22 Ocak 2018

Siz Mustafa Kemal'in askeri değilsiniz!

Çünkü kendinizden başka hiç kimseyi sevmiyorsunuz

Mustafa Kemal’in askeri falan değilsiniz

Militarist bir tanımlamadan bahsetmiyorum.

Askerliğini bedelli yapıp sağda solda slogan atmaktan da bahsetmiyorum.

Bir duygudan, bir ruh halinden bahsediyorsak siz o değilsiniz.

Mustafa Kemal’in ülkesinde il başkanı seçilen bir kadın 7 yıl önce attığı twitler nedeniyle linç edilmeye kalkışıldı siz de buna alkış tuttunuz. Hatta linç harekatının bizzat içinde bulundunuz. İktidar birini taşa tutuyorsa ben yanında olmalıyım diye düşünmek aklınızdan bile geçmedi.

Mustafa Kemal’in seçme ve seçilme hakkı için mücadele ettiği bir kadını Mustafa Kemal’in askeri olduğunu söyleyip linç etmeye kalkışmak nasıl bir çelişki siz yanıt arayın.

Siz Mustafa Kemal’in askeri değilsiniz!

Mustafa Kemal’in ülkesinde savaştan kaçan milyonlarca insan varken siz bu insanlara daha fazlası eklensin daha fazla insan ölsün diye başlatılan savaşa sessiz kalıp hala aynı nakaratı tekrarlıyorsunuz.

Mustafa Kemal’in “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözü bir kez olsun aklınıza gelmiyor.

Siz Mustafa Kemal’in askeri değilsiniz!

 Mustafa Kemal’in “Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur” dediği ülkede bir tiyatro oyunu yasaklandı. Barış Atay’a oynatılmayan bir oyunu tüm ülke olarak izliyoruz. O sıra siz ne yapıyordunuz?  Ne kadar da Mustafa Kemal’in askeri olduğunuzu anlatıyordunuz.

Ülke kan revan içinde.

Mustafa Kemal’in ülkesinde on gün önce bir adam yoksulluktan kendini Meclis’in önünde yaktı.

Yüzlerce kız çocuğunun gebe bırakılıp sümenaltı edildiği haberleri çıkıyor.

Suriye’den atılan roketler Hatay’da can alıyor.

Açlık, yoksulluk kol geziyor.

Yüzün üzerinde gazeteci hapiste.

Ülke açık hapishaneye dönmüş. Bir arada durmak, bir arada mücadele etmek yerine bel altı vuruşlara devam ediyorsunuz. Böylece ezenin ekmeğine bol bol yağ sürüyorsunuz. Bravo!

Mustafa Kemal’in ülkesi sadece sloganlarla müdafaa edilemeyecek kadar zor durumda ve siz bunun farkında bile değilsiniz.

Neden peki? Çünkü kendinizden başka hiç kimseyi sevmiyorsunuz. Kendinizden başka hiçbir şeye inanmıyorsunuz. Kendinizden başka hiçbir şeyi ve hiç kimseyi düşünmüyorsunuz.

Mustafa Kemal sizin koltuk derdinizin, ikbal sevdanızın, kişisel nefretinizin ya da husumetinizin malzemesi değil.

Mustafa Kemal sizin bir şekilde kaptığınız köşenizin teminatı da değil

Bana kalırsa Mustafa Kemal sizin hiçbir şeyiniz değil. Bu yaptığınız Mustafa Kemal’e saygısızlıktan başka bir şey değil. Ve kötüsü ne biliyor musunuz? Sizin asla dilinizden düşürmediğiniz ama bir gram da anlamadığınız Mustafa Kemal’i sizin o zehirli kelimelerle linç etmeye çalıştıklarınız sizden çok daha fazla seviyor ve anlıyor.

İki gün önce Hrant Dink’i andık. İki gün sonra Uğur Mumcu’yu anacağız. Her takvim yaprağına düşen bir acımız, bir büyük kaybımız var. Büyük acılara karşı bir arada olma zorunluluğumuz var. Yan yana durmanın bu karanlığı yenmenin yolunu arayacağınıza Mustafa Kemal’in arkasına saklanıp hakaretler yağdırıyor, ikbal arıyorsunuz. Hepimiz batıyoruz görmüyorsunuz… Hepimiz batıyoruz…

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Makul isyandan makus tarih çıkar

Ülkenin batısında bir yerlerde bir yıkım, yangın adaletsizlik olduğunda avazı kadar çıkan sesimiz doğusunda yaşandığında içimize kaçıyorsa hak ve adalet meselesi ile ilgili derin çelişkimiz var demektir...

Sokak güzeldir

Kayboluyoruz… Küçük hesaplarımızla didişirken o büyük bir denizin ortasında kayboluyoruz. Ve bunun için bir fırtına olması da gerekmiyor. Çünkü hayat insanı fırtınadan daha şiddetli savuran bir şey

Neyi seçeceğiz?

Biz 14 Mayıs'ta kimin şampanya patlatıp, kimin namaz kılacağını seçmeyeceğiz; isteyenin şampanya patlatıp, isteyenin dua edeceği, inancı, dili, dini nedeniyle kimsenin ötekileştirilmediği bir ülkede yaşama arzusunu seçeceğiz