19 Aralık 2016

Teknoloji devleri, Trump'ın Müslümanları fişleme talebine ne cevap verdi?

Trump, ulusal güvenliğe yaklaşımının bir parçası olarak Müslümanlara karşı agresif taktik izlemeye niyetli olduğunu açıklamıştı...

Siyasetçi olmak da zor; önce oy verenlerin kafasını çelecek bir sürü vaatte bulunacaksın. Sonra da bu vaatleri yerine getirmeye uğraşacaksın. Trump efendi de bunu yapmaya çalışıyor ve bela yaşıyor. Çin ile atışmaları bir yana, çeşitli başka vaatleri yanında, başkanlık kampanyası boyunca Donald Trump, ulusal güvenliğe yaklaşımının bir parçası olarak Müslümanlara karşı agresif taktik izlemeye niyetli olduğunu açıklamıştı. 

İşte bu çerçevede kasım sonlarından bu yana konuşulan konulardan birisi "Muslim Registry" olarak adlandırılan bir veri tabanı. Bu veri tabanına ülkeye yeni girecek göçmenlerle, halen yaşamakta olanlar kaydedilecek gibi gözüküyor. Halen ülkede 3-5 milyon arasında Müslüman nüfus olduğu kaydediliyor. Tüm nüfusun % 1-2 aralığında. Din şimdiye kadar "kişisel veri" sayıldığı ve Amerikan anayasasına göre sorulmaması gerektiği için tam sayı bilinmiyor. Amerikan anayasında 1789 yılında James Madison tarafından 1789'da yazılan madde, özel ve kamusal dini konularda hükümet müdahalesine karşı özgürlüğü garanti ediyor. 

Ama Intercept sitesi aralık başında Başkan seçilen Trump'ın, Facebook, Twitter, Microsoft, Apple, Google ve diğer teknoloji firmalarını Müslümanların kayıt edileceği bir ulusal veri tabanını oluşturup, oluşturmayacakları konusunda sorguladığını yayınladı [1]. İlginç olan o tarihte Twitter [2] dışındaki firmaların bu soruya "olumlu" cevap vermiş olmaları. Apple'ın San Barnardino saldırısındaki iPhone şifrelerini vermediğini hatırlarsanız, şimdiki yaklaşım tuhaf [3]. 

Çünkü olayın "kişisel veriler"le ilgili boyutu bir yana, medeni dünya bu mudur? Yeniden "ırkçı" dönemlere mi dönüyoruz? Zaten, internet devleri, bunu yerine getirirse, Müslüman kullanıcılarını kaybetmez mi?

Buna rağmen, ilk başta teknoloji devleri olaya ters bakmadı. Hatta katkıda bulunacaklarını söylediler. Neyse ki sağduyulu insanlar var. Tepkiler gecikmedi. Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi Ulusal Sözcüsü İbrahim Hooper, "Bunu Nazi savaş öncesi hariç, başka ne ile karşılaştırabilirsiniz?" diye sordu. IBM'in, Nazi Almanyası'nın soykırımı bilgisayarlaştırmasına yardım ettiğini hatırlatanlar oldu [4].

Ama en büyük tepki Silikon Vadisi'nden geldi[5]. Google, PayPal, Twitter gibi teknoloji firmalarından 320 mühendis bir dilekçe imzaladılar. Adeta isyan eden mühendisler, dilekçelerinde "İnsanları, anayasa tarafından garanti altına alınmış dinsel inançlarına göre sınıflandıran bir veri tabanı yapmayı reddediyoruz" yazdılar [6].
 


New York'un ilginç belediye başkanı Bill De Blasio [7], Trump'un Müslümanları bir veritabanında kayıt ettirmesini şart koşarsa, federal hükümeti dava edeceğini açıkladı ve bir konuşmasında Trump'un birkaç önerisini ayıpladı : "Halkımız için ayakta kalabilmek için elimizdeki tüm araçları kullanacağız" dedi.


Son durum


Bu tepkilerden ve imza sayısı da 1000'leri aştıktan sonra, teknoloji devleri birer birer geri adım atmaya başladılar. En son Uber, Google ve Apple'dan gelen açıklama, Müslüman Veri tabanı yapmayacakları şeklinde. Facebook, Microsoft ve Twitter daha önce aynı açıklamayı yapmışlardı. 

Ama CEO'su Trump'ın danışman ekibine katılan Oracle'ın henüz herhangi bir açıklama yapmadığını hatırlatalım. Çünkü Oracle bir yandan son tüketiciye servis veren bir firma değil. 

Diğer teknoloji devlerinin en önemli sermayesi ise kullanıcıları. Bu kullanıcıların önemli bir kısmının müslüman olması bir yana. Bu tür bir yaklaşıma girmeleri durumunda, diğer din ya da inanışlardaki kişileri ve hatta özgürlüğe inanan aynı inançtaki kişilerin de güvenini kaybedeceklerdir. Dolayısıyla ilk gün karşı çıkmasalar da ilerleyen zaman aralığında bu yaklaşıma katılmayacaklarını açıkladılar.


NSEERS yapıldı da ne oldu?


Trump'ın seçim kampanyası sırasında, Müslümanlara karşı uygulayacağını söylediği en önemli tedbir, Müslüman göçmenlerin ABD'ye gelmesinin engellenmesiydi. Bunun için özellikle yüksek risk içeren ülkelerden gelecek göçmenler için bir veri tabanı yaratılması ile ilgili planların yürüdüğü görülüyor. Ama bir yandan da Trump ekibinden bazı kişiler böyle bir çalışma olmadığını söylüyordu. 

Trump'ın kendisi de aynen böyle çelişkili davranıyor, zaman zaman böyle bir veri tabanı ile ilgili cümleler kullanıyor ama doğrudan sorulduğunda reddediyor. Trump daha önce ABD'de yaşayan Suriyeli göçmenlere dair bir veri tabanı istemişti. Ama sonra bunu daha geniş tutmaya başladı ve genel bir Müslüman veri tabanından bahsetti. 

11 eylül sonrasında George W.Bush zamanında NSEERS (National Security Entry-Exit Registration System) yani Ulusal Güvenlik Giriş-Çıkış Kayıt Sistemi' oluşturulmuştu. Bu sistemin mimarlarından birisi, Trump'ın yönetimin ekibinde yer alması beklenen Kris Kobach idi. Tam bu konuşmalar sürerken, Kobach kasım sonunda Trump ile, riskli ülkelerden gelecek olan göçmenlere yönelik "özel kayıt" sistemi konusunda bir görüşme yaptı.

NSEERS aslında "din" bazlı değildi, onun yerine "ülke" bazlıydı. 25 ülkeden gelecek insanlar için özel bir kayıt isteniyordu. Bu ülkelerden 1 tanesi Kuzey Kore idi, diğer 24 tanesi ise Müslümanların çoğunluklu olduğu ülkelerdi. Bunlar, Afganistan, Bahreyn, Bangaldeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Eritre, Endonezya, Fas, İran, Irak, Katar, Kuveyt, Lübnan, Libya, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Suriye, Tunus, Umman, Ürdün ve Yemen idi.

NSEERS listesine 16 yaşından büyük insanlar kayıt ediliyordu. Durdurulduğu 2011'e kadar bu listeye 100 bin kişinin kaydedildiği, 14 bin kişinin geri çevrildiği raporlanıyor. Ama bu 100 bin kişinin içinden bir tek terörist bile çıkmadığı belirtiliyor. 

Trump'ın Müslümanlara karşı saldırgan tavrını eleştirenler şunları söylüyor; "Donald Trump'ın Müslüman Amerikalıları kaydetme planı Amerika'yı terörizmden kurtaramaz. Terörizmi azaltmayı içtenlikle istiyorsa, Suudi Arabistan'la olan ilişkileri koparır, Ortadoğu'daki ABD üslerini söker ve Irak, Afganistan, Suriye, Yemen ve Afrika'da askeri müdahaleyi durdurur.".
 


[1] OF NINE TECH COMPANIES, ONLY TWITTER SAYS IT WOULD REFUSE TO HELP BUILD MUSLIM REGISTRY FOR TRUMP
[2] Developer Policies to Protect People’s Voices on Twitter
[3] Apple Amerikan Adalet Bakanlığı ile Kişisel Verileri Vermeme Kavgası Yapıyor
[4] IBM and Holacaust
[5] Silicon Valley Engineers Refuse to Build a ‘Muslim Registry’ for Trump
[6] Never Again
[7] ABD'nin Gezi Parkı Benzeri Protestosu Wall Street İşgalleri ile Tanınan Aktivist Blasio New York'a Belediye Başkanı Oldu

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur