13 Aralık 2016

BTK'nın 2017 bütçesi 2,885 milyar TL olarak TBMM'den geçti

BTK özerk olsun diye masraflarını sektörden alıyor

Telekom sektöründeki vergilerle, dünyanın en yüksek vergi oranlarına sahip olduğumuzu bir çok kez yazdık, çizdik. Bunun nedeni, sektörün büyük işlem hacmi içinde alınan rakamların önemli meblağlara ulaşabilmesi ve hükümetin buna göz koyması. Ama aslında bu rakamlar hepimizin cebinden “dolaylı” çıkan vergiler durumunda. Paket fiyatlar içinde göze görünmüyor ama 1/3 kullanım yapıp, 2/3 vergi ödüyoruz.  Üstelik yıllardır.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının 2017 Yılı Bütçe Görüşmeleri bu hafta TBMM Genel Kurulu'na geldi ve gelecek hafta içinde tamamlanması bekleniyor. Görüşülen bütçelerden birisi de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na bağlı kurumlardan olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bütçesiydi. Cuma akşam saatlerinde genel kurulda 2,885 milyar TL olarak onay aldı.

Ama bu paranın Hazine tarafından BTK’ya aktarıldığını düşünmeyin. Bu para adeta bir dolaylı vergi olarak operatörlerden alınıyor. Diğer KDV, ÖİV, Hazine Payı filan gibi rakamların üzerine.. Tabi onlar da bizden yani kullanıcılardan alıyorlar. Faturalarınıza bakarsanız, görebilirsiniz.

2007’de yayınladığımız bir yazıda operatör karı dahil 34 TL konuşma yaptığımızda, vergiler dahil 100 TL fatura çıktığını belirtmiştik [1]. Hala durum aynı.. Bir farkla, o hesabın içinde, bu yukarıdaki 2,9 milyar TL yok. Bunu da ilave edersek, durum biraz daha katlanır.

Bu arada kaydedelim; o yazıdan sonra hükümet % 15 Hazine Payını sakladı (yani bu rakam faturalardan çıkarıldı, firmalardan ciro içinde alınmaya başlandı, dolayısıyla faturalarımızda artık bu rakam gözükmüyor ama hala var). 

BTK özerk olsun diye masraflarını sektörden alıyor


BTK, Telekomünikasyon Kurumu (TK) adıyla 2000 yılında, telekom sektörünün serbestleşmesini ve telekom piyasasının oluşmasını sağlamak amacıyla "ÖZERK" bir kurum olarak kurulmuştu.  

Yani telekomünikasyon sektörünün düzenini oluştururken, tarafsız olsun diye özerkti ve öyle kalsın diye de, idari ve personel giderleri gibi masrafları için firmaların cirolarından pay alıyordu.

Ama 10 Kasım 2008'de Resmi Gazete'de yayınlanan 5809 sayılı yeni Elektronik Haberleşme Yasası, bunu değiştirdi. BTK'nın hem adı (içine Bilişim Teknolojilerini ilave ederek) değişti, hem de özerk'liği bitirildi.  

Ama zaten AKP döneminde, özerk olduğu da görülmedi. Vizyoner bir bakışla, öneri götüren bir kurum olamadılar. Onun yerine “emir” ile ve “siyasetin gölgesinde kaldılar. Bu nedenle de, bugün geldiğimiz durumda, telekom altyapısı çok eksik, yetkilendirmeler geri alınıyor, Türk Telekom büyük bir borcun altında ve diğer telekom firmalarının gelirleri de $ bazında bakıldığında yıldan yıla geriliyor.

BTK’nın özerkliği kaldırılıp, devlete bağlandığında, gelirleri de devlete bağlanmadı. Aynen kaldı. Bu gelir kaynaklarına basitçe bakarsak:

·       Lisans almış firmalardan yıllık olarak ve cironun belli bir kısmını, piyasa oluşturma hizmetinin karşılığı olarak alıyor.

·       Lisans ücretleri alıyor

·       Serbestleşen ve "kar" amaçlı çalışacak olan firmaların gitmeyeceği küçük yerleşim bölgelerine hizmet götürmek için "Evrensel Hizmet Fonu" adı altında ve yine ciro ile orantılı bir başka gelir daha elde ediyor. Bu gelirin bugüne kadar çok az bir kısmı kullanıldı. Gerisi kullanılmadı. Bu da eleştiri konusu.

·       Ayrıca, lisans almış firmalara kurallara (regülasyona) uymama nedeniyle ceza da kesebiliyor. Bu da bir gelir kalemi olarak kaydediliyor.

·       Çeşitli başka gelirler (cep telefonlarından alınan yıllık ve bir kerelik telsiz ücretleri)


İşte bütün bu kalemlerin toplamı 2017 için 2,885 milyar TL olarak bütçelenmiş. Bütçe TBMM'den onaylanarak geçti. Gelirin içindeki kalemler şu şekilde verildi:
 

·       01 Genel Kamu Hizmetleri 395.556.000

·       03 Kamu Düzeni ve Güvenlik Hizmetleri 51.000.000

·       04 Ekonomik İşler ve Hizmetler 2.438.444.000

Önceki yıllara bakarsak, BTK basitçe, bütçesinin 1/4’ü kadarını personel ve idari giderler olarak harcıyor. Geri kalanını ise Hazine’ye aktarıyor. Yani dolaylı vergi haline dönüştürüyor.. Üstelik yukarıdaki 100 TL içindeki 66 TL verginin dışında bir rakam bu.


Avrupa Birliği, firmalardan alınan yüzde oranını yüksek buluyor

 

 


Avrupa Birliği yıllık ilerleme raporunda BTK'nın firmaların cirosundan aldığı % 0,035'lik gelirin yüksek olduğunu ikaz etmişti. Çünkü BTK’nın alması gereken para kendi masrafları kadarı olmalıydı. Ama BTK daha fazlasını alıyor. Hükümet bu olaya adeta bir dolaylı vergi tahsilatı olarak yaklaşıyor.

Dolayısıyla hükümet, telekom hizmetlerinden aldığı, % 18 KDV, % 15 cironun içine gömülmüş olan Hazine Payı, % 25 Özel İletişim Vergisi (İnternette daha düşük) ve diğer yıllık ve bir kerelik telsiz ücretleri ile zaten kullanım ücretinin 2 katı kadar vergi alıyor. Üstüne bir de BTK üzerinden bu gelirleri alıyor.  

Bu arada yıllardır sorulan bir başka soru da şu; mobil telefondan neden yıllık telsiz ücreti alınıyor? 

Cemal Okan Yüksel: BTK 10 yılda 108 bin siteyi kendi engelledi

Bütçe görüşmeleri sırasında CHP adına konuşan Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel, merak edilen bir istatistiki bilgiye değindi. Buna göre, BTK'nın bugüne kadar engellediği site sayısı 116 bin ve bunların % 94'ü olan 108 bin engellemeyi res'en yani kendi kendine yapmış. 

Erişim engellemeler 5651 sayılı ve 2007'de yürürlülüğe giren bir kanun çerçevesinde, mahkeme kararları ya da BTK'nın re'sen verdiği kararlar ile yapılıyor. 2014 başında kanun çok önemli değişikliklere uğradı. Ondan önce de re'sen kararları nedeniyle eleştirilmekle birlikte, 2014'den itibaren yapılan değişikliklerle ilgili çok fazla eleştiri var. Yeni maddelerin çoğunluğu maalesef hukuka aykırı. Ancak buna rağmen uygulamalar sürüyor. Örneğin, erişim engelleme ister mahkeme, ister BTK tarafından yapılsın, sitenin herhangi bir söz ya da savunma hakkı yok. Hatta binlerce sayfa arasında, hangi sayfanın engellenmiş olduğundan habersiz bile olabilir. 

Şimdi Cemal Okan Yüksel'in BTK'nın site engellemelerini eleştirdiği bu konuşmasına bakalım:
 

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim konum da BTK. Bundan yirmi yıl önce BTK diye bir kurum olsa idi yirmi yıl önce bütçe görüşmelerinde onun da bütçesi görüşülecekti. Bu kürsüye çıkan muhalefet milletvekilleri bilgi teknolojilerinin hızla geliştiğini, dünya ekonomisinde paylarının hızla arttığını gösteren istatistikler paylaşacak, biz bu yarışın neresindeyiz diye sorup iktidarı sıkıştırmaya çalışacaklardı. 

Yani bir muhalefet milletvekili olarak yapmam gerekenin ne olduğunu pekâlâ biliyorum ama siz de pekâlâ biliyorsunuz ki 2016 Aralığında AKP'nin on dört yıllık iktidarının ardından yapılan bu görüşmelerde böyle konuşmalar yapmak komik, ölüm döşeğindeki bir hastanın kuaför ihtiyacından bahsetmek gibi. 

2016 yılında kaç kişiyi dinlediniz diye sorsam, kaç siteye erişimi engellediniz, daha kaçına erişime engellemeyi düşünüyorsunuz, İnternet'i tamamen mi kapatmayı düşünüyorsunuz diye sorsam veya ulusal güvenliğimizi tehdit eden siber saldırılara karşı ne yaptınız diye sorsam o zaman Türkiye'nin ne hâlde olduğunun farkında olduğu belli olur. 

Bu sorularımı duyan bir vatandaş "Ha, işte bir vekil memleketinin durumunun farkında." der ama o da bilir, siz de biliyorsunuz ki bu soruların manası yok artık.

Türkiye, Freedom House'in İnternet Özgürlüğü Raporu'nda geçen yıl kısmen özgür ülkeler arasındaydı, bu sene 3 basamak daha gerileyerek İnternet'in özgür olmadığı ülkeler arasına girdi. Son on yıllık dönemde sansürlenen ya da kapatılan İnternet sayfası 116 bin. Bunun yüzde 94'ünü yani 108 binini BTK kapattı. 

Ya da Türkiye'deki tüm bilgisayarların yüzde 48'i zararlı yazılımlardan etkilenmiş durumda. Bu konuda dünya 2'ncisiyiz desem, bu BTK İnternet'i yasaklamak haricinde ne iş yapıyor diye sorsam... 

Bizim, medeni bir ülkenin medeni insanları olarak, bu Mecliste BTK bütçesi konuşulurken "Dünya bilgi teknolojilerinde nereye gidiyor?", "Biz dünyanın neresindeyiz?" sorularını sorup cevap aramamız gerekirdi ama yapamıyoruz çünkü medeni bir iktidarın yapması gerektiği gibi yapıp "Herkesin her yere erişimini nasıl sağlarız?" diye düşüneceğine "Şu siteyi hangi bahaneyle kapatabiliriz? Bahane bulamadık, KHK çıkartıp kapatabilsek." diye düşünen bir iktidar var, 

"Ne yapıyorsunuz?" diye soranı "vatan haini", "terörist" diye linç eden tetikçileri var. İyi ki memleketimizde iktidarın tetikçilerinin iddia ettiği kadar vatan haini yok ama hiç yok da değil. Örneğin bir bölümü KPSS sorularını çalıp kendi adamlarına dağıttılar, bir yığın insanın hakkını gasbettiler. Aynı insanlar sadece bizi değil, AKP'ye oy veren insanları da yasa dışı yollarla dinlediler, elde ettikleri bilgilerle şantaj yaptılar. Yaptıkları ihanet deşifre edilince de onları tutuklayıp hapse attılar, iktidarın umurunda olmadı. 

İktidar, o zaman vatan hainleri karşısında kedi gibiydi, ne zaman kendilerini de dinlediklerini anladılar, aslan kesildiler. Ne anlıyoruz? Hainler, AKP'ye oy verenler de dâhil vatandaşın işini, aşını çalabilir, ülkenin ordusu tarumar edebilir, bütün ihaleleri kendi kasalarına akıtabilir, kanunları suçlayabilir, yine de suçlu olmaz amma iktidarın telefonları dinlenirse, bir de bu dinledikleri afişe olursa vay teröristler!

Bizim bu Mecliste BTK bütçesi konuşulurken dünya nereye gidiyor, biz neresindeyiz sorularını sorup cevap aramamız gerekirdi. Bu sıralarda oturan bizden önceki binlerce milletvekili öyle yaptı. Elbette, bir yığın kusuru vardı o zamanki Türkiye'nin ama sağlıklı bir Türkiye'ydi, sağlıklı ve kusurlu. 

Şimdi… Şimdi hasta bir ülkede yaşıyoruz. Hani beğenmezsen beğenme, biz zaten Şanghay Beşlisine gireceğiz, onlar bizi bu hâlimizle pek beğeniyorlar diyorsanız oraya yakışırsınız bak! İnternet özgürlüğünün dert edildiği yerler değil oraları. 

Yakışırsınız Şanghay Beşlisine diyeceğim de orada da işiniz zor. Örneğin, Çin, baktı ki cep telefonu sektörü hızla gelişiyor, baz istasyonu yapmaya başladı, sektöre ilk girdiğinde sektörde alay konusu oldu, şimdi dünyadaki istasyonların yarısından fazlası Çin malı. 

Yani… Yani, siz bu kafayla Şanghay Beşlisinde bile çuvallarsınız. Siz sadece "Yasak hemşehrim." demeyi biliyorsunuz. Satacak mal üretemeyince ekonomi dara giriyor, dolar yükseliyor, sonra diyorsunuz ki: Üst akıl savaş açmış, falanmış filanmış… Hadi, canım sende! 

 

Bakan Arslan: VPN kullanıcıları fişlenmiyor

 


UDH Bakanı Ahmet Arslan da bir konuşma yaptı ve eleştiri ya da sorulara cevap verdi. Türksat AŞ'nin kanalları kapatması konusunda Arslan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından lisans iptali veya iletişimle ilgili sonlandırma kararı olmadan Türksat AŞ'nin işlem yapmadığını, Türksat'ın borcun ödenmemesiyle ilgili ihbarda bulunduğunu, bunun gereğinin yerine getirilmediği durumda işlem yapıldığını söyledi;

İnternet, sosyal medya ile VPN kullanıcılarıyla ilgili eleştirilere de değinen Arslan, şöyle konuştu:

"Bazen yoğun kullanımdan, bazen network arızalarından, bazen de siber saldırılardan dolayı yavaşlatma ve kesintiler olabilmektedir. Mahkeme kararı ve özellikle güvenlik gerekçesiyle de yapılan kesintiler, hukuka uygun olarak yapılmakta. Ulusal ve kamu güvenliği gerekçesiyle zaman zaman geçici tedbirlere başvurulabilmekte diye arkadaşların ifadesi var ama VPN kullanıcılarının fişlenmesi gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Bu, doğru bir ifade değil. Alınan tedbirlerle terör gibi amaçlarla kullanımların kısıtlanmasına yönelik tedbir uyguluyoruz."

"Dinlemeler ortadan kalktı mı?" sorusuna Arslan, 2013 yılından sonra Telekomünikasyon İletişim Başkanlığındaki (TİB) personelin yaklaşık yüzde 85'inin uzaklaştırıldığını, Kanun Hükmünde Kararname yetkisiyle de ilişiklerinin kesildiğini söylerken, yasa dışı dinlemenin söz konusu olmadığını belirtti :
 

"TİB, şimdi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) içine alındı. BTK'nın böyle bir şey yapması söz konusu değil. Kaldı ki gayriresmi böyle bir şey olması durumunda hem suç olduğunu hem yasal olarak da bir anlam ifade etmediğini vurgulamakta fayda var." 

İnternetin pahalı olduğu şikayetlerine karşı ise, serbest piyasa ölçüleri çerçevesinde internetin pahalılığının biraz göreceli olduğunu iddia eden Arslan, yeni düzenlemelerle internet fiyatlarının düşürülmesiyle ilgili BTK olarak çalışmalarının bulunduğunu söyledi. 

[1] Son 10 Yılda 108 Bini BTK Tarafından Olmak Üzere Engellenen Site Sayısı 116 Bin

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur