19 Ekim 2017

Erdoğan oylarında çözülme var ama...

Melih Gökçek haberleri incir çekirdeğini doldurmuyor ama...

Melih Gökçek gitti gidiyor.
İstifa etti ediyor.
Eşyalarını topladı topluyor.
Erdoğan'la görüştü görüşüyor.
Saray medyası bu konuya ilişkin haber ve yorumlarla dolup taşıyor.
Ama büyük çoğunluğu incir çekirdeğini doldurmuyor.
Neden?
Çünkü asıl meseleye yan çiziyor.
Nedir asıl mesele?
Asıl mesele, Erdoğan'ın seçim korkusu.
Evet öyle.
Çünkü AKP oylarında, Erdoğan oylarında ciddi bir 
çözülme yaşanıyor!
Erdoğan kaç zamandır bu yüzden debeleniyor.
Oylarında erime var!
Böyle giderse, 2016'daki 7 Haziran hezimetinden 
daha beterini yaşayabilir.
Bunun farkında Erdoğan.
Manşetlerde, yorumlarda esas tartışılması gereken de bu.
Ama Saray medyası asıl meseleden kaçıyor.
Çünkü bu konuya ancak Erdoğan'ı tartışarak girebilirsin.

Erdoğan, seçimleri kaybedeceğine kanaat getirirse, seçim sandığına da bir tekme vurabilir mi?

Bu konuya ancak Erdoğan oyları niye eriyor sorusunun yanıtlarına dokunarak eğilebilirsin.
Bu konuyla ilgili olarak Saray'da, kapalı kapılar arkasında 
neler olup bittiğine dair haberler yaparak meselenin 
özüne parmak basabilirsin.
Ama ne Saray medyası böyle haberler yapabilir, ne de Saray yazarları böyle didikleyici, sorgulayıcı yorumlar yazabilir.
Onlar, Erdoğan'ın uslu çocukları... 
Gazetecilikten çok uzakta, Saray'ın suyuna gitmeyi meslek edinmişler.
Bir kez daha vurguluyorum:
AKP oyları çözülüyor!
Ama nereye gidiyor?
CHP'ye mi?
HDP'ye mi?
Meral Akşener’in partisine mi?
Burası belli değil.
Çözülmekte olan oyların yeni adresi henüz gözükmüyor.
Peki ne oluyor?
Kararsızlar büyüdükçe büyüyor.
Bir başka deyişle:
Muhalefet sorunu, Türkiye'nin siyasal gündemindeki yerini
korumaya devam ediyor.
Bu yarın elbette değişebilir ama şimdilik kararsızlar kendilerine
yeni bir adres bulabilmiş değiller.
Yeni adres bulamazlarsa, bir bölümü AKP'ye de dönebilir.
Bir başka yaşamsal soru daha var:
Erdoğan seçim yapmayabilir mi?
Erdoğan eğer seçimleri kaybedeceğine kanaat getirirse,
seçim sandığına da bir tekme vurabilir mi?
Politika kulisinin kuytuluklarında bu konu da tartışılıyor.
Bu kadarını göze alabilir mi, bilemiyorum.
Ama Erdoğan'ın gözü kara.
Kendi 'tek adamlığı'nı kurtarmak ya da garantiye almak için
her yola başvurabilir.
Bugüne kadar çektiği çizgiye bakıldığında, neler yapabildiğine dair ipuçları aşağıdaki birkaç rakamda görülebilir:  

Tek adam döneminin Türkiye'sinde hiçbir şey sürpriz olmaz...

12 Eylül askeri döneminde ihraç
edilen kamu görevlisi sayısı 35 bin
iken, OHAL’in bir yıllık
uygulamasında ihraç edilen kamu
görevlisi 124 bin olmuştur. 

12 Eylül süresince, görevden
alınan subay ve astsubay sayısı 2
bini bulurken, OHAL’in bir yılında
bu rakam 7 bin 200’e fırlamıştır. 

12 Eylül rejimi boyunca
hakkında işlem yapılan öğretmen
sayısı 3 bin 854 iken bu rakam
bir yıllık OHAL döneminde 60 bin
532’ye çıkmıştır. 

12 Eylül süresince hakkında işlem yapılan öğretim üyesi ve görevlisi 120 ile sınırlı kalırken, OHAL uygulamasında 4 bin 93’e yükselmiştir. 

12 Eylül’de hakkında işlem
yapılan hâkim ve savcı sayısı 47       
iken, OHAL döneminin bir yılında,
görevden ihraç edilen hâkim ve
savcı sayısı tam 4 bin 238’e
yükselmiştir. 
(Ali Sirmen'in köşe yazısından, Cumhuriyet, 15 Ekim 2017)

Evet, biri askeri darbe, diğeri sivil darbe dönemi...
Bugün yargıyı, yürütmeyi, yasamayı birer biat kurumu hâline getirmiş tek adam döneminin Türkiye'sinde hiçbir şey sürpriz olmaz. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?

İsrail, İran ve Filistin'de iktidarlar değişmedikçe, Batı'nın İsrail'e kayıtsız şartsız desteği son bulmadıkça, Hamas şiddet ve terörden vazgeçmedikçe Ortadoğu'da barış kapısı açılmaz!

Paris'ten, yaşlı hatıralarla...

Yürüyorum Paris sokaklarında, yoksa gençliğimi mi arıyorum?..

Osman Kavala nasılsın? Hayırlı bayramlar!

31 Mart güzel bir başlangıç, bir umut kapısı aralanıyor; inşallah senin için de adalet ve hukuk kapısı açılır sevgili kardeşim