06 Ocak 2024

Anayasa üzerine hukuk öğrencisi olsam hocalarıma ne sorardım?

Almanya doğumlu arkadaşımla sohbet ederken sıra "Türkiye'de neler konuşuluyor?" gibi sorulara geldi. TV ekranlarında gördüğü hararetli konuşmacılar dikkatini çekmiş. İzah etmekte zorlandığımı ve onunda anlamakta zorluk çektiğini kabul etmem lazım

ATİNA

İstanbul'a bu kısa gelişimde beraberimde gelen bir arkadaşımı İstanbul sokaklarında gezdirdim. Almanya'da doğup büyüyen arkadaşımın, İstanbul'u ilk kez gören her bir insanoğlu gibi oldukça büyülendiğini söyleyebilirim.

Boğaz, Taksim, İstiklal caddesi, Ayasofya, Sultanahmet ve tabii ki Kapalı Çarşı gezintilerimiz sırasında bana dönüp "Bir ara kendimi Almanya'da hissettim" deyince şaşırdım.

Bu hissinin İstanbul'da hâlâ ayakta duran 19. yüzyıl mimarisiyle ünlü Osmanlı yadigarı binalarından uyandığından olsa gerek diye düşündüm.

Meğerse bu hissi, sokakları dolaşırken etrafında gördüğü gözleri dışında hiçbir tarafı görünmeyen yüzlerce kara çarşaflı Arap kadınların görünümü uyandırmış. "Almanya'da da böyle geziyorlar ama Türk kadınları da Almanya'da eskisinden daha fazla örtünüyor" diye devam etti sözlerine.

Kapalı Çarşı'da dolaşırken esnaflara "İşlerin nasıl gittiğini" sordum. Aldığım cevapların hemen hepsi "Bu yıl iyi değildi abi, yabancı turist eskisi gibi değil. Çok azaldılar " oldu.

"Birçok Arap turist var, alışveriş yapmıyorlar mı?" diye sordum. En çok genç bir esnaf arkadaşın verdiği cevap dikkatimi çekti. "Abi o kadar saygısız davranıyorlar ki, alışveriş yapsalar bile bazen pişman oluyoruz" dedi.

Nedenini sorunca "Abi mesela raftan indirdiğimiz bir çanta, bir ayakkabı hoşuna gitmediyse sağa sola fırlatıp atıyorlar. Sonra üç pahalı çantayı birden alsalar bile bu davranışları en azından bizleri tatmin etmiyor. Hiçbir şey almasınlar, yeter ki saygılı davransınlar." cevabını verdi.

Almanya doğumlu arkadaşımla sohbet ederken sıra "Türkiye'de neler konuşuluyor?" gibi sorulara geldi. TV ekranlarında gördüğü hararetli konuşmacılar dikkatini çekmiş.

İzah etmekte zorlandığımı ve onunda anlamakta zorluk çektiğini kabul etmem lazım.

Bu hararetli konuşmaların "Anayasa Mahkemesi'nin bu ülkenin en yüksek yargı organı olduğu halde verdiği bir hükmün Yargıtay 3. Dairesi tarafından tanınmadığı için Can Atalay isimli seçilmiş bir milletvekilinin hâlâ cevzaevinden tahliye edilmediğiden kaynaklandığını" anlatmaya çalıştım.

Yüz ifadesinden verdiğim bu izahatimden pek tatmin olmadığını gördüm. Sonra "Peki hükümet ya da anayasa profesörleri ne diyor bu duruma" diye sorunca cevabını veremedim.

Sonra aklıma "Ben hukuk öğrencisi olsaydım hocalarıma bu konudaki düşüncelerini, görüşlerini sorardım herhalde" diye düşündüm. "Teknik üniversite öğrencisi olmama rağmen ben böyle bir soruyu 40 yıl öncesindeki üniversite yıllarımda hocalarıma rahat rahat sorabilir; tartışabilirdim. Hocalarım da rahat rahat cevap verirdi." diye kendimi avutmaya çalıştım.

Ama bugünkü öğrenciler bu soruyu hocalarına sorma cesaretini gösterebilmiş midir? Eğer sorabilmişlerse hocaları cevap verebilmiş midir? Bilemiyorum.

Sonra aklıma, Yunanistan'da 18 yıla mahkûm olan faşizan "Altın Şafak" partisi yöntecisi İlias Kassidiaris'in durumu geldi.

Yunanistan'ın en yüksek yargı organı olan Yüksek Mahkeme, (Yunanistan'da Anayasa Mahkemesi yerine geçer) "Altın Şafak" partisinin suç örgütü olduğuna kanaat getirdikten sonra parti yöneticileri "suç örgütü yönetmek" suçlamasıyla yargılanıp hapse atılmışlardı.

İlias Kassidiaris, buna rağmen geçen ekim ayında Yunanistan'da yapılan Yerel Yönetim seçimlerine kendi ittifakı ile (Yunan yasalarına göre mahkûmların genel seçimlere katılma hakkı yok, ama yerel seçimlere katılabiliyorlar) katılmış; ittifakın aldığı yüzde 5 oylarıyla Atina Belediye Başkanlığı yönetim kurulu üyesi olarak seçilmişti.

Atina Belediye Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeleri geçen perşembe günü topluca and içti.

Kassidiaris ise ertesi gün hapisten çıkarılarak belediye binasına götürüldü ve andını tek başına içti. Ama aynı gün Belediye Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeliği görevi, hapisten çıkana kadar askıya alındı. And içme töreninden sonra 5 gün izin hakkını kullandı ve beş gün sonra tekrar cezaevine döndü.

Yeni yılda mutluluklar dileklerimle.

Yazarın Diğer Yazıları

Erdoğan-Miçotakis görüşmesi bugün: İş insanları işbirliği için liderlerin birkaç adım önünde yürüyor

Her iki liderin mülakatlarında “kriz istemedikleri; birbirilerine tehdit oluşturmadıkları; geçen aralık ayında Cumhurbaşkanının Atina ziyareti süresinde imzaladıkları Atina anlaşması ile ilişkilerin düzelmesi açısından büyük ve önemli bir adım atıldığı; bunun daha da ilerletilmesi için çalışmaya hazır oldukları” gibi konularda aynı görüşleri paylaştıkları gözlendi.

Davacı iken davalı olan gazeteci Süleyman Gençel'in durumu iyi

Nükhet Hotar ile arasındaki hukuki mücadelenin peşini bırakmayacağını söylüyor Süleyman... Ne olursa olsun adaletin elbette bir gün yerini bulacağına inanıyor

Her yerde bayram var...

Miçotakis, Paskalya'dan sonra Ankara yolcusu, ana muhalefet lideri Kasselakis askerde...