14 Ekim 2022

Bütün bu saçmalıkları bir yana bırakın

Bizim işimiz umuttur. Bizim ideolojimiz insana inançtır. Bizim inancımız gecenin sonunda sabah olacağı, zulmetin peşinden aydınlığın geleceğidir

Bütün bu saçmalıkları bir yana bırakın.

Diyanet İşleri Başkanı minbere (Ayasofya'da? Minber?)

kılıçla çıkmış. Ne olmuş. Çıksın.

İki eliyle tutmuş. Tutsun! Sol eliyle tutmuş. Tutsun!

Aksaray'da 1100 değil, 1150 oda varmış. Olsun.

Ahlat'ta, Okluk Koyu'nda yeni saraylar yapılıyormuş. Yapılsın!

Aksaray'daki tek bir kadehin ederi asgari ücret kadarmış. Olsun!

Reis'in sarayında 300'e yakın lüks otomobil, 13-15 uçak varmış.

Olsun. Adam çat burda çat kapı arkasında, çalmadığı kapı kalmıyor.

Memleket için uğraşıyor. Süpürgeye mi binecek?

Desen: Selçuk Demirel 

Hepsi itibar için. Öyle söyledi. Yabancıları ağırladığı sarayda

O (O büyük harf) O ihtişamı görünce, ülkemizin, devletimizin gücünü, azametini

dehşetle, hayretle ve hayranlıkla fark ediyorlarmış. İyi!

Çavuşevku'yu niye hatırlıyorsunuz ki? O komünist bir ülkenin diktatörüydü.

Burası Türkiye. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti!

Farkı görmüyor musunuz? Kör müsünüz?

Bunlar kişisel azamet için değil; bunlar ülkenin ve devletin

itibarı için. Ve itibarda tasarruf olmaz!

Yoksulluk, çaresizlik, açlık almış yürümüş? Öyle mi?

Kim söylüyor bunu? Hangi münafık? Yazık! Yazık!

 

Benim bunlara, bunların hiçbirine itirazım yok. Çünkü ben ülkemin

itibarını her şeyin üstünde tutarım. Ülkeyi de seçtiğimiz lider

temsil ettiğine göre, onun itibarını her şeyin üstünde tutarım.

Buna inanıyorum. Cumhurreisimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirmeyiniz.

Ülkemizi eleştirmiş, dış dünyaya yanlış bir mesaj vermiş olursunuz.

O nedenle, bütün bu saçmalıkları bir yana bırakın. Lütfen.

 

Ayrıca.

 

Bakın, bu ‘ayrıca'da geleceğimiz yatıyor. Böyle ufak tefek şeylerle,

Saraylar (S büyük harf), Reisler (R büyük harf) falan, bunları bir yana bırakın.

 

Önce, şimdi arkamızda ve önümüzde Covid-19 var. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.

Kimse bilmiyor. Bakacağız. Toplam ağırlığı 1 gram olan virüs mü yaman

insanoğlu mu…

 

Ama bu işin kolay kısmı. 5-10 yıl sürecek, nüfusumuzdan (8 milyar)

5-10 milyon kaybedeceğiz. Ne gam? İkinci Dünya Savaşı'nda sade

SSCB, ABD ve Avrupa varsın gebersinler diyerek bir ikinci cephe

açmadıklarından, 20 milyon can kaybetti.

Ruslar, Tatarlar, Kazaklar, Türkmenler, Gürcüler, Azeriler, Ermeniler!..

(Nerden çıktı şimdi bu? Bu başka konu!)

Yani, dünya nüfusu o zamandan bu yana 3'e katlandı,

Malthuser'in nüfus kontrolü talimatı da var, varsın o kadar insan ölsün, kim takar?

 

Takar, eğer insanlar Avrupa ve Amerika insanlarıysa. Ama, bu da başka konu.

 

Ama peşinden, öyle kolay kurtulamayacağımız iklim değişikliği geliyor.

Sizi öyle Mars'a gitmek falan da kurtaramayacak.

Bu bir etme-bulma dünyası. Orhan söyledi. Kendim ettim kendim buldum misali.

Amma uzattım.

Bizim işimiz umuttur. Bizim ideolojimiz insana inançtır. Bizim inancımız gecenin sonunda sabah olacağı, zulmetin peşinden aydınlığın geleceğidir.

 

Umut yok mu? O da var. Bakın 6'lı masa var, 4'lü konken var, var da var. Olsun.

 

Ne var ki, bu gün,

insanın yarattığı ve insanın üstesinden gelemeyeceği bir gelecekten söz ediyoruz.

Etmeliyiz. Etmekteyiz.

 

Gene de siz bütün bu saçmalıkları bir yana bırakın. Aldırmayın.

 

(Bu yazıyı ben mi yazdım? Bilmiyorum. Bilgisarayda, pardon bilgisayarda buldum, hoşuma gitti. Başkası yazdıysa telif istemesin. Lütfen.)

Nazar Büyüm kimdir?

Nazar Büyüm, 9 Nisan 1944'te Everek'te (Develi) doğdu. Annesi Maryani Hanım, babası Demirci Arsen Usta'dır.

İlkokulu, ortaokul 1. sınıfı Develi'de okudu. 1957-62 arasında İstanbul Bağlarbaşı'ndaki Surp Haç Tıbrevank'ta orta-lise öğrenimini yatılı gördü.

İ.Ü. Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi'nde öğrencilik etti. 1967-70 arasında Eczacıbaşı ilaç fabrikası ilmi bürosunda mütercim tercüman olarak çalıştı.

Haziran 1972'de Manajans'ta metin yazarlığına başladı. 1975'te Ersin Salman, Zafer Ataylan, Hasan Parkan'la birlikte, Ajans Ada'nın kuruluşunda yer aldı. 1980 sonunda ayrıldı. Aynı yıl Adam Yayınları'nı, ertesi yıl Anadolu Yayıncılık'ı kurdu.

Adam Yayınları, aralarında Nazım Hikmet'in, Oktay Rifat'ın, Melih Cevdet Anday'ın, Orhan Veli'nin, Aziz Nesin'in, Memet Fuat'ın, Server Tanilli'nin, Yaşar Kemal'in yer aldığı pek çok şair ve yazarın bütün eserlerini, Anadolu Yayıncılık ise Yurt Ansiklopedisi'ni, Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi'ni yayımladı.

12 Eylül 1980 darbesi TDK'nu da kapatınca, o kurumun 35 yıl yazmanlığını yürütmüş olan Ömer Asım Aksoy başkanlığında bir heyete hazırlatılan Ana Yazım Kılavuzu o karanlık dönemde yapılan anlamlı işlerinden biridir.

Walt Disney Company ile imzalanan anlaşmalar çerçevesinde yayımlanan Benim İlk Ansiklopedim, Bilgi Dünyasına Yolculuk gibi kaynak yayınlar ise Anadolu Yayıncılık'ın işidir.

1986'da Selahattin Beyazıt ve Osman Kavala ile Ana Yayıncılık'ı kurarak AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi'ni yayımlamaya başladı. Temel Britannica ile Britannica Compton's ansiklopedileri de Ana Yayıncılık çatısı altında yayımlandı.

Nazar Büyüm'ün haftalık AGOS gazetesinde yayımlanan yazıları Dönüp Baktığımda adıyla yayımlandı.

Üç kez evlendi. İki kızı (Milena, Ludmilla) ile bir oğlu (Ali Murad), bir de torunu (Cuba) var. Ula'da yaşıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

"Ferman padişahın..."

Bu konuyu parça bölük daha önce de yazdım. Lakin ne yaparsın, bu ülkede 10-20 yıl önce yazılanlar da günceldir; yayımla, yadırganmaz... Korkarım bu gidişle gelecek de güncel olacak. 20 Eylül Pazar günü Ruhi Su'nun 30. ölüm yıldönümü nedeniyle bir anma gecesi düzenlendi. Ruhi Su Dostlar Korosu, Boğaziçi Caz Topluluğu konser verdiler. Onun yaşamından, şiirlerinden kesitler, örnekler dinledik. BBC Türkçe radyosunun 1975'te Londra'da onunla yaptığı görüşmeyi izledik. Konuşmacıydım. Söylediklerimin özeti şöyle...