28 Ocak 2018

Tahıl yemek mi, yememek mi? Hangisi daha zararlı?

Gluten hepimiz için problem değil, glutenle sorunu olanlar bile glutensiz yulaf ve arpanın tadını çıkarabilirler

Randomize ilaç çalışmaları, tansiyon ilacı kullanmanın kalp krizi riskini yüzde 15, felç riskini yüzde 25 azalttığını gösteriyor.

Ne tesadüftür ki, benzer etki günde üç porsiyon tam tahıl yiyerek de elde edilebiliyor. Gözlenen sistolik tansiyon düşüşü sonucu kalp krizi ve felç riski sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 25 düşüyor.

Tam tahıllar gayet iyi iken, işlenmiş tahıl söz konusu olunca aynı şey olmuyor. Harvard Üniversite’sinde yapılan bir çalışma beyaz ve kahverengi pirinç söz konusu olduğunda durumların değişebildiğini gösteriyor. Ilginç bir nokta daha, tüm tam tahıllar, kahverengi pirinçle kıyaslandığında çok daha iyiler. Beyaz pirinci düzenli tüketmek diyabet riskini yüzde 17 arttırırken, kahverengi pirinçle değiştirmek riski yüzde 16 azaltıyor.

Kahverengi pirinci yulaf ve arpa ile değiştirdiğinizde günde sadece bir porsiyonla diyabet riskinizi yüzde 36 düşürebiliyorsunuz. Kolesterolünüzü düşürebilme ihtimali de bonus! 

Tam tahılların işlenmiş tahıllardan farkı lif ile kaplı olmaları. Beyaz unla yapılmış birşey yediğinizde bu besin zengini tabaka sıyrılıp atılmış oluyor. Bu lif tabakası işlenmemiş tam tahıllara atfedilen tüm sağlık yararlarını içeriyor: bağırsak sağlığı, kilo, kan şekeri, kanserden korunma, kemik sağlığı, beyin sağlığı ve kalp sağlığı.

Maalesef yiyecek endüstrisi tam tahılları işlerken tüm bu yararlar kayboluyor. Yani yulafı ve arpayı sadece atlar yememeli, ayrıca tadı da çok güzel. Ve gluten hepimiz için problem değil, glutenle sorunu olanlar bile glutensiz yulaf ve arpanın tadını çıkarabilirler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

Saatleri ayarlama enstitüsü: Moleküler saatlerinizi nasıl ayarlarsınız?

Bütün bu saat yazısını sadece bilimsel bir meraktan dolayı değil, sağlığımız tüm bu saatleri senkronize tutmamıza bağlı olabileceği için yazıyorum