19 Temmuz 2017

Kader ağları nasıl örülür?

Hayalime giden tüm bu basamakları belirledikten sonra başlıyorum anı yaşamaya!

Gerçekleşmesini çok istediğiniz bir şey var diyelim. O her ne ise, bir gerçek olsa, ah bir olsa, çok mutlu olacaksınız. 

Var gücünüzle de, bunun için çalışıyorsunuz, elinizden geleni yapıyorsunuz. 

Hikaye farklı da olabilir. Gelecek olan yıllarınızda rahat ve tasasız yaşamak istiyorsunuz. Bunun için emek harcıyorsunuz. Diyelim ki, emekli olup yaşlılığınızı rahat geçirmek istiyorsunuz. Her gün dükkanı bu nedenle açıyor, işe bu nedenle gidiyorsunuz. Tüm gününüz işte geçiyor. 

Daha farklı bir hikaye de olsun, şurada dursun. Küçük çocuğunuz var, hayat bu, kimin kaç yıl yaşayacağı belli değil, ardınızda ona bir ev, biraz para filan bırakmak istiyorsunuz, bunun için çalışıyorsunuz. 

Son hikayede siz bir akademisyen olun, ister laboratuvarda insanlık için çalışın, ister börtü böcek gözleyip doğanın dengesini çözmeye çalışın, isterseniz literatüre girecek bir makale üzerinde çalışın. 

Yaptığınız her ne ise, kendinizi adamış durumdasınız. Hayatınızın en önemli uğraşısı o. 

Siz tam istim tutturmuş giderken, biri geliyor ve size diyor ki; 

“Anı yaşa!” 

Haydaa, ne saçma!

Anı yaşarsak, gelecek ne olacak? Hayaller ne olacak? Oysa, siz hayalleriniz için çalışıyordunuz, çalışırken geleceğinizi inşa ediyordunuz. Başka bir bakış açısıyla kaderinizi örüyordunuz.

Şimdi anı yaşarsak, kim örecek bizim kaderi? Kurda, kuşa yem olmak var. 

Aslında geleceğinizi inşa etmek, kaderinizi örmek sadece anı yaşamakla mümkün, biliyor musunuz? 

Anı yaşamak, her şeye boş vermek ve ayakların yerden bir karış yukarıda öyle lumpen lumpen gezmek değil. 

Aslında bunların çok dışında bir duruma işaret ediyor. 

Benim bakış açımla, iki üç tane çok temel unsur barındırıyor; gücünü almak, plan yapmak ve harekete geçmek.

Sihirli formülü veriyorum! 

Benim on yıl sonrası için bir hayalim var. Hayalimin ne olduğuna tam olarak karar verdim. O hayal ettiğim şeyi gerçekten istediğimden de eminim. Yaşamımdaki diğer bütün her şey ile onu gerçekleştirebileceğime inanıyorum. Hayalimin bir ismi var. O ismi zihnimde neon ışıkla bir panoya yazılmış olarak tutuyorum. Sürekli ışıl ışıl. Ne zaman düşünsem ışıkları yanıyor. Bu bölüm gücünü alma ve fark etme kısmı.

On yıl sonraki hayalime giden bazı basamaklarım var. Mesela bir ay sonrası, altı ay sonrası, bir yıl sonrası, üç yıl sonrası, beş yıl sonrası ulaşmayı planladığım yerler var. Tüm bu basamaklar birbirine bağlı ilerliyor. 

Hani, ben Antalya’ya gideceksem, bir ay sonra Hatay’a, altı ay sonra Trabzon’a gitmiyorum. Trabzon üzerinden Hatay’a gidip oradan Antalya’ya geçebilirim, bu kabul edilebilir. Bu bölüm plan yapma kısmı.

Hayalime giden tüm bu basamakları belirledikten sonra başlıyorum anı yaşamaya! 

Antalya’ya gideceğim. Bir ay sonra Ankara’da olmayı hedeflemişim. Bir ay sonraki hedefimi gerçekleştirmek için o an içinde yapabileceğim ne ise onu yapıyorum. Amaçlarım için geniş zamanlar beklemiyorum, projem ne kadar büyük olursa olsun biliyorum ki, küçücük parçacıklardan oluşuyor.  O an koşullarıma ve zamanıma uygun yapabileceğim ne ise, büyük projenin yanında sinek vızıltısı gibi duruyor olsa dahi, yapıyorum.  Belki gidip arabaya benzin almak, belki otobüs bileti almak, belki de ne ile gideceğime karar vermek, seçim yapmak ve bunu eyleme dökmek. 

Evimin derli toplu olmasını istiyorum. Temiz olsun istiyorum, düzenli olsun istiyorum. Tüm bunlar için bahar temizliği yapmayı beklemek yerine, işe gitmeden önce sahip olduğum üç dakikalık zamanda televizyonun tozunu alıyorum. Akşam eve döndükten sonra yemekten sonra biraz hareket olsun diye, belki orta sehpayı da silerim. Zamanı gelsin düşünürüm ama, şimdi televizyonun tozunu alıyorum. 

O an içinde eylem olarak gerçekleştirebileceğim ne ise, onu yapıyorum. 

Hedefler her zaman tutmaya bilir, aslında o hedefler illa o noktaya gitmek için yazılmış olmaya da bilir. Onlar ölçüm noktalarım. O zamanlar gelince “hedefim nerede, ben neredeyim?” diye sormak için var. Neler gerçekten işe yaramış, neler yaramamış anlamak için, gerekirse bir sonraki hedef noktayı değiştirmek, belki de araya başka hedef noktalar koymak için. 

Hayat bir oyun, hayatınızı yönetmek mi istiyorsunuz, hayatınızın piyonu olmayı mı? 


www.canhayatakademisi.com

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yetişkinlikte mutlu ve özgür olmanın yolu nedir?

Yolunda gitmeyen durumlara neden olan yaklaşımları bulup onları daha anlamlı, daha yaşanabilir biçimde yaşamımıza yerleştirdiğimizde var olana katkı sunmuş, üretken bir kimliğin içine girmiş oluyoruz. Buna ise yetişkinlik deniyor

En az üç çocuk ve ekonomik kriz

İktidara duyulan güven ve onun teşvikleri ile üç ve daha fazla çocuk doğurmuş aileler için krizin boyutları çok daha ağır hissediliyor

Düş görenleri uyandırma zamanı geldiyse açılsın perde

Belki de olması gereken bir hikâyenin parçalarını tamamlıyoruz hep beraber, bir şey ya da biri eksik kalsa bozulacak hikâye