17 Ocak 2016

Can Dündar ve Erdem Gül ziyareti sonrası bir Silivri yazısı

Hukuksuzluğun çelme taktığı kim varsa düştüğü yerden kaldıracağız

MİT kamyonlarıyla Suriye’ye gizlice taşınan silahları ifşa eden habercilikleri nedeniyle “Bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” sözlerinin sahibi irade tarafından hedefe konulan, 'casusluk ve ajanlık' suçuyla isnat edilen ve hukuk kılıfına uydurulan hukuksuz bir operasyonla 26 Kasım’da hapsedilen Can Dündar ve Erdem Gül 50 gündür koyu bir tecrit altındalar.

Kanunları, adalet ilkesinden ayrılarak işine geldiği gibi uygulayan, anayasal düzenin dışına çıkmış ve bağımsızlığını tamamen yok ettiği yargıyı kendi iradesine tabi kılmış, toplumun gerçekle olan bağını yıkmak isteyen bir rejimin en çok korktuğu insanlardan onlar. Türkiye’de gerçekleri anlatma ve toplumu aydınlatma ilkesine bağlı oldukları gerekçesiyle özgürlükleri gasp edilmiş gazeteciler zincirinin birer halkası Can ve Erdem.

Onların yaşamak zorunda oldukları bu bedel dışarıda dostlarına, sevenlerine ve okurlarına büyük azap veriyor. Kendileri esas olarak biz dışarıdakilerin kendileri için üzülmemize üzülüyorlar. İkisi de iyiler. Umutlular. Bu günlerin geçeceğine, Türkiye’de aklın ve vicdanın hakim olacağı günlerin geleceğine inanıyorlar. Can ve Erdem’in baskı rejiminin zulmü altında dirhem ezilmeyen bu siyasi bilinç ve direnci biz dışarıdakilere ilham veriyor.

Türkiye, Can ve Erdem’in aydınlattığı, o göz yumulan ve desteklenilen radikalizmin hedefi olmuşken; yaramaz çocuklar nitelemesiyle geçiştirilen IŞİD terör örgütü engellenemeyen şiddet eylemleri dizisini sürdürürken, başka ülkelerin iç işlerine karışan, mezhep temelli müdahaleci çarpık dış politika ülkemizi kana ve yıkıma eklemlemişken, gerçeklere ihtiyacımız daha da yaşamsal hale gelmiş durumda.

Ülkenin doğusunda ve batısında terör can alıyor. Her yitirilen canla biraz daha gelecek ümidimiz kararıyor. Yönetme becerisi ve ehliyetini yitirmiş olan iktidar, sürekli sorumluluktan kaçarak hep başkalarını suçluyor. Suni düşman imgeleri üzerinden kendisini aklamaya çalışıyor. 13 yıllık iktidarın ülkeyi karasına oturttuğu bu vasatlığı Türkiye hak etmiyor. Bizler buna mahkum değiliz. Demokrasimizin yok edilmesine, özgürlüklerimizin elimizden alınmasına, en temel insan haklarımızın gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Birbirimize sahip çıkacağız. Hukuksuzluğun çelme taktığı kim varsa düştüğü yerden kaldıracağız. Ama ile başlamadan aklımızı, kalbimizi, vicdanımızı birbirimize açacağız, tüm baskılara inat konuşacağız, kenetleneceğiz. Türkiye’yi bu sarmaldan mutlaka çıkaracağız.


Selin Sayek Böke
CHP Genel Başkan Yardımcısı - İzmir Milletvekili

Yazarın Diğer Yazıları

Kriz: Ansızın gelmedi, bir çırpıda gitmeyecek

İktidar, krizi çıkartan düzenin yolundan yürümeye devam ediyor. Bilerek ve isteyerek…

"Tüketici" olmaktan yeniden "Yurttaş" olmaya...

Saray düzeninin şifrelerini hepimiz biliyoruz: Önce borçlandır. Sonra da...

Nedir mesele?

"Mesele Saray rejiminin yerine, katılımcı siyasetle, halkın ekonomisini inşa etme meselesidir"