22 Kasım 2018

'Acısız tıp'ta çığır açan akademisyenin odasındaki Atatürk

Kırşehir'den dünyaya, dünyadan içimize bir hikâye

Bir salon dolusu insan nefesimizi tutmuş dev ekrandaki videodan genç bir adamı seyrediyoruz. Sonbahar yaprakları arasında uzun bir yolda emin adımlarla yürüyor. Bir ara bir tabelayı okuyoruz. Max Planck Enstitüsü yazıyor. Albert Einstein’ın kurduğu Kaiser Wilhelm Topluluğu’nun devamı olan çok değerli bir bilim yuvası burası. 

Ardından önce O'nu, sonra beraber çalıştığı bilim insanlarının, öğrencilerinin onun hakkında söylediklerini dinliyoruz. Sonra bilime kattıklarına gururla şahitlik ediyoruz. Kendi kendime "ne güzel; bizden, içimizden biri" diyorum. Sonra "biz" olmayı ne kadar özlediğimi hissediyorum. Size, bugün gelecek adına umutlanmak için o isimden bahsetmek istiyorum. 

Prof. Dr. Metin Sitti. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu. Ardından Japonya'ya gidiyor ve Tokyo Üniversitesi’nde doktorasını tamamlıyor. 
Araştırma alanı robotik teknolojiler. Yaptığı çalışmalarla mikro ve nano biyomedikal robotik teknolojiler konusunda dünyanın en önemli isimlerinden biri hâline geliyor. Sonuçta bugüne kadar 18 Nobel ödüllü araştırmacı ve bilim insanı yetiştiren Max Planck Enstitüsü’nde ‘Akıllı Sistemler Bölümü'nde Kurucu Direktör oluyor. 

Kırşehir'den dünyaya, dünyadan içimize bir hikâye

Gelin bu fazla teknik başarı öyküsünü hepimizin anlayacağı bir dile çevirelim. Kırşehirli bir ailenin 3 evladından biri Prof. Dr. Sitti. İlhamını doğadan almış, özellikle hayvanları yakından izlemiş. Mesela duvara tırmanan kertenkeleleri (gecko) araştırmış. 
Prof. Sitti, kertenkelelerin ayakları altındaki yapışkan maddeyi, milyonlarca incecik kıldan oluşan güçlü yapıyı inceleyip, oradan hareketle küçük (mikro) robotlar yapar. Ve bu robotlar tıp alanında kullanılmaya başlar. Ürettiği bu küçük robotlar "yutulabilir kapsüllere" dönüşür. Artık endoskopi ya da kolonoskopi gibi "ağrılı-psikolojik olarak rahatsızlık verici incelemeler" bu kapsüllerle acısız hâle gelmiştir. Üstelik yutulan kapsüller dışarıdan müdahale olmadan istenen organdan "içindeki küçük iğneler" vasıtasıyla parça da (biyopsi için) alabilecektir. 

Sitti'nin tasarladığı nano robotlar hastalık boyunca içinizde kalabilecek, gerektiği zaman harekete geçebilecek. Bu küçük robotların bir diğer özelliği, kanser hastalarının kemoterapi sürecinde hayatlarını kolaylaştırmak. Bu robotlarla kemoterapi ilaçları doğrudan kanserli hücreye giderek yan etkileri minimize ediyor. Ayrıca yine bu robotlar, kanserli tümörleri cerrahi müdahale ile almanın zor olduğu koşullarda tümörün içine girerek bu tümörleri içeriden yok ediyor. 

Sadece gecko'lar değil karıncalardan uçan sincaplara, suyun üstünde zıplayan küçük canlılara... Bu araştırmalardan ortaya çıkan bir robot Papa'nın da ilgisini çekmiş; su üstünde yürüyen robot. Ancak Vatikan'dan davet aldığı gün evleneceği gün olduğu için bu teklifi kabul edememiş. 

En çok kucaklaşılabilir öğretim üyesi

Önce kendisi için hazırlanan videoyu seyredip sonra sunumunu dinlediğim Metin Sitti "öğrencileri ile ilişkisini de" başarıyla yürüten mütevazı bir akademisyen.  Bir dönem çalıştığı Carnegie Mellon Üniversitesi'nde "en çok kucaklaşılabilir öğretim üyesi" seçilmiş. 

Kendisini "Rahmi Koç Bilim Madalyası" alması sebebiyle Rahmi Koç Müzesi'nden dün akşam düzenlenen törende tanıdım. Memleket ve gelecekle ilgili olarak içim umut doldu. Salonda kamera zaman zaman dev ekrana Rahmi Koç'un görüntüsünü yansıtıyordu, yüzünde mutluluk okudum. Bir de hazırlanan videoda bir cümlesi: 
"En mutlu olduğum anlar bizim üniversitenin mezuniyet törenlerinde keplerin havaya atıldığı anlar...

Koç ailesi yarattığı değerlerle ülkeye katkı sunan bir aile. Ama onları en mutlu eden eğitime verdikleri destek. Çünkü memleketin aydınlık geleceğinin dünya standartlarında eğitimden geçtiğini biliyorlar. 
Metin Sitti için hazırlanan kısa filmde Max Planck Enstitüsü'ndeki odasında bir detay dikkatimi çekiyor. Hemen yanıbaşında Atatürk fotoğrafı. Tesadüf değil tabii bu. Türkiye'yi dünyaya, çağdaşlığa açan kurucu liderin, insanlığın birikimine katkı sunan 21. yüzyılın yüzakı bir bilim insanının çalışma ofisinin en görünür yerinde olması. Aynen, Koç Holding Yönetim Kurulu ve Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ömer Koç'un açılış konuşmasında Atatürk'ten , O'nun ilim konusunda yaptığı yol gösterici konuşmalardan pasajlar okumasının tesadüf olmaması gibi. 

Ne zaman karamsar olsanız, açın Metin Sitti'nin ve onun gibi bilim insanlarının, akademisyenlerin hayat hikâyesini, başarılarını okuyun. O zaman yüzünüzde bir gülümseme, geleceğe daha umutlu bakacaksınız. 

Yazarın Diğer Yazıları

Selahattin Demirtaş, nasılsın?

Seçimin son düzlüğünde gözler üzerinde…

Erdoğan İstanbul seçimini kendi eliyle, kendisi için referanduma çevirdi, 2028 fragmanı izlenecek

2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin fragmanını yaşayacak gibiyiz. Erdoğan ile İmamoğlu erken bir final oynayacak

Alkışlar arasında tercüme edilmeyen acı reçete: İşsizlik ve artacak yoksulluk…

Yoksulluğun her şeklinin yaşandığı bir ülke artık burası… Derin yoksulluk, yatay yoksulluk, insani yoksulluk, kadın yoksulluğu, kentsel yoksulluk, kırsal yoksulluk…