10 Mayıs 2017

İğneler ve çuvaldız

Zor zamanlarda sanatın işlevini hatırlatan güzel bir geceydi

Nicedir buralarda değildim. İzmir’e taşınma, yeni bir  mekan, yeni bir hayat, referandum çalışmaları derken okurlardan uzak kaldım. Ama, mesleği de ihmal etmiş değilim. Filmler, oyunlar izlendi, jüri toplantılarına katılındı… Tabii, sonuçlar açıklanmadan görüş belirtmek de olmazdı. Dün geceki ödül töreni ile birlikte –kendime koyduğum- bu ambargo da kalktığına göre artık düşüncelerimi paylaşabilirim.

Bugünlük dünkü ödül töreninin izlenimleri ile yetinmek niyetim. Haftaya Cannes Festivali başlıyor. Orada gördüklerimizi aktarmaya çalışacağız, 12 günlük maraton sürecince… Dönüşte, kaldığımız noktadan devam ederiz. Tüm ödül törenleri de geride kalmış olacağından, bir mevsimin toplu bir değerlendirmesini yaparız; yılın oyunları ve filmlerine ilişkin düşüncelerimizi paylaşırız… Söz!

Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri’nin benim için en önemli yanı, iki sanat dalını, tiyatroyu ve sinemayı birlikte ele alması. İki alanda oyunculuğun farklı kuralları olduğuna inanılırdı eskiden. Sinema oyuncularının çoğunlukla alaylı, tiyatrocuların ise ‘mektepli’ olmasının rolü vardı bu değerlendirmede. Oysa, son yıllarda bu iki sanat dalı arasındaki buzlar eridi; sinemada her yıl artan sayıda tiyatro oyuncusu görev almaya başladı sinema yapıtlarında. Disiplinlerarası sanat anlayışının giderek yaygınlaşması, bu iki kardeş sanat dalını iyice yaklaştırdı birbirine. Bir yıl tiyatro ödülü alan oyuncuyu, ertesi yıl sinema dalında ödüllendirilirken görmek şaşırtmıyor artık kimseleri…

Sadri Alışık Kültür Merkezi’nin, Kerem Alışık öncülüğünde 22 yıldır titizlikle sürdürdüğü “Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri”nin tiyatro seçici kurulundan, sinema seçici kuruluna yatay geçiş yapmıştım, yanılmıyorsam üç yıl oluyor. Erden Kıral’ın başkanlığındaki kurulun değerlendirmelerinin ne denli titiz ve adil olduğunu yaşayarak gördüm. Elbette, sonuçlar her zaman oy birliği ile alınmıyor; farklı görüşler çarpışıyor ve en iyiler ortaya konulmaya çalışılıyor. Özellikle başarılı performansları ile öne çıkan isimlerin sayıca fazla olduğu kategorilerde bu iş hiç de kolay değil. Son yıllarda, özellikle kadın oyuncu dalında yaşıyoruz bu bolluğu.

Bu yıl, sinemamızda ‘kadın damgası’ daha da güçlenmişti diyebiliriz. Nedeni, kadın yönetmenlerimizin yapıtlarının nicelik ve nitelik açısından hatırı sayılır bir gelişme göstermesiydi. “Ana Yurdu” (Senem Tüzen), “Toz Bezi” (Ahu Öztürk), “Tereddüt” (Yeşim Ustaoğlu), “Kasap Havası” (Çiğdem Sezgin), “Yarım” (Çağıl Nurhak Aydoğdu)… Kadın yönetmenler, büyük ölçüde ‘kadın dünyası’nı anlatırken, başrollerdeki oyunculara da ciddi bir olanak yaratıyorlardı. Anımsarsınız, bir zamanlar sinemamızda kadına düşen roller hep ikincil rollerdi (‘dört yapraklı yonca’yı hariç tutarsanız)…

Kadınların yılı

Bu kadar genelllemeden sonra, gelelim bu yılın filmlerine. Yılın filmleri içinde,“Kor”daki (Zeki Demirkubuz) rolüyle Aslıhan Gürbüz, “Ana Yurdu”ndaki rolleriyle Esra Bezen Bilgin ve Nihal Koldaş, “Tereddüt”teki rolleriyle Ecem Uzun ve Funda Eryiğit, “Toz Bezi”ndeki rolleriyle Asiye Diçsoy ve Nazan Kesal, “Kalandar Soğuğu”ndaki (Mustafa Kara) rolüyle Hatice Kara, “Rüzgarda Salınan Nilüfer”deki (Seren Yüce) rolüyle Songül Öden, “Saklı”daki (Selim Evci) rolüyle Türkü Turan ve “Kasap Havası”ndaki rolüyle Şenay Gürler… hepsi de En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nün sahibi olmayı hak ediyorlardı performansları ile. Seçici Kurul’un oylaması sonucu, üç aday olarak Asiye Dinçsoy, Aslıhan Gürbüz ve Şenay Gürler belirlendi…Ve, son oylamada ipi göğüsleyen Şenay Gürler oldu. Hakkıyla kazanılmış bir ödüldü ve her nasılsa bundan önceki tüm değerlendirmelerde, çeşitli festivallerde filmin ve Gürler’in başarısı göz ardı edilmişti.

Erkekler açısındansa çok parlak bir yıl olduğu söylenemez. Kalburüstü dört-beş performans vardı: “Kor”da Caner Cindoruk, “Kalandar Soğuğu”nda Haydar Şişman, “Babamın Kanatları”nda (Kıvanç Sezer) Menderes Samancılar, “Rüzgarda Salınan Nilüfer”de Tolga Tekin ve Kasap Havası”nda İnanç Korukçu. Oylama sonucu ilk üçe Cindoruk, Samancılar ve Tekin kalmıştı. Aralarında yapılan oylamada ise, ödül oy çokluğu ile Caner Cindoruk’a gitti.

Yardımcı rollerde de, çok başarılı performanslara tanık olduk. “Annemin Yarası”nda (Ozan Açıktan) Sabina Toziya ve Okan Yalabık, “İkimizin Yerine”de (Umur Turagay) Zerrin Tekindor ve Özgür Emre Yıldırım, “Saklı”da Şehnaz Bölen Taftalı ve Settar Tanrıöğen, “”Kümes”de (Ufuk Bayraktar) Selen Domaç, “Rüzgarda Salınan Nilüfer”de Tülay Günal, “Kasap Havası”nda Hakan Karahan, “Babamın Kanatları”nda Musap Ekici, “Misafir”de (Mehmet Eryılmaz) Tamer Levent ve “Kor”da Taner Birsel öne çıkıyordu.

Dram dalında Yardımcı Rolde En İyi Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu adayları olarak Taftalı, Günal ve Tekindor belirlendi. Oylama sonucu ödül Tülay Günal’ın oldu. Günal, ödülünü “DTCF Tiyatro bölümünün haksız yere işinden atılan hocalarına” ithaf ederken, siyasal iktidarı iğneleyen konuşması salondan büyük alkış aldı.

Dram dalında Yardomcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncus adayları olarak belirlenen Musab Ekici, Tamer Levent, Taner Birsel arasından da ipi göğüsleyen Musab Ekici oldu.

Komedi deyince…

Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri’nin bir özelliği -“Altın Küre” ödüllerinde olduğu gibi- Dram ve Komedi dallarını ayırması. Çok sayıda komedi filmi izledik bu yıl. İçlerinde başarılı oyunculuklar barındıranlar da vardı, ama izlediğimiz filmlerin önemli bir bölümü kötü senaryolar ve mizah duygusundan yoksun kaba esprilerle tahammül sınırlarını zorluyordu. Seçici Kurul başkanı Erden Kıral, törende yaptığı konuşmada bu tehlikeli gidişin altını şu sözlerle çiziyordu:

Düşündüm de, güldürü sanatının yolunu kaybetmeden sorunlarını çözmesi lazım. Güldüreceğiz diye iyice ayağa düşürülen ortaoyunu üslubunun oyunculuk açısından bir kez daha gözden geçirilmesinin zamanı gelmedi mi? Artık kahramanlar değil, soytarılar döneminde yaşadığımıza göre trajedi yaratamayabiliriz ama trajik olanı komedinin içinden çıkarabiliriz. Peki, bu nasıl olacak? Komedinin grotesk boyutunu ‘komiklik gösterisine’ dönüştürmeden, ölçülü yorumlarla buluşturmalı... Öte yandan, canlandırdığı karakteri büyük bir sahicilikle aktaran, iz bırakan oyuncular yetişti. Bu durum herşeye rağmen umut verici bir gelişme gibi görünüyor”… Törende ödül alan konuşmacıların büyük bir bölümü siyasal iktidarı -doğrudan ya da dolaylı- iğneleyen sözcükler kullanırken, bu kez bir sinemacı çuvaldızı sinemacılara batırıyordu.

Komedi dalında, “Kaçma Birader”le Melek Baykal, Algı Eke, Zafer Algöz, Necip Memili ve Emrah Kaman, “Olanlar Oldu”da Ata Demirer, Ülkü Duru ve Toprak Sergen, “Benim Adım Feridun”da Suzan Aksoy, Defne Yalnız, “Vezir Parmağı”nda Ece Uslu, Yasemin Yalçın ve Rana Cabbar, “Görümce”de Gupse Özay, Zeynep Kankonde, “Küçük Esnaf”da Cezmi Baskın, “Pamuk Prens”de Tamer Karadağlı, “El Değmemiş Aşk”da Ceren Moray ve Emre Karayel, “Dönerse Senindir”de İrem Sak dikkate değer performanslar sunmuşlardı.

Kanımca, yılın komedisi –daha doğrusu ‘kara komedi’si- “Albüm”dü. “Albüm”ün başrollerini üstlenen Şebnem Bozoklu ve Murat Kılıç’ın başarılı yorumları filmin biçemi ile örtüşüyordu. Oylama sonucu, Kadın Oyuncu dalında Ceren Moray, Melek Baykal ve Şebnem Bozoklu ilk üçe girerken, ödül Bozoklu’nun oldu. Şebnem Bozoklu ödülünü “sinemamızın tüm emekçi kadınlarına” ithaf etti.

Erkek oyuncu kategorisinde ilk üç, Emre Karayel, Murat Kılıç ve Zafer Algöz idi. Ödül, Algöz’ün oldu. Komedi dalında Yardımcı Rolde En Başarılı Kadın Oyuncu olarak Suzan Aksoy, Yardımcı Rolde En Başarılı Erkek Oyuncu olarak Emrah Kaman ve Rana Cabbar ödülün sahibi oldular.

Sadri Alışık 2016-2017 Sinema Ödülleri’nde Seçici Kurul Özel Ödülü, Yılmaz Erdoğan’ın “Ekşi Elmalar” filminin üç kadın oyuncusu, Farah Zeynep Abdullah, Songül Öden ve Şükran Ovalı’nın olurken, Ayhan Işık Özel Ödülü “Annemin Yarası” ile Okan Yalabık’a, Ekrem Bora Umut Veren Oyuncu Ödülü “Mavi Bisiklet”le Selim Kaya’ya, Onur Ödülü ise Engin Çağlar ve Hülya Uçansu’ya gitti. Sinemamıza festival yöneticisi olarak önemli katkıları olan Uçansu, ödülünü alırken sansürü vurgulayan bir konuma yaprak, festivallerde gösterilen filmlerin ‘Eser İşletme Belgesi’nden muaf tutulmasını istedi.

Tiyatro’da en iyiler

Tiyatro eleştirmeni Rengin Uz’un başkanlığındaki Seçici Kurul, izledikleri 127 oyun içinde en başarılı performansları belirlemişti. Komedi, Kara Komedi ve Müzikal dalındaki performanslar, tıpkı sinema alanında olduğu gibi ayrı bir kategoride değerlendirilmişti. Ödül listesinde çok sayıda bağımsız tiyatro topluluğunun adı yer alırken, ödenekli tiyatrolardan yalnızca bir oyuncu ödüllendirildi. Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun “Giydirici” oyunundaki rolüyle Celal Kadri Kınoğlu oldu. İstanbul Şehir Tiyatroları’nın iki oyuncsu ise, Yardımcı Oyuncu dalındaki adaylar arasında yer aldı: “Yangın Yerinde Orkideler”le Can Ertuğrul, “Şahane Züğürtler”le Hakan Güner.

Dram dalındaki Erkek Oyuncu ödülü dışındaki tüm ödüller, İstanbul’da son yıllarda nicelik ve nitelik açısından müthiş bir gelişme gösteren bağımsız tiyarolara gitti. Seçici Kurulun, Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu olarak BAM’ın “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin” oyunundaki rolüyle Başak Kıvılcım Ertanoğlu’nu seçerken çok zorlandığını tahmin ediyorum. Çünkü Ertanoğlu’nun iki rakibi de olağanüstü performanslar sergilemişti. DOT’un “Nefesinizi Nasıl Tutarsınız?” oyunundan Gizem Güçlüve Craft Tiyatro’nun “Yutmak” oyunundan Merve Dizdar arasından sıyrıp ödülün sahibi olan Ertanoğlu, oyundaki bir tümceye gönderme yaparak “Diyemediklerimizi diyebileceğimiz, daha özgür olabileceğimiz günler için” diyordu ödül konuşmasında.

Tatbikat Sahnesi “Tüy Kalemler”, Entropi Sahne “Yastık Adam”, Craft Tiyatro “Yen”, B Planı “İstila”, Tiyatro Fora “Zamanın Durduğu An”, Müşterek Tiyatro “39 Basamak”, Tiyatro İn “Akciğer”, Tiyatro İstanbul-Ekip Tiyatrosu “Popüler Gerçek”, Oyun Atölyesi “Kundakçı”, Tiyatro Pera “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike”, Kazan Dairesi “Hedwig ve Angry Inch”deki oyuncuları ile çeşitli dallardaki üçer aday arasında yer aldılar. İki ödül alan tek tiyatro, Tiyatro PERA oldu. Tilbe Saran “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike” ile Komedi, Kara Komedi ve Müzikal dalında En Başarılı Kadın Oyuncu seçilirken, aynı oyundaki rolüyle Başak Meşe Yardımcı Rolde Ytılın En Başarılı Kadın Oyuncusu seçildi.

Dram dalında Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu “İstila” ile Seda Türkmen, Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu ise “Yastık Adam”la Deniz Hamzaoğlu oldu. Komedi, Kara Komedi ve Müzikal dalında Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu “Hedwig ve Angry Inch”le Yılmaz Sütçü, aynı kategoiide Yardımcı Rolde En Başarılı Erkek Oyuncu ise “Kundakçı”daki rolüyle Devrim Özder Akın seçildi.

day line photoTiyatro Seçici Kurulu’nun Özel Ödülü, bu yıl çeşitli jüriler tarafından yılın prodüksiyonu seçilen Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın “Gülünç Karanlık” oyununun oldu. Çolpan İlhan Sanata Değer Katan Kadınlar Ödülü Celile Toyon’a verilirken, Üstün Akmen Genç Oyuncu ödülü iki oyuncu arasında paylaştırıldı. Craft’ın “Yen” oyunundaki rolüyle Berker Güven ve Tiyatro Oyun Kutusu’nun “Sekshop” oyunuyla Yağmur Anaz.

“Şatonun Altında” oyunuyla Anadolu Efes Özel Ödülü’nü alan Fiziksel Tiyatro Araştırmaları, ödüllerini “Kayyum tarafından kapatılan Diyarbakır Şehir Tiyatrosu sanatçılarına”ithaf ederken, “Joko’nun Doğum Günü” oyunuyla HDI Sigorta Özel Ödülü’nü kazanan Yolcu Tiyatro adına konuşan ve “Ödülümüzü, 59 gün boyunca cenazesi ailesine verilmeyen kardeşim Aziz Güler’e ithaf ediyorum” diyerek, siyasal iktidara okkalı bir iğne batırdı. Galiba, tiyatrocular sinemacılara oranla daha politk, ya da daha cesurdular… Geceye son noktayı Onur Ödülü’nü almak üzere sahneye çıkan efsane oyuncu Gülriz Sururi oldu. “Sanata karşı duran bir iktidara karşın yeni perdeler açmayı sürdüren cesur gençler”in çabalarını vurgulayarak… Zor zamanlarda sanatın işlevini hatırlatan güzel bir geceydi. Çok merak ediyorum, töreni kaydeden TV8 nasıl verecek bu konuşmaları…

Yazarın Diğer Yazıları

Oscar 2020: Sınır tanımayan yaratıcılık

'Joker'in, tıpkı 'Parazit' gibi sistem karşıtı bir mesajı olduğu açık ama bu mesajı gölgeleyen unsurlar da yok değil. Toplumdaki eşitsizliği, ayrımcılığı sergilerken bireysel motifler öne çıkıyor. Joker'in gülme hastalığından muzdarip olması sınıfsal konumunun önüne geçiyor

Antalya'da trajik final

Anlaşılan o ki, 56. Festivalde yarışan filmlerden çok jüri tartışılacak

26. Adana Uluslararası Altın Koza Film Festivali: “Nuh Tepesi”nden ülkeye bakış

Uluslararası Kısa Film Yarışması, bizden bir yönetmenin zaferi ile sonuçlandı; “Ayakkabı” adlı filmi ile ödülü kazanan Nehir Tuna, konuşmasında Kültür Bakanlığı’ndan destek alamadığını vurguladı