21 Ocak 2017

İşsizlik artarken kadın-erkek ayırımı büyüyor

Kadınların işgücü piyasasına girdiklerinde erkekler kadar kolay iş bulamadıkları anlaşılıyor

Mayıs döneminden itibaren baş döndüren bir hızla artmaya başlayan işsizlik Eylül döneminde duraklamıştı. Bu duraklamanın adeta bir soluklanma molası olduğu anlaşılıyor. Geçen pazartesi açıklanan Ekim dönemi istatistikleri hızlı artışın kaldığı yerden devam ettiğini gösterdi. Mevsim etkilerinden arındırılmış tarım dışı işsizlik oranı bir ayda tam 0,4 puan artarak yüzde 13,5’ten 13,9’a yükseldi. Bu kadarını beklemiyordum. Bu gidişle işsizlik büyük bir baş ağrısı olmaya aday.

Önce son altı ayın genel bir bilançosu ile başlayalım sonra artışın kaynaklarına ve çarpıcı gelişmelere değiniriz. Nisandan ekime tarım dışı işsiz sayısı mevsim etkisinden arındırılmış rakamlarla 613 bin artarak 3 milyon 557 bine ulaştı. İşsizilk oranı da yüzde 11,8’den 13,9’a yükseldi. Altı ay gibi kısa bir sürede bu boyutta bir artış olağan değil.

İşsizlik artışının başlıca nedeni tarım dışı istihdamda yaşanan sert fren; son altı ayda artış 33 binden ibaret. Bu rakamın vehamet derecesini vurgulamak için işsizliğin azaldığı önceki altı ayda (Ekim-Mayıs) tarım  dışı sektörlerde çalışan sayısının 562 bin arttığını belirtmek isterim. Sanayi ve inşaat sektörlerinde mutlak istihdam kaybı var. Hizmetlerde çalışan sayısı artmaya devam ediyor ama ama tempo yavaşlamış durumda. 2016 yılının başından itibaren yatırımlarda gözlemlenen durgunluğun istihdamı çok olmusuz etkilediği anlaşılıyor. Kamu sektöründe kitlesel işten çıkarmaların katkısı da küçümsenmemeli.

İşsizlikteki artışın diğer kaynağı işgücü artışının önceki altı aya göre hızlanması. Ekim (2015)-Nisan (2016) döneminde tarım dışı işgücündeki 471 binlik artış son altı ayda 646 bine yükselmiş durumda. İşgücü artışının özellikle Eylül-Ekim döneminde hızlandılğı görülüyor: İki dönemlik işgücü artışı 343 bin.

İşgücü artışının en dikkat çekici yönü ağırlıkla kadınlardan kaynaklanıyor olması. TÜİK kadın-erkek ayırımını mevsimsel etkilerden arındırmıyor ama yıllık değişimleri izleyerek cinsiyet farklılaşmasını belirlemek mümkün. Ekim (2015) ile Ekim (2016) döneminde toplam 911 binlik işgücü artışının 517 bini kadınlardan oluşurken erkek işgücü artışı 394 bin ile sınırlı. Ancak işsizilk artışından tümüyle kadınların sorumlu olduğu gbi bir sonuç çıkarılmasın. Tarım istihdamındaki 170 binlik azalmayı (çoğu kadın) bir yana bırakıp tarım dışına odaklandığımızda erkek istihdam artışının 262 bin, buna karşılık kadın istihdam artışının 318 bin olduğu görülüyor.

Kadın işgücü artışının erkek işgücü artışının bir hayli üzerine çıkması ancak eğitimini notalamış ama çalışmayan kadınların işgücü piyasasına girmeleriyle açıklanabilir. Nitekim TÜİK’in tanımıyla “ev işleriyle meşgul” kadın sayısı bir yılda 455 bin azalmış durumda. Diger statülerdeki değişimler incelendiğinde 70-80 bin civarında ev kadının işgücü piyasına katıldığı, kiminin iş bulduğu, kiminin de iş aramakta olduğu anlaşılıyor. Bu kadınlar hakkında fazla bilgi sahibi olmadığımız için onları çalışmaya neyin sevk ettiğini de bilmiyoruz. Geçim derdi olabilir.

Yine de kadınların çalışmaya giderek daha istekli olması olumlu bir gelişme çünkü Türkiye çalışan kadın sayısı itibariyle hala çok geride. İşgücüne kadın katılım oranı ekim dönemi itibariyle bir yılda yüzde 31,8’den 33,1’e yükseldi, ki bu çok güçlü bir artış. Ama yine de Avrupa’nın en düşük oranlarına sahip (yüzde 55 civarı) İtalya ve Yunanistan’ın bir hayli gerisindeyiz.

Ama öte yandan kadınların işgücü piyasasına girdiklerinde erkekler kadar kolay iş bulamadıkları anlaşılıyor. Sonuçta kadın ve erkek işsizliğindeki geleneksel fark giderek büyüyor. Bir yılda erkek işsizlik oranı yüzde 9,3’ten 9,8’e yükselirken kadın işsizlik oranı yüzde 13,2’den yüzde 16’ya zıplamış durumda. Eğitimli gruplarda bu farklılaşma çok daha çarpıcı. Yüksek eğitimli erkeklerde işiszilk oranı 1,2 puan artışla yüzde 9,5’e yükselirken kadınlarda 3,2 puan artışla yüzde 20,1’e yükselmiş. Düz lise mezunu erkeklerde işsizlik oranı  istisnai bir şekilde 10,4’den 10,1’e düşerken kadınlarda yüzde 20’den 23’e çıkmış durumda.

“Daha fazla meslek lisesi açmalıyız işveren teknisyen bulamıyor” türünden serzenişlere adeta nazire yaparcasına teknik lise mezunlarında işsizlik artışının genelde çok yüksek olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Bu eğitime sahip erkeklerde işsizlik oranı bir yıl içinde yüzde 7,7’den 10,2’ye 2,5 puan yükselirken kadınlarda yüzde 19,8’den 24,3’e tam 4,5 puan artmış. Meslek liselerinde edinilen vasıflarla firmaların talep etiği vasıflar arasında büyük uyumsuzluk olduğu aşikar.

Tüm bu gelişmeler işe alımlarda kadınlara yönelik bir ayırımcılığın yaygınlaşmakta olduğuna işaret ediyor. Derinlemesne araştırmaya ve tartışmaya değer bir konu.   

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Avrupa’da bireylerin yaşamdan en az memnun olduğu ülke Türkiye

TÜİK, “Ülkenin en önemli sorun sizce nedir?” diye sormak yerine, “Sizce ülkenin en önemli üç sorunu hangileridir?” diye sorsaydı acaba dış göç kaçıncı sırada yer alırdı?

İşsizlikte düşüşün endişe verici arka planı

İşsizlik oranının üç ay gibi nispeten kısa bir sürede 0,7 yüzde puan azalmasına sevinmek için istihdamda esaslı bir artıştan kaynaklanıyor olması gerekir. Oysa istihdamda üç aylık artış 123 binden, artış oranı da yüzde 0,4'ten ibaret. Bu yılın ilk üç ayından ikinci üç ayına istihdam artış oranı yüzde 2,3'tü. İstihdamın hız keserek duraklama eğilimine girdiği açıkça görülüyor

İkinci çeyrekte istihdam artışında tuhaflıklar

Kısacası, nereden bakarsanız bakın 2. Çeyrekte istihdam artışında özellikle de sanayi istihdam artışında bir tuhaflık olduğu aşikâr. İstihdam artışında bir tuhaflık varsa işsizlikteki azalmayı yorumlamaya değer mi? Ben değmeyeceğini düşünüyorum