15 Aralık 2017

Amerika baklayı ağzından çıkardı

Türk-Amerikan ilişkilerinin artık tam anlamıyla kırıldığı bir yerdeyiz

1980 Taif Zirvesi 2017’de İstanbul’da tekrar ediyor.

İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı 1980 Taif Zirvesinde alınan kararın teyit edilmesini istiyor. Garip ve yersiz.

1980’deki zirvede İslam ülkeleri bir araya geliyor ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvuruyor. Başvuru amacına ulaşıyor. Güvenlik Konseyi 478 sayılı kararını alıyor:

‘Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir’.

Tıpkı üç gün önce İstanbul’da alınan karar gibi.

O tarihte bu karara Amerika çekimser kalıyor ve karar Güvenlik Konseyinden geçiyor. Yani bugün Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden Amerika o tarihte çekimser kalıyor. Veto hakkını kullanmıyor.

Bugün İslam Ülkeleri gereksiz bir tekrara düşüyor. 1980 kararının ‘teyidini’ istiyor. Neden bu istek anlaşılmıyor.

Oysa, Amerika’nın çelişkisine işaret etmek çoktan yetiyor. Amerika’yı tanıyan beri gelsin.

‘Üç tehdide’ bak sen

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bu kararına karşı Amerika tarihi ölçüleri yerden yere vuran bir açıklamada bulunuyor.

İstanbul toplantısının başını Türkiye çekiyor ya… Amerikan tepkisi gecikmiyor.

 Hemen aynı gün Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı ki, Amerikan sisteminde Dışişleri Bakanından daha önemli, baltayı taşa vuruyor.

Danışman Amerika için üç tehdidin varlığını ileri sürüyor. Hazrete göre:

-İlk tehdit Çin ve Rusya, küresel nitelikte.

-İkinci tehdit İran ve Kuzey Kore, nükleer güç olarak.

-Üçüncü tehdit Türkiye ve Katar, cihat tehlikesi.

Trump bir kukla mı?

Bir zamanlar Türkiye’yi hem demokrat, hem İslam diye bağrına basan Amerika şimdi Türkiye’yi tehdit olarak görüyor ve bunu pervasızca açıklıyor.

Adı üstünde, ‘Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı’, bu sefer Trump’tan habersiz olamaz.

Onu pek sallamıyorlar ya, her şeye rağmen, habersiz ise, Trump Amerika’da artık kendisini Başkan sanan bir kukladan öteye giden biri değil.

Hazmetmesi zor

Türk-Amerikan ilişkilerinin artık tam anlamıyla kırıldığı bir yerdeyiz.

Gerçi bu açıklamadan bir gün sonra Beyaz Saray ‘Türkiye bizim stratejik ortağımızdır’ filan lafları ediyor, sözde o açıklamayı yumuşatmayı deniyor ancak, nafile.

Günümüzde Amerika’nın Türkiye üzerine gerçek düşüncesi olanca açıklıkla ortaya çıkıyor.

Amerika’yı tanıyan beri gelsin.

Bu saatten sonra Türkiye ile Amerika birbirine nasıl güvenecek, belli değil.

Türk-Amerikan ilişkiler tarihinde hiçbir zaman yaşanmamış, bırakın yaşamayı akıldan bile geçmemiş bir olay.

AKP iktidarı bundan sonra Amerika’ya nasıl davranır, merak değer.

Kolay hazmedilecek bir tavır değil.

Amerika ağzından baklayı çıkarıyor da, onun ötesinde, AKP düşünmeli, ‘biz bu noktaya nasıl geldik’ diye.

Kılıçdaroğlu müthiş korumada

Dün Muğla.

Yoldan geçen bütün arabalar durduruluyor, her sürücünün ehliyeti inceleniyor, bilgisayara girilip o kişi hakkında tüm bilgiler taranıyor, sorun yoksa ancak ondan sonra gitmesine izin veriliyor.

Sadece bu mu?

Dağ, taş polis ve jandarma dolu. Her yerde keskin nişancılar, olağanüstü bir koruma. Caddeler, ön sokaklar, arka sokaklar… Kuş uçmuyor.

Sanırsınız ki, büyük büyük büyüklerimiz Muğla’ya geliyor. Böyle bir koruma ancak o durumlarda görülüyor.

Yok değil.

Koruma Kemal Kılıçdaroğlu’na. İnanılmaz bir koruma.

Daha önce birkaç kez belli saldırılara hedef olan Kılıçdaroğlu’nu AKP iktidarı şimdi gözü gibi koruyor.   

Yazarın Diğer Yazıları

Cumhuriyetçisi olmayan Cumhuriyet

AKP'nin imam hatiplerle, vakıf ve derneklerle, kendine bağlı sermaye ile oluşturduğu taban karşısında duranların ortak söylemi var. Hangi siyasi kanatta olurlarsa olsunlar... Ortak söylem Cumhuriyet!..

Piyasa Erdoğan'a, Erdoğan Murat Kurum'a güvenmiyor

Erdoğan ve bakanların İstanbul'da her oy avcılığı Kurum'u biraz daha değersiz kılıyor

Promosyon aldatmacası, İstanbul kâbusu

Başta Erdoğan, hükümetin tekmil bakanları İstanbul’da, hepsi birden Ekrem İmamoğlu’na karşı oy devşirme yarışında. 1946’dan bu yana hiçbir genel ve belediye seçiminde görülmeyen manzaralar!..