23 Mart 2017

Yalana yalancılar yeni bir isim buldu: Alternatif gerçek

Nereye kadar gideceğini merak edenler, Trump gibi despot eğilimli insanların eninde sonunda ülkelerini savaşa sokacağını bilirler

Tolstoy’un ünlü bir cümlesinden* esinlenerek söyleyecek olursam:

Her demokrasi değişik bir biçimde demokrasidir;bütün diktatörlükler birbirine benzer.

Hepsinde, yalan hükümdardır.

Yöneticilerin yalanlarını, ahlak ve yasa yolundan diğer sapmalarını tespit edip açığa çıkarmak basının işidir.

Bu nedenle diktatörlerin ve otoriter eğilimli liderlerin ilk işi, basının çanına ot tıkamaktır.

Bu yolla, muhalif gazeteciler işsiz bırakılmak, cezaevine kapatılmak ve cinayet dahil her türlü yöntemle, etkisiz hale getirilmeye çalışılır. Taraftarlar ise ödüllendirilir.

Basın cılızlaştırılınca, yanlış doğruyu kovar, yalan kök salar, doğrunun yerini alır.

Halkın büyük bir çoğunluğu diktatörün ağzından çıkan her sözü doğru kabul etmeye başlar. Gerisinin neyi kabul ettiği ise önemli değildir.

Trump’ın daha yemin töreninde basını hedef alması, aşağılama ve onur kırma bombardımanına tutması bu formüle uygundur.

Trump, bazı gazetecilere ve medya kuruluşlarına isim vererek hakaret ediyor. Önde gelen muhalif medya kuruluşlarının temsilcilerinin Beyaz Saray brifinglerine katılmalarını yasakladı. Geleneksel Beyaz Saray Muhabirleri Balosu'na katılmadı.

Göreceksiniz, dış gezilere başlayınca uçağına sadece taraftar gazetecileri alacak.

Patronunun ne yapacağını iyi tahmin eden Dışişleri Bakanı, eski petrolcü Rex Tillerson, yılların geleneğinden saparak Uzak Doğu uçağına gazeteci almadı. Sağcı, adı sanı bilinmeyen bir kurumun muhabiri hariç.

Ve yine göreceksiniz, Trump yakında medya kurumlarını ve gazetecileri dava etmeye başlayacaktır.

Trump’la basının arasının açılmasının nedeni, Başkan’ın söylediği yalanları yüzüne vurmasıdır. Trump durmadan yalan söylüyor. Yakın çevresi buna bir isim bile buldu: “Alternatif gerçek.”

Trump’ın en son yalanı, Obama’nın ricasıyla İngiliz istihbaratının New York’taki evini ve seçim ofisini dinlemeye almasıdır.

Federal Araştırma Kurumu FBI ve İngiliz istihbarat kurumu dahil bütün yetkililer bunun doğru olmadığını açıkladı. Trump, iddiasını kanıtlayacak herhangi bir delil ileri süremedi. Ama yalanında ayak diretti ve Londra’dan özür dilemedi.

Despot yanılmaz, yanlış bir şey söylemez. Hesap vermez, hatasını kabul etmez. Hiçbir zaman özür dileyecek bir şeyi yoktur.

Ardı kesilmeyen algı operasyonları, yalan, böbürlenme, abartma, hakaret, küçük düşürme sağanağı altında halk, Nobel ödüllü Amerikalı ekonomist Paul Krugman’ın sözleri ile, “gerçek bir liderin nasıl konuştuğunu unutmaya başlar.”

“Saldırgan ve palavracı olmak ile gerçekten güç sahibi olmayı birbirine karıştırır.”

Trump sadece yalancılığı ile değil, daha 100 gününü tamamlamadan yaptığı ve yapmadığı birçok şeyle, Amerika’nın (ve dünyanın ) başını belaya sokacağını gösterdi.

Nereye kadar gideceğini merak edenler, eğer biraz tarih biliyorlarsa, Trump gibi despot eğilimli insanların eninde sonunda ülkelerini savaşa sokacağını bilirler.

* “Bütün mutlu aileler birbirine benzer. Her mutsuz aile değişik bir biçimde mutsuzdur.”

Lev Tolstoy, Anna Karenina

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor