hissediliyor

Düş görenleri uyandırma zamanı geldiyse açılsın perde

Belki de olması gereken bir hikâyenin parçalarını tamamlıyoruz hep beraber, bir şey ya da biri eksik kalsa bozulacak hikâye